HZ. ŞİFA BİNTİ ABDULLAH ANLATIYOR:
Sabahleyin Cemaate katılmanın Önemi
Eşimin vefatından sonra, Mekke’de oğlum Süleyman’la birlikte yaşamaya başlamıştım. Peygamberimize iman ettiğim için, onun Mekke’yi terk etmesinden sonra ben de oğlumu alıp Medine’ye geldim. Medine’de peygamberimiz bana ve oğluma bahçeli güzel bir ev verdi. Orada yaşamaya başladık.
Peygamberimiz sağken, elinden geldiğince Müslüman kardeşlerime yardımcı olmaya çalışıyordum. Okuma yazma bilen nadir kadınlardan biriydim ben. Hz Ömer’in kızı Hafza’ya r.a da okuma yazma öğretmiştim.
Hz Ömer, ikinci halife olarak Müslümanların liderliğine geçince, ben de Halife’nin danışmanlarından biri oldum. Hz. Ömer sık sık bana gelir, aklına takılan şeyleri sorardı. Ben de bildiğim kadarıyla anlatırdım ona. Halife ayrıca bana çarşı pazarın denetlenmesi işini de vermişti. Pazar kurulduğunda erkenden çıkar, satıcıların mallarını denetlerdim. Sonucu da haife’ye bildirirdim.
Oğlum Süleyman r.a da Hz Ömer’in sevdiği insanlardan biriydi. Halife onunla özel olarak ilgilenir, iyi bir Müslüman olması için ona tavsiyelerde bulunurdu.
Bir sabah erkenden Hz. Ömer’le karşılaştık. O bana, oğlum Süleyman r.a bu gün sabah namazında görmediğini söyledi. Gerçekten de Süleyman,bütün gece namaz kılmış, sabahleyin de yorgunluktan mescide gidememişti. Halifeye bunu anlattım. Hz. Ömer şöyle dedi:
‘’Sabah namazında cemaate katılmak, bütün bir geceyi ibadetle geçirmekten daha güzeldir.’’