HZ. BEŞİR BİN HASSSİYYE ANLATIYOR:
''Peki Sen Ne İle Cennet'e Gideceksin?''
Medine'nin dışında kabilemde pek Müslüman yoktu. Ama ben bazı Tanıdıklarımdan İslam'ı öğrenmiştim. Kararım kesin olarak Müslüman olmak üzere Medine'ye geldim.
Peygamberimiz beni güler yüzle karşıladı. Kendimi tanıttım; Müslüman olmak istediğimi söyledim. Sevgili Peygamberimiz bazı konularda benden kendisine söz vermemi istedi. Bunlar neelrdi acaba?...
Elimi uzatmamı söyledi, uzattım. Sonra bana şunları söyledi:
''Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed'in de Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik edeceksin. namazı kılacak, Farz olan zekatı vereceksin. Ramazan orucunu tutacak, Kabeyi ziyaret edecek ve Allah yolunda cihat edeceksin!''
Sevgili Peygamberimiz açık sözlü ve samimiydi. Ben bundan cesaret alıp kalbimden geçenleri ona analttım:
''Ey Allah'ın Rasülü! İkisi hariç hepsini yerine getiririm. Allah'a yemin olsun ki, dokuz yaşından on iki yaşına kadar deveelerim var. Bunlar hem ailemizin süt ihtiyacını karşılıyor, hem de binek hayvanlarımız. Bunlardan nasıl zekat veririm? Cihada gelince... Ben korkak bir adamım. Savaşa katıldığımda canımın derdine düşüp düşmandan kaçarsam diye endişeleniyorum!''
Bunun üzerine Peygamberimiz elimi sıkıca kavuşturarak dedi ki:
''Ey Beşir! Zekat yok, cihad yok! Peki sen ne ile Cenent'e gideceksin?''
O bunu söylerken bir yandan da gözlerimin içine bakıyordu. O anda kalbimden bütün endişeelr ve korkular silindi. Bana söylediği her şeyi terettütsüz kabul ettim. Sağlam bir şekilde İslam'a girdim.
