HZ. BERA BİN AZİB ANLATIYOR:
Yeni Kıble
Medine'nin yerlilerinden, harisoğullarındanım ben. Peygamberimizin medine'ye gelmesinden kısa bir süre önce, baabmla birlikte Müslüman oldum.
Beş vakit namaz, yüce Allah'ın bize en önemli emirlerinden biriydi. Mekkeli Müslüman kardeşlerimizin aramıza katılmalarından sonra hep birlikte bu ibadeti yerine getiriyorduk. Yönümüzü de kudüste bulunan Mescid'i aksaya doğru dönüyorduk. Kıblemiz orasıydı.
Seneelrdir medine'de yahudilerle birlikte yaşıyorduk. Onları çok iyi tanıdığım için bizimle alay etmeye başladıklarında hiç şaşırmadım. Şöyle diyorlardı:
''Hem İslam'ın en son din olduğunu söyleyorlar, hem de bizim kıblemize dönüp namaz kılıyorlar' Bizi taklit ediyorlar!''
Bu dedikodular elbette bizi çok üzüyordu. Sevgili peygamberimiz, müslümanların kıblesinin kabe olmasını istiyordu fakat, Allah'tan emir gelmediği için bir şey yapamıyordu.
16 ay kadar namazlarımızı Mescid'i aksaya doğru kıldık. Nihayet Allah, bizlere bundan sonra kabeye dönmemizi emretti. O günü hiç unutmuyorum.
Medine'nin biraz dışında, küçük bir mescitte Peygamberimizle birlikteydik. Bir gün peygamberimiz, vahy meelği cebrail'in geldiğini ve Allah'ın emrini bildirdiğini söyledi. Hep birlikte yönümüzü Kabeye doğru çevirerek naamzımızı kıldık. hepimiz çok heycanlanmış ve çok sevinmiştik. allah sonunda kalplerimizi rahatlatmış, bize Kabe'yi kıple olarak seçmişti.
Kıble olarak kabe'nin seçilmesi çok anlamlıydı. çünkü kabe, yeryüzündeki ilk mescitti. Hz. Adem tarafından inşa edilmiş, Hz. iprahim ve oğlu ismail tarafından da yeniden yapılmıştı. Hac ibadetinin de merkeziydi.
Sevinmemiz için bir sebeb daha vardı. Yahudiler artık bize laf söyleyemeeycekti.
