HZ. MEYSERE BİN MESRÜK ANLATIYOR:
Kudüs Fetediliyor
Elçiler Yılı’nı duydunuz mu hi.? Sevgili Peygamberimiz, vefatından üç yıl kadar önce, Arabistan’ın çevresinde bulunan ülkelerin hükümdarlarına İslam’a davet mektupları göndermişti. Bu mektuplar, elçiler tarafından götürülüyordu. Aynı zamanda, başka ülke liderlerinin gönderdiği elçiler de Peygamberimizi ziyarete gelmeye başlamışlardı. Bu yoğun yıla, elçiler yılı denildi. İşte ben de yanımdaki arkadaşlarımla elçiler yılı’nda peygamberimizi ziyaret edip Müslüman olanlardan biriyim.
Daha sonra, Halife Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde ordu komutanlığına getirildim. İslam ordusunun Suriye bölgesindeki fetihlerine katıldım. Ama hatyatımda hiç unutmadığım sefer, Kudüs’ün fethidir benim. Çünkü o seferde benim çok özel bir rolüm olmuştu.
Kıudüs seferine Ebü Ubeyde bin Cerah’ın r.a komutasında çıkmıştık. İslam ordusu, Araplar arasında İlya olarak bilinen bu muhteşem şehri kuşatmıştı. Kudüs’te o zamanlar Hiristiyanlar ve az sayıda Yahudüler bulunuyordu.
Kuşatma sürerken, Kudüs’teki Hiristiyanların lideri olan Patrik, Ebü Ubeyde’ye haber göndererek, şehri Halife Hz. Ömer’in kendisine teslim etmek istediğini istediğini bildirdi. Patrik Hz. Ömer’in medine’den Kudüs’e kadar gelmesini istiyordu. Bu bizim hiç beklemediğimiz bir teklifti.
Başkomutan Ebü Ubeyde r.a bir mektup yzarak durumu Haife hz. Ömer’e bildirmeye karar verdi. Mektubu medine’ye ben götürecektim.
Fazla vakit geçirmeden mektupla Medine’ye doğru yola çıktım.
HZ. ÖMER KUDÜS’TE
Mektubu Medine’de Halife’ye sundum. Hz. Ömer yazılanları okuduktan sonra benimle biraz konuşup son durumu sordu. Ben de şehri kuşattığımızı, Hiristiyanların teslim olmaya hazır olduklarını anlattım. Bunun üzerine Halife, Kudüs’e gitmek üzere hazırlıklara başladı.
Ebü Ubeyde r.a bana başka emirler de verdiği için Kudüs’e gidişte Hz. Ömer’e eşlik edemedim. O, yanında hizmetkarıyla yola çıktı; ben başka bir yoldan döndüm.
Hizmetkarının bana sonradan anlattıklarına göre, Hz. Ömer ve o, deveye sırayla binmişler. Yol boyunca iki arkadaş gibiymişler. Birlikte yiyip içmişler, nmamazlarını cemaat olup birlikte kılmışlar. Nihayet Kudüs’ün yakınlarına geldiklerinde, yürüme sırası Hz. Ömer’e gelmiş.
Hizmetkarı, Halife’ye demiş ki:
‘’Efendim biliyorum deveye binme sırası nbende ve siz kesinlikle buna itiraz etmezsiniz. Ama ne olur, Kudüs’e girerken siz deveye binin ve ben sizin yanınızda yürüyeyim. Kudüs halkı Hiristiyandır; gösterişi çok severler. Devenin üzerinde beni görürlerse sizin emirlerinizi dinlemeyebilirler!’’
Halife Hz. Ömer,onun bu sözlerini kabul etmemiş.
Onlar Kudüs’e girmeden, ben kendilerine yetiştim. Gerçekten de şehre girerken hizmetkarı deve üzerindeydi. Hz. Ömer iseyanında başını öne eğmiş yürüyordu.
HZ. ÖMER’İN İNCE DÜŞÜNCESİ
Kudüs, patrik tarafından Halife hz. Ömer’e teslim edildi. Hz. Ömer, şehirde yaşayan herkesin can, mal ve din özgürlüklerinin korunacağını söyledi. Bu, Yahudi ve Hiristiyanları çok memnun etmişti.
Kudüs’ün teslim edilişi hepimiz için gerçekten unutulmaz bir andı. Çünkü kudüs, biz Müslümanların ilk kıplesiydi. Mescid’i Aksa buradaydı. Sevgili Peygamberimiz, Miraç gecesinde Allah tarafından buraya getirilmişti.
Şehrin teslim alınmasından sonra patrik, Halife’ye şehri gezdirdi. Bu geziye Ebü Ubeyde r.a ve ben de katıldık. Hiristiyanların kiliselerini, Hz. İsa’nın son günlerini yaşadığı sokakları, Bizans ve Roma tapınaklarını gördük. Hepsi de çok etkileyci idi. Hz. Ömer, Patrik’ten, Mescid’i Aksa’nın yerini göstermesini istedi. Patriğin gösterdiği yer, harabeye dönmüştü. Halife orayı temizletti ve yerine küçük bir mescit yapılmasını emrettti.
Gezi sırasında Patrik, Hiristiyanların en kutsal kilisesini de gezdirdi bize. İçeride ondan bilgi alırken, bir Müslüman yanımıza gelip namaz vaktinin geldiğini bildirdi. Bunu duyan Patrik, Halife’ye şu teklifte bulundu:
‘’Namazınızı burada kilisemizde kılabilirsiniz!’’
İslam’a göre temiz olan her yerde namaz kılınabilirdi. Ama Hz. Ömer bu teklifi kabul etmedi ve şöyle dedi:
‘’Ben burada namaz kılarsam, benden sonra gelen Müslümanlar, Hz. Ömer burada namaz kılmıştı diyerek burayı sizin elinizden almaya kalkışabilirler. Ben şu yanda namaz kılayım.’’
Sonra dışarı çıktı. Kilisenin duvarının dışındaki boş alanda naamzlarımızı kıldık.
