HZ.EBÜ SAİD EL HUDRİ ANLATIYOR:
İlim Halkasında Cennet Müjdesi
şehrimiz Medine'deki iki büyük Kabileden Hazrec'e mensubum ben. Babam Malik r.a ve annem Ünyese r,z Medineli ilk Müslümanlardandı. Annem Peygamberimizin uzaktan akrabası idi. Babam Uhud Savaşı'ında şehit olmuştu. Babam şehit olduğunda ben 3 yaşındaydım.
Babamın şehadetşnden sonra annemle birlikte yaşamaya başladık. İlk başlarda biraz sıkıntı çektik ama sonra Allah'ın yardımıyla kimselere muhtaç olmadık.
Gençlik yıllarım Sevgili Peygamberimizle birlikte geçti. Ondan ne öğrendiysem insanlara öğretmeye çalıştım. Peygamberimizin insanlara İslam'ı anlattığı her ortamda ben mutlaka vardım. Peygamberimizin dualarına layık olmak için her hayırlı işe ilk ben koşmaya çabalardım.
Bir gün, fakir muhacşrlerle birlikte oturuyorduk. Bazılarımızın üzerindeki elbiseler öyle eskiydi ki yırtıklarından tenimiz görünüyordu. İçimizden iyi bilen biri bize Kur'anokuyordu. Derken Peygamberimiz geldi ve yanımızda durarak ne yaptığımızı sordu. Kur'an okuyan arkadaşımız bu sırada susmuştu. Onu işaret ederek,
''Bu arkadaşımız hocamızdır. O okuyor biz de dinliyoruz.'' dedik.
Peygamberimiz çok memnun oldu. Hemen o da aramıza oturdu. Eliyle işaret ederek halka olmamızı istedi. Şimdi hepimiz diz dize oturuyorduk. Sonra Peygamberimiz bize şu müjdeyi verdi:
''Ey yoksul muhacirler! Sizlere kıyamet gününde tam bir nur müjdeleyorum! Sizler Cennet'e zenginlerden önce gireceksiniz!''