HZ. EBUD DERDA ANLATIYOR:
Benim İslam'a girmeme arkadaşım Abdullah bin Revaha r.a sebeb oldu. Onun anlattıklarını dinledim, sonra da şehrimize gelen Peygamberimizle tanıştım. Sevgili Peygamberimizi şehrimiz Medine'de en güzel şekilde ağırlamak için diğer kardeşlerimle birlikte elimden geleni yaptım.
Sevgili peygamberimizin sohbeti, bizler için türlü türlü derslerle doluydu. Bazen onunla bir olay, bize yeni şeyler öğretirdi. İşte onlardan biri:
Mescitte peygamberimizle oturuken, Hz. Ebubekir yanımıza geldi. Morali bozuk gibiydi. Peygamberimiz bize, ''herhalde arkadaşınız biriyle tartıştı'' dedikten sonra, Hz. Ebubekir selam verdi; yaşadıklarını anlattı:
''Ömerle aramda küçük bir tartışma geçti. Suçlu olan bendim, ben affetmesini istedim, affetmedi. Moralim bozuldu, ben de buraya geldim.
Onun anlattıklarını dinleyen peygamberimiz, üç defa ''Ey Ebubekir, Allah seni bağışlasın!'' buyurdu.
Az sonra Hz. Ömer de geldi. Meğer o da yaptığının yanlış olduğunu anlamış özür dilemek üzere Hz. Ebubekir'i arıyormuş.
Sevgili Peygamberimiz, Hz. Ömer'i görünce biraz kızar gibi oldu. Hatta Hz. Ebubekir de korktu da diz çöküp ''Suçlu olan bendim'' demek zorunda kaldı. Sonra peygamberimiz, Hz Ebubekir'e ne kadar çok sevdiğini anlatan şu sözleri söyledi:
''Allah beni size peygamber olarak gönderdi. Hepiniz bana ''Yalan söylüyorsun; dediniz. halbu ki ben doğrulanmış, canıyla bana destek olmuştu!''
Bu olaydan sonra, hiç kimse Hz. Ebubekir'i incitip üzmedi.
''ÜBEYY DOĞRU SÖYLEDİ''
İlim öğrenmek ve bilgili olmak, İslam'da çok övülen bir özellikti.
''Bir insan ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah ona Cennet'e doğru bir açar. melekler, ilim peşinde koşanların ayaklarının altına kanatlarını yayrlar. İlim sahipleri için yerdekiler de göktekiler Allah'tan bağışlanma dilerler.''
Ben de müslüman olduktan sonra, hep bilgili bir insan olmaya çalışmıştım. Kur'an ayetlerini ezberliyor, onları en güzel şekilde insanlara anlatmaya gayret ediyordum. Benden daha iyi bilen birini bulduğumda, ondan bir şeyler öğrenmek için çabalıyordum.
İslam'ı benden daha iyi bilenelrden biri de Medineli arkadaşlarımdan Übeyy bin Kab r.a idi. Onunla sık sık buluşur, sohbet ederdik.
Peygamberimiz cuma günleri, namazı kıldırmadan önce bize bir konuşma yapardı. Hutbe adı verilen bu konuşmada, bize öğütler verir ve tavsiyede bulunurdu.
Yine bir gün peygamberimizin cuma hutbesini dinliyorduk. ben de Übeyy ile yan yana oturuyordum. Bir ara peygamberimiz, benden daha önce duymadığım bir ayeti okudu. Ben Übeyy'e r.a Bu ayet ne zaman geldi?'' diye sordum, ama Übeyy r.a benimle konuşmadı. Hutbe bittikten sonra bana ''Hutbe sırasında konuşman doğru değildi, seninle bu yüzden konuşmadım.'' dedi.
Namazdan sonra peygamberimize gidip Übeyy'in söylediğini anlattım. Sevgili peygamberimiz, Übeyy'i r.a haklı bularak bana şöylr dedi:
''Übeyy doğru söyledi. İmam hutbede iken o sözünü bitirinceye kadar sus ve onu dinle!''