HZ. EBU MUSA EL EŞARİ ANLATIYOR.
Yolunu Şaşıran Gemi
Mekkeli tüccarlar, memleketimiz yemen'e kışın gelirler, malalrını ülkemizde rahat rahat satarlardı. Yemen, Hindistan'a giden yol üzerinde bulunduğundan, Doğu'dan gelen malları da alarak ülkelerine dönerlerdi. Bir kış yine geldiklerinde, onlardan ilginç bir haber aldık. Söylediklerine göre Mekke'de bir Peygamber çıkmış. İnsanlara Allah'ın birliğine inanmaya davet ediyormuş.
Mekkeliler, ondan hiç bahsetmiyorlardı, ama ben onu çok merak etmiştim. Kimdi acaba? davet ettiği şey neydi? Uzun zaman araştırdıktan sonra, onun söylediklerinin çok mantıklı ve güzel güzel olduğunu gördüm. Kararımı vermiştim: Mekke'ye gidecek, ona iman edecektim.
Hazırlıklarımı tamamlayıp bir gemiye bindim. Gemimiz bizi Cidde'ye götürecekti. ben de oradan Mekke'ye geçecektim.
Yolculuk beklediğim gibi geçmedi. Yola çıktıktan kısa bir süre sonra korkunç vbir fırtına çıktı. Gemi, karşı kıyıdaki Habeşistan'a sürüklendi. Canımızı kurtarmak için denize atladık, yüzerek Habeşistan'a geçtik.
Ben bu duruma çok üzülmüştüm. Yani şimdi Müslümanalra katılamayacak mıydım? Hiç te öyle olmadı! Müslümanlardan bir grup Habeşistan'a gelmişler, orada dinlerini rahatça yaşamaya başlamışlardı. Kısa bir süre sonra onlarla tanıştım. Cafer R.A başta olmak üzere, hepsiyla çok iyi dost oldum. Onlar bana İslam'ı öğrettiler. Sevgili Peygamberimizin ne yüce bir insan olduğunu uzun uzun anlattılar.
Hep birlikte jardeşçe yaşıyor, sevgili Peygamberimize kavuşacağımız günleri hasretle bekliyorduk.
