* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HZ. ÖMER BİN HATTAP ANLATIYOR (Hz Ömerin Müslüman oluşu)  (Okunma sayısı 656 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HZ. ÖMER BİN HATTAP ANLATIYOR:

İslam'a Doğru  (Hz Ömerin Müslüman oluşu)

Hepimiz çok kızıyorduk ona. Kırk yaşına gelmiş ve birdenbire Allah'ın peygamberi olduğunu iddia etmeye başlamıştı! Şehrimiz Mekke'de onun gibi düşünenlerin sayısı giderek artıyordu. Ne yapıp edip onları durdurmalıydık.

Arkadaşlarımla bir plan yaptık. Dedik ki: ''Eğer önderelrini, yani Muhammed'i S.a.v ortadan kaldırısak İslam diye bir şey kalmaz! ''Arkadaşlarımın içinde en cesuru ben olduğum için hemen kalktım ve Müslümanların toplandığı yere gitmek üzer çıktım. Kılıcımı da yanıma almıştım.

Yolda, tanıdığım bir arkadaşım nereye gittiğimi sordu. Bende Muhammed'i S.a.v öldürmeye''' dedim. Arkadaşım, ''İyi de Muhamed'den S.a.v önce kendi akrabalarından başlasana!'' dedi

''Kız kardeşin Fatima ve eşi Said çoktan Müslüman oldular!''

Öfkeden deliye dönmüştüm. Hemen kız kardeşimin evine koştum. İçerden sesler geliyordu. Herhalde Muhammed'in S.a.v Allah'tan geldiğini söyleediği söylediği şeyleri okuyorlardı!  Kapıyı yumrukladım ve içeri daldımç ''Neydi o okuduğunuz? Çabuk çıkarın!''  dedim. Kıoz kardeşim korkudan donmuş bir şekilde bir şey okumadıklarını söyledi. Ona bir tokat attım, eniştemim de uzaklaştırdım.

O güne kadar bana büyük bir saygı gösteren kız kardeşim, ''İşte duy: Biz Mü
slüman olduk! Ne yaparsan yap korkmuyoruz!'' diye bana karşı çıktı.

''HOŞ GELDİN ARAMIZA!''

Kız kardeşimi o halde gördüğümde içimde birşeyler değişti. Yumuşak bir sesle, ''Lütven korkmayın. Okuduğunuz şeyleri merak ediyorum gösterirmiisniz bana, nereden okuyordunuz?'' dedim. Kız kardeşim korkarak ve çekinerek, Kur'an ayetlerinin yazılı olduğu sayfayı çıkardı.

Ben Mekke'de okuma yazma bilen bir kaç kişiden biriydim. Uzattıkları kağıtta yazılı olanları okumaya başlar başlamaz göz yaşlarımı tutamadım.

Bunlar ne yüce sözlerdi böyle!  Bunları kesinlikle Muhammed S.a.v uydurmuş olamazdı! O anda hepsinin Allah'ın sözü olduğuna bütün kalbimle inandım.

Hemen kız kardeşimin evinden çıkıp Müslümanların bulunduğu yere gittim. Ama bu defa niyetim tamamen farklıydı. Artık efendim olan sevgili Peygamberimize iman ettiğimi söyleyecektim.

Müslüman kardeşlerim beni çok güzel karşıladılar. İçlerinde en sevdiğim insanlardan biri, sevgili Peygamberimizin amcası Hamza R.a da vardı. O benden bir kaç gün önce Müslüman olmuştu.

O güne kadar Müslüman kardeşlerimle aramızda bazı sürtüşmeelr yaşanmıştı. Fakar hiç biri bundan söz edip de beni utandırmadı. Onun  yerine herkes aynı şeyi söylüyordu: ''Allah sana İslam'ın güzelliğini gösterdi. Doğru yolu buldun ey ömer! hoş geldin aramıza.

İslam'ın en güzel yönlerinden biri de buydu.İşte! Müslüman olduktan sonra bütün geçmiş günahlar bağışlanıyordu. Böylece insan yepyeni bir hatyata başlıyordu. Yep yeni arkadaşlarıyla çok güze dostluklar kuruyordu.

Benim için de yepyeni bir hayat nbaşlıyordu artık. Ve bu hayatı sevgili Peygamberimizin emrinde geçirmeye hazırdım.

''ÖMER MÜSLÜMAN OLMUŞ!''

Müslüman olduktan sonra, bunu Mekkelilere nasıl duyuracağımı düşünmeye başladım. Bir an önce herkesin benim İslam'a girdiğimi bilmesini istiyordum. Böylece Peygamberimize düşmanlıkn edenleri üzmüş olacaktım. Müslümanların sevinci artacaktı.

Sonra aklıma parlak bir fikir geldi:

Mekke'de dedikoduculuğu ile meşhur bir adam vardı. Bu adam, duyduğu her şeyi başkalarına anlatırdı. İnsanların arasını bozacak laflar taşımayı da çok severdi. Kendisini yanıma çağırdım ve fıısldayarak şöyle dedim:

!!Bak sana bir sır vereceğim, ama rica ediyorum bunu kimseye anlatma! Söz mü? Ben Müslüman oldum! Tekrar rica ediyorum bu aramızda kalsın!''

Adam bana söz vermişti fakat biliyordum ki benden hemen ayrıldıktan sonra duyduklarını bütün Mekk'ye yaycaktı. gerçekten de tahmin ettiğim gibi oldu. Akşama kadar Mekke'de neredeyse herkes, benim İslam'a girdiğimi öğrenmişti. Haberi benden alan adam, insanlara, ''Bakın benden duymuş olmayın ama Ömer Müslüman olmuş! Bana kendi ağzıyla söyledi!'' demişti.

Daha bu sabaha kadar çok yakın arkadaşım olan bir çok Mekkeli, bu duyduklarından dolayı büyük üzüntüye kapıldılar. Ama bana da bir şey diyemiyorlardı. Çünkü benden korkuyorlardı.

Hiçbir şey umrumda değildi artık. Benim için en önemli şey, Allah'ın emrini yerine getirmek ve sevgili peygamberimizin dizinin dibinden ayrılmamamktı.