* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Hz. MUAVİYE BİN EBU SÜFYAN ANLATIYOR  (Okunma sayısı 916 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Hz. MUAVİYE BİN EBU SÜFYAN ANLATIYOR
« : Ağustos 10, 2019, 07:36:01 ÖÖ »
Hz. MUAVİYE BİN EBU SÜFYAN ANLATIYOR:

Dayımın Endişesi

Dayım Ebü Haşim Utbe r.a bizimle birlikte Mekke’nin fethi sırasında Müslüman olmuştu. Annem ve dayım, önceleri amansız birer İslam  düşmanıydılar. Ama sonra ikisi de birer Müslüman oldular.

Bir gün dayım hastalanmıştı. Kendisi epey yaşlıydı. Ziyaretine giderken bunun onu son görüşüm olabileceğini düşünmüştüm doğrusu.

Dayımın başucuna oturup selam verdim. Halini hatırını sordum.  Az sonra bir de baktım ki, dayım ağlıyor!

‘’Ey dayıcığım’’ dedim ‘’Seni böylesine ağlatan nedir? Bizden sakladığın bir sıkıntı mın mı var?’’

‘’Hayır ey Muaviye, Allah’a şükür bir sıkıntım yok’’ dedi. ‘’Ama Peygamberimiz bize bir tavsiyede bulunmuştu. O tavsiyeye  uyamadığım için ağlıyorum.’’

Nmeraklanmıştım. ‘’ Neydi o? Diye sordum.

Dayım kendisini toparlayım soruma şu cevabı verdi:

‘’Peygamberimiz bize dünya malına göz dikmememizi, mal biriktirmek için hırlanmamamızı söylemişti.  Sanırım ben artık dünyayı terk ediyorum ve ve bakıyorum ki çok fazla edinmişim! İşte bu sebeble ağlıyorum.’’

Aradan fazla zaman geçmeden dayım vefat etti. Kendisi öyle çok zengin bir adam değildi. Ardından bıraktıklarını saydık. Çok azbir para tuttu.. Ama o buna rağmen, Peygamberimiizn tavsiyelerini yerine getirememiş olmaktan endişeliydi ölürken.

ALLAH’IN ÇOK BEĞENDİĞİ İŞ

Bizanslılardan teslim aldığımız Şam, o güne kadar gördüğüm en güzel şehirdi. İkinci halife Hz. Ömer tarafından Şam’a vali olarak atandığımda, bu yüzden çok sevindim. Beraberimde sevgili Peygamberimizin arkadaşları da vardı. Onlar her işimde bana yardımcı oldular. Şam valiliği görevimi halife Hz.Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde sürdürdüm.
Valiliğim sırasında, zaman zaman Şam’ın mescitlerini dolaşıyor, insanların ne durumda olduklarına bakıyordum. Çoğu beni tanımadığı için, serbest bir şekilde aralarında konuştuklarını dinleyebiliyordum. Böylece onların şikayetlerini kendilerinden dinleme imkanı buluyordum.

Bir gün büyük bir mescidin köşesinde, toplanıp Allah’ın ismini anan bir topluluk gördüm. Yanlarına gidip selam verdim. Sonra onlara sordum:

‘’Siz buraya neden toplandınız?’’

‘’Sadece Allah’ın isimleriini anmak için toplandık.’’

Sorumu tekrarladım. Onların sadece bunun için bir araya geldiklerinden emin olmak istiyordum. Çünkü onlar aynı cevabı verdiler. Bunun üzerine ben de kendilerine Peygamberimizle yaşadığım şu olayı anlattım:

‘’Sevgili Peygamberimiz bir gün mescitte toplanıp Allah’ı anan bir topluluk gördü. Onlara Neden buraya toplandınız? Diye sordu. Onlar da ‘’Allah’ın ismini anmak için. Cevabını verdiler. Peygamberimiz bunun üzerine onlara şu müjdeyi verdi:

‘’Biraz önce cebrail bana gelerek, Allah’ın sizin şu yaptığınızı çok beğendiğini bildirdi.’’