HZ. RUBEYYİ BİNTİ MUAVİZ ANLATIYOR:
Hanımlara Verilen Değer
İslam’dan önce biz kadınların durumu gerçekten çok kötüydü. Toplum içinden hiçbir hakkımız yoktu. Eziliyor, aşağılanıyor, hor görülüyorduk. Babalarımız öldüğünde onların mallarından pay alamazdık. Evin içinde söz hakkımız yoktu. Sadece kocalarımıza hizmetle yükümlüydük. Bu söylediklerim elbette, bebeklerin kuma gömüldükten kurtulabilenlerimiz için geçerliydi! Evet, Arabların en korkunç adeti işte buydu:
Kız çocuğu öyle büyük bir utanç sebebiydi ki doğar doğmaz kuma gömülürdü. Az sayıda şanslı kız çocuğu, söylediğim kötü şartlar altında yaşardı. Buna yaşamak denirse...
Yüce Allah Peygamberimizi bize gönderip de İslam’ı gönüllerimize yerleştirince, kadınlar kıymet kazandı. Artık erkekler, kadınlara merhametle davranıyordu. Çünkü sevgili peygamberimiz erkeklere şu tavsiyede bulunmuştu:
‘’Kadınlara iyi davranınız, onların haklarını teslim ediniz. Siz eşlerinizi, emaneti olarak aldınız!’’
İslam’dan sonra kadınlar, toplum hayatında da önemli roller almaya başladılar. Ben ve hanım Müslüman arkadaşlarım, savaşlarda yaralıları tedavi ettik; cepheye su taşıdık; şehit olanların gömülmesine yardımcı olduk. Ayrıca mescitte namazlara rahatça katıldık. Peygamberimize dinimiz ile ilgili her türlü soruyu rahatça sorduk. Bunlar, İslam’dan önce hayal bile edilemediğimiz şeylerdi.
Sevgili Peygamberimizin sohbetlerinden daha çok yaralanmak istiyorduk. Normalde, o erkeklere İslam’ı anlatırken, biz de mescidin arka tarafında dinliyorduk. Kendisine, ‘’Bize belli bir gün ayırsan olmaz mı?’’ diye sorunca, Peygamberimiz bunu olumlu karşıladı. Ondan sonra, sevgili Peygamberimiz, haftanın bir günü, sadece biz hanımlara sohbet etmeye başladı.