* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HZ. ABDULLAH BİN REVAHA ANLATIYOR  (Okunma sayısı 484 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HZ. ABDULLAH BİN REVAHA ANLATIYOR
« : Mart 24, 2018, 10:12:31 ÖÖ »
HZ. ABDULLAH BİN REVAHA ANLATIYOR:

Şiirin Gücü

Şiir, biz arapların en yetenekli olduğumuz alanlardan biriydi. Aramızsda öyle büyük şairler vardı ki kısa bir şiirle savaşmak üzere olan orduları barıştırır, düşmanlıkları dostluklara  çevirirlerdi. Ben de kendi çevremde başarılı kabul edilen, şiirleri zevkle dinlenen bir şairdim. İslam'dan önce şiirlerim dillere destan olmuştu. Sevgili Peygamberimiz şehrimiz Medine'ye gelip bizi İslam'a davet ettikten sonra artık şirlerimi sadece İslam için yazmaya başladım.

İslam'ı öyle büyük bir çoşkuyla benimsemiştik ki sevincimizi anlatmak için şöyle bir şiir yazdım:

''Şafak söktüğü, tan yeri ağardığında

Ne mutlu bize ki Rasulullah, Allah'ın kitabın'nı okuyor aramızda

Aydınlığı gösterdi bize karanlıktan sonra

Gönüllerimiz inanmıştır şübhesiz, buyurduklarının gerçek olduğuna...''

Bu şiirimi arkadaşlarım sevgili peygamberimize okumuşlar. O da gülümseyerek benim için şu övgüde bulunmuş:

''Şüphesiz siz sizin boş ve çirkin söz söylemeyen bir kardeşiniz vardır!''

Başka bir zaman da Peygamberimiz bir şiirim hakkında şöyle demişti:

''Onun şiirleri mızraktan daha etkilidir!''

Peygamberimizin övgülüne kavuşmak benim için hayatımın en mutlu şeylerinden biriydi. Daha sonraki bütün şiirlerimi yazarken bu övgüler bana büyük bir güç verdi. Bu sayede İslam düşmanlarına karşı çok etkili şiirler yazdım.


CESARET VEREN SÖZLER

Hendek Savaşı öncesinde korunmak için şehrin etrafına hendekler kazmaya girişmiştik. Bu daha önce hiç bilmediğimiz bir yöntemdi. Bu sebeble hendeğin kazılması hepimizi zorluyordu Ellerimizde kazma ve kürekle çok ağır şartlar altında çalışıyrduk.

Hendeği kazarken sevgili Peygamberimiz de biizmle birlikte çalışıyordu. Onun aramızda olması gücümüze güç katıyordu. Peygamberimiz bazen de hendek kazan grupları dolaşıyor, onları cesaretlendiriyordu. Bir arkadaşım bu sırada şahit olduğu bir olayı anlattı bana:

Onlar çalışırken Peygamberimiz yanlarına gelmiş ve kazılan çukurdan çıkan toprağı sepetle omzuna  alıp taşımaya başlamış. Bir yandan da benim kısa zaman önce yazdığım şu şiiri okumuş.

''Allah'ım! Sen bize doğru yolu göstermemiş olsaydın,

Ne sadaka verebilir, ne de namaz kılardık!

Ya Rab düşmanla karşılaştığımızda üzerimize rahatlık indir!

Ayaklarımızı kaydırma!

Onlar bize saldırırlar!

Biz ise kaçmayız direnir ve dayatırız,

Onlar bizi yok etmek istediklerinde!