HZ.SAD BİN MUAZ ANLATIYOR:
Bera'nın Kıblesi
Mekke'den yola çıktıklarını duymuştuk. Sevgili Peygamberimiz Hz. Ebubekir, şehrimiz medine'ye doğru geliyorlardı. Peygamberimiz artık şehrimizde yaşayacaktı. Burası onun vatanı olacaktı. Ona söz vermiştik; kendi canımızdan daha çok onun canını düşünecektik. Onu her Akebe'de Peygamberimize söz verenlerin ilki, dayımın oğlu Bera idi. ''Uzat elini Ya Rasululullah'' demiş ve onu Medine'ye davet etmişti. Medineliler olarak daha sonra hepimiz Bera'yı takip etmiştik.
Peygamberimizin Medine'ye gönderdiği öğretmen Musap r.a bize en önemli ibadet olan namazı öğretmişti. Namaz kılarken yönümüzü Kudüs'e dönmemiz gerekiyordu. Henüz Kabe kıblemiz olmamıştı. Ama Bera buna karşı çıktı. ''Kudüz yahudilerin kıblesidir, ben oraya yüzümü dönemem! İprahimin inşa ettiği kıbleye dönerim.'' diyordu. Gerçekten de namazlarını hep kabeye dönerek kılıyordu.
Bera'nın bu tavrı o sıralarda henüz Mekke'de bulunan Peygamberimize haber verilmiş. Peygamberimiz de Bera'nınbiraz daha sabretmesini istemiş. Meğer, Peygamberimiz de Kabe'nin kıble olmasını çok istiyormuş. Ama Allah'tan emir gelmediği için Kudüz'e doğru namaz kılıyormuş.
Dayımın oğlu ve çok sevdiğim kardeşim Bera Peygamberimiz Mekke'den yola çıkıp Medine'ye gelirken vefat etti ne yazık ki... Oysa, Peygamberimizle Medine'de yaşayacağı mutlu günlerinasıl da heyacanla bekliyordu.
Yücen Allah, kısa zaman sonra Kabe'ye dönülmesini emretti. Böylece Bera'nın isteği, vefatından sonra da olsa gerçekleşmişti.
