HZ. ÜMMÜ GÜLSÜM BİNTİ ANLATIYOR:
En Ağır Şartlardan Biri
mekkeli zengin bir ailenin kızıydım ben. Sevgili Peygamberimiz İslam'ı yyamaya başlayınca hemen Müslüman oldum. Ama ailemdeki herkes müşrik olduğu için çok büyük sıkıntılar çektim. hem işkenceler gördüm hem de bütün Müslüman kardeşlerim medine'ye giderken, ben Mekke'de kaldım. İşte en büyük acıyı da o zaman yaşadım. Peygamberimiz ve Müslümanlar Medine2de yepyeni bir hayata başlarken ben mekke'de müşriklerin arasında kalakalmıştım!
Peygamberimiizn Medine'ye gidişinden yedi yıl kadar sonra Müslümanların kabe'yi ziyaret etmek üzere mekke'ye geleceklerini haber aldık. Bu inanılmaz bir müjdeydi benim için! Ama Mekkeli müşriklerin onları şehre sokmaya niyetleri yoktu. Epey direndikten sonra, Hudeybiye'de bir anlaşma imzalandı.
Hudeybiye anlaşması, Müslümanlar için ağır şartlar içeriyordu. Fakat hiçbir zaman Allah'ın emri dışında hareket etmeyen Peygamberimiz, anlaşmayı imzalamıştı. Demek ki, bizim anlayamadığımız bir şeyler vardı.
Anlaşmanın en ağır şartlarından biri şu idi:
''Eğer mekkelilerden biri Müslümanlara sığınırsa hemen geri gönderilecek. Ama Müslümanlardan biri Mekkelilere sığınırsa, gönderilmeyecek.''
Bu şart Müslüman olup da Medine'ye gitmek isteyenleri engelliyordu. Mesela ben anlaşmadan sonra kolayca Medine'ye sığınabileceğimi sanıyordum. Ama bu şartı öğrenince işimin zorlaştığını anladım üüzntüyle.
ben ne yapacaktım? Hep böyle Peygamberimiizn ve müslüman kardeşlerimin hasretiyle yanarak, mekkede müşriklerin arasında mı kalacaktım?
