HZ. TEMİN BİN ESİD ANLATIYOR:
Kimsesiz Bir Adam
İslam Medine’de yayılmaya başladığında, çevredeki kabileler akın akın gelerek Müslüman olmuşlardı. Bazı kabileler inat ederek Müslümanlarla savaşmayı seçswlwe de İslam Arabistan’da büyük bir hızla yayılıyordu.
Benim kabilem, Müslümanlığın fazla bilinmediği uzak bir bölgede yaşıyordu. Ben, bize gelip giden yabancılardan İslam’ın varlığını öğrenip, bu güzel dine girmeye karar verdim. Fakat çevremde dinimi öğrenebileceğim kimse yoktu. Ailemle vedalaştım, Medine’ye doğru yola çıktım.
Medine’ye geldiğimde, peygamberimizin nerede olduğunu sordum. Mescitteymiş. Hemen oraya gittim.
Sevgili Peygamberimiz mescitte konuşma yapıyor, Müslümanlar da onu dinliyordu. Ben yabancı biri olduğum için, kapıdan girdiğim zaman herkes bana baktı. Peygamberimiz zaten beni görüyordu. Selam verdikten sonra, ‘’Ey Allah’ın Rasülü, dini hakkında hiçbir şey bilmeyen kimsesiz bir adam geldi.’’ Dedim.Aslında onun konuşmasını bitirmesini beklemem daha uygundu. Ama tutamamıştım kendimi işte.
Benim bu sözümü duyan Peygamberimiz, konuşmasını yarıda bıraktı. Hemen benim yanıma geldi. Kalbim heycandan yerinden fırlayacak gibiydi. Gülümseyerek bana İslam’ı anlattı. Günlük ibadetleri, yapmam gerektiğini... Her şeyi öğretti.
Medine’deuzun bir zaman kaldım. Sevgili Peygamberimizen, Kur’an’ın en uzun sresi olan bakara Suresini öğrenip ezberledim. Sonra Peygamberimizin duasını ve iznini isteyerek, İslam’ı yakınlarıma öğretmek üzere köyüme geri döndüm.