HZ. VAİL BİN HUCR ANLATIYOR:
Muaviye’nin Gösterdiği Büyüklük
Ülkem yemen’den birçok insan medine2ye giderek Müslüman olmuştu. Ben de İslam’ın güzel bir din olduğunu duyuyordum. Ama bir türlü Medine’ye gidip de peyygamber’i görememiştim.Mekke’nin Müslümanlar tarafından fethinden sonra, nihayet imkan bulup Medine’ye gittim ve Peygamberimizle tanışarak İslam’a girdim.
Sevgili Peygamberimiz bana büyük bir yakınlık gösterdi. Beni arkadaşlarıyla tanıştırırken bana övgülerde bulundu. ‘’Bu Vail’dir, kralların soyundan gelmektedir. Tamamen kendi isteğiyle İslam’ı seçmiştir.’’ Dedi.
Gerçekten de ben, Yemen’i yılarca yönetmiş olan bir ailenin oğluydum. Babam ve büyük dedelerim, Yemen’in Hadramevt bölgesinde krallık yapmışlardı.
Medine’de birkaç gün kaldıktan sonra Yemen’e dönmek için Peygamberimizden izin istedim. Sevgili Peygamberimiz bana dualar edip Ebü Süfyan’ın r.a oğlu Muaviye’yi r.a de beni yolcu etmesi için benimle gönderdi.
Ben atımın üzerindeydim; Muaviye ise yürüyordu. Hava çok sıcaktı. Yolda Muaviye r.a bana, ‘’Kumda yürünmüyor, beni de atının arkasına alsan.’’ Diye ricada bulundu. Ben ise ona, ‘’Aslında alırdım ama ben kral soyundan geliyorum; insanlar beni ayıplar.’’ Diye karşılık verdim.
Aradan yıllar geçti. Muaviye r.a artık Şam valisiydi. Bir gün kendiisni ziyaret etmiştim. Beni kucakladı ve elimden tutarak kendi oturduğu koltuğa buyur etti. Sonra gülümseyerek şöyle dedi:
‘’Ne dersin, senin o at mı rahat benim koltuğum mu?’’
‘’Ey Muaviye, ben o zamanlar daha yeni Müslüman olmuştum. Sana karşı yaptığım o kabalık, İslam’ı iyi bilmeyişim sebebiyleydi. Ama şimdi bana gerçekten büyüklük gösterdin.’’