HZ. RİFAT BİN RAFİ ANLATIYOR:
Meleklerin Yazmak İçin Yarıştığı Söz
Medine halkının çoğunluğunu iki kabile oluşturuyordu. Evs ve Hazrec. Bu iki kabile çeşitli ailelerden oluşuyordu. Fakat köken olarak, her ikisi de kayle adındaki bir kadının iki çocuğundan geliyordu. Bu sebeble medineli Yahudiler, Arap hemşerilerine, ‘Kaylenin çocukları’ anlamına gelen ‘Beni Kayle’ adını vermişlerdi.
Ben, Hazrec Kabilesi’nin üyesiydim, yani Beni Kayle’denim. Medineli Müslümanlar, Akabe’de Peygamberimize söz verdikleri sırada babam Rafi r.a kabilemizi temsil etmişti. Ben de genç bir Medineli olarak orada babama eşlik etmiştim.
Annem Medineli münafıkların, yani Müslüman olmadığı halde Müslüman gibi davrananların lideri İbn Ubeyy’in kızı idi. Dayım Abdullah r.a ve annem Müslüman olmuşlardı. Fakat çok yalvarmama rağmen babalarını, yani dedemi İslam’a girmeye ikna edememişlerdi. Dedem ne yazık ki münafık olarak hayata veda etti.
Ben işte böyle bir ailede büyüdüm. Peygamberimizin Medine’ye gelişinden sonra da babamla birlikte hep onun yanında yer aldık. Savaşlarda ve diğer zamanlarda hep onunlaydık.
Bir gün sevgili Peygamberimiz bize namaz kıldırıyordu. Rüküden kalkarken, ‘Semi’Allahu limen hamideh’ dediğinde, arkasında bulunan bir Müslüman, biraz sesli sesli şekilde şöyle dedi:
‘’Rabbene ve lekel hamd. Hamden kesiran tayyiben mubareken fih’’ Allahım sana hamd olsun! Çok tertemiz bereketli bir şekilde hamd olsun!’’
Namazdan sonra Peygamberimiz bu söz söyleyen adama şu müjdeyi verdi:
‘’Otuz kadar melek gördüm; senin bu söylediğin sözün sevabını önce yazabilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı!’’