* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İnsanlardan İstenen Nedir  (Okunma sayısı 89 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
İnsanlardan İstenen Nedir
« : Şubat 15, 2022, 09:49:17 ÖÖ »
İnsanlardan İstenen Nedir

Peygamberlerin hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde yaşamaları, âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.
 
 Allahü teâlâ, insanların îmân etmelerini, kardeşçe yaşamalarını, sevişmelerini, birbirlerine yardımcı olmalarını istemekte ve bunları emretmektedir. İnanan insanların da kardeş olduklarını i’lân etmiştir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, “Mü’minler ancak kardeştirler…” [Hucurât,10] buyurmuştur.

Allahü teâlânın, biz kullarına ihsân buyurduğu sonsuz ni’metlerine şükretmeli, bunları yerli-yerinde kullanmalı, O’na tâât u ibâdâtta bulunmalı, O’nun dînine hizmet etmeli, kullarına yardım ve hizmet etmeliyiz. İlmi olan ilminden, makâmı olan makâmından, malı olan da malından diğer insanları faydalandırmalıdır. Her gün, en iyi işleri yapmaya çalışmalıdır.

Cenâb-ı Hak, kullarına çok merhametli ve şefkatli olduğu, çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara husûsî kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç… gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında kulların çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve aylar birer sebep kılınmıştır.

Bizler biliyoruz ki, Cenâb-ı Hak, bütün Peygamberleri vâsıtasıyla, kullarına saâdet yollarını göstermiş, iyi ve güzel, kötü ve çirkin her şeyi öğretmiştir. Bu “Peygamber”leriyle, insanların dünyâda ve âhirette râhat etmeleri, huzûr içerisinde, iyi bir şekilde yaşamaları için, emirlerini ve yasaklarını, yanî ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamıştır.

Bu Peygamberlerin hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde yaşamaları, âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.

Peygamberlerin vârisleri olan İslâm âlimleri ve Evliyâ-yı kirâm da, hep gıdâ gibi, bütün insanlara lâzım olan iyi fertler, âileler ve cemiyetler teşkîl etmek için uğraşmışlardır.

Mukaddes dînimiz İslâmiyet, bütün Müslümânları tek bir vücut gibi kabûl etmiş, Müslümânların birbirlerinin dertleri ile ilgilenmelerini istemiştir. Sevgili Peygamberimiz, bu konuda: “Mü’minlerin birbirlerini sevme ve birbirlerine acıyıp meyletmedeki misâli vücut misâlidir. Vücuttan bir uzuv şikâyetlenince, vücûdun diğer organları uykusuzluğa ve sıtmaya ma’rûz kalmak sûretiyle ona iştirâk ederler” buyurmuştur.

Cenâb-ı Hak, yine Kur’ân-ı kerîminde buyuruyor ki:

“Siz, insanlar için, [ya’nî insanların iyiliği için] ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; [ya’nî ümmetlerin en hayırlısı olmak üzere yaratıldınız.] İyiliği, doğruluğu emreder; kötülükten, fenalıktan meneder ve Allah'a inanırsınız…” (Âl-i İmrân, 110 )

Kâinâtın Efendisi Sevgili Peygamberimiz de hadîs-i şerîflerinde buyurmuştur ki:

“İnsanların hayırlısı [en iyisi], insanlara faydalı olandır.”

“Kavmin efendisi, onlara hizmet edendir.”

"İnsanların arasına karışan, onların ezâ ve cefâsına katlanan mü'min, insanların arasına girmeyen ve onların baskılarına katlanmayan mü'minden daha fazîletlidir." (Suyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, II, 282)

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.