* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İslâmda Cömertliğin Önemi  (Okunma sayısı 150 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İslâmda Cömertliğin Önemi
« : Ocak 25, 2021, 07:27:32 ÖÖ »
İslâmda Cömertliğin Önemi

“Şeytân, sizi fakîrleşirsiniz diye korkutup, cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez..."
 
Güzel huylardan biri olan “Cömertlik”, Arapçada “cûd”, “sehâ” ve “sehâvet” kelimeleriyle ifâde edilir; cimriliğin zıddıdır.

Bunu belirttikten sonra, şimdi, asıl konumuza girmeden önce “Cömertlik”in bir tarifini yapalım:

“Cömertlik: Hiçbir karşılık beklemeden ihsânda, bağışta bulunmak, eli açık olmak; parayı, mâlı hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezzet almak; İslâmiyetin emrettiği yerlere seve seve vermek; dînin, vicdânın ve mürüvvetin (yanî insanlığın) vermeyi emrettiği yerde vermek kendisine zor gelmemek” şeklinde tarif edilmiştir.

Cömertlik, iyi huyların en yükseklerinden olup âyet-i kerîmelerde ve hadîs-i şerîflerde övülmüştür. Kur’ân-ı kerîmde,  birçok âyet-i kerîmede hakîkî müminlerin, müttekîlerin, takvâ ehli insanların vasıfları sayılırken, onların birr, infâk, ihsân, ikrâm yaptıkları, sadaka verdikleri, hayrât ve hasenât sâhibi oldukları zikredilmiştir:

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı hakîminin hemen başında, Bakara sûresinde şöyle buyurmaktadır:

“Onlar, gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infâk ederler.” (Bakara, 3)

“Sana, neyi infâk edeceklerini sorarlar. De ki: Hayır olarak infâk edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmış kimseleredir. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir.” (Bakara, 215)

“Ey îmân edenler, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefâatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infâk edin. Kâfirler, onlar zulmedenlerdir.” (Bakara, 254)

“Mallarını Allah yolunda infâk edenler, sonra infâk ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri, Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzûn da olmayacaklardır.” (Bakara, 262)

“Şeytân, sizi fakîrleşirsiniz diye korkutup, cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez. Allah ise, kendi lutfundan size mağfiret ve bol nimet vadediyor. Allah'ın ihsânı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.” [Bakara, 268]

“Onlar ki, mallarını gece-gündüz; gizli-açık infâk ederler. Artık bunların ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzûn da olmayacaklardır.” (Bakara, 274)

(Ayrıca Bakara sûresinin 263, 264, 267, 271, 273, 276. âyet-i kerîmelerinde de bu konuya temâs buyurulmuştur.)

Âl-i İmrân sûresinde ise şöyle buyurulmaktadır:

“Sevdiğiniz şeylerden infâk edinceye kadar aslâ iyiliğe eremezsiniz. Her ne infâk ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Âl-i İmrân, 92)

“Onlar, bollukta da, darlıkta da infâk edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.” (Âl-i İmrân, 134)

“Onlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infâk ederler.” (Enfâl, 3)

(Nisâ 38, 39 ve 114’te de bu konu mevzû-i bahis edilmektedir.)

Bu konuda daha birçok âyet-i kerîme vardır; biz, sâdece birkaç örnek vermiş olduk, onlardan bir kısmına da diğer makâlelerimizde temâs edelim inşallah...

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.