Tarih Boyunca Var Olan Hak-Bâtıl Mücadelesi
Târihte ibâdet niyetiyle kesilen ilk kurban, Hazret-i Âdem’in oğulları Hâbil ile Kâbil’in kurbânlarıdır...
Dünyâda insanlığın başlangıcından beri, hak-bâtıl mücâdelesi devam edegelmiştir. Hazret-i Âdem’in oğulları olan Kâbil ile Hâbil arasında başlayan bu kavga, Peygamberler târihi boyunca da devam etmiştir.
Hazret-i Nûh, Hazret-i İbrâhîm, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Îsâ ve nihâyet Sevgili Peygamberimiz (alâ nebiyyinâ ve aleyhimüs-selâm) zamanında çok çetin mücâdeleler olmuştur.
Peygamberimize 46 suikast tertiplenmiş, 19 gazve yapılmış, 35-40 kadar seriyye harbi olmuştur.
Peygamberimizin amcası Hazret-i Hamza (radıyallahü anh), 3 Halîfesi (Hazret-i Ömer, Hazret-i Osmân ve Hazret-i Alî) (radıyallahü anhüm), 2 torunu Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (radıyallahü anhümâ) şehîd edilmişlerdir.
Selçuklular zamanında, İslâmiyeti yok etmek için, 8 Haçlı seferi; Osmânlı Devletini parçalamak için de 100 proje yapılmıştır.
1299’da kurulan ve 1517’den itibâren de bütün İslâm âleminde Hilâfeti üstlenen Osmânlı Devleti, bütün kâfirlerin aleyhimizde birleşmeleriyle, paramparça edilmiştir.
Bu girişten sonra, biz bugün bir nebze Kâbil ile Hâbil arasındaki mücâdeleden bahsetmek istiyoruz. Daha sonra inşallah Hazret-i İbrâhîm ile Nemrud ve Hazret-i Mûsâ ile Fir’avun mücâdelelerinden de bahsederiz.
Târihte ibâdet niyetiyle kesilen ilk kurban, Hazret-i Âdem’in oğulları Hâbil ile Kâbil’in kurbânlarıdır.
Aralarında çıkan ihtilâfta hangisinin haklı olduğunu anlamak için, Cenâb-ı Hakk’a kurbânlarını arz ettiler. Hâbil’in kurbânı kabul olundu. Bunu çekemeyen ve isteğine kavuşmak için çalışan Kâbil, kardeşi Hâbil’i öldürdü.
Hazret-i Âdem aleyhisselâmın oğullarından Kâbil, Hâbil’i öldürünce, Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’e, Hâbil’e karşılık ihsân olarak, yeni bir oğul verdi. Hazret-i Âdem aleyhisselâmın bütün çocukları ikiz olarak doğduğu hâlde, bu yeni oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâm (İbrânîce bir kelime olup Arapça karşılığı Allah’ın hibesi demek) tek doğdu. Hazret-i Âdem aleyhisselâmdan sonra, bu oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâm, Peygamber kılınmıştır.
Kâbil, Hâbil’i şehit ettikten sonra doğmuş olan Hazret-i Şît aleyhisselâm, alnında, son Peygamber Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın nûrunu taşıyordu. Bu sebeple Hazret-i Âdem aleyhisselâm onu pek fazla seviyordu. Bütün evlâdı üzerine onu reîs yaptığı gibi, vefât edeceği sırada da onu bütün yeryüzünün halîfeliğine tâyin etti. Bu husûsta bir vasiyette de bulundu. Ayrıca İlâhî sırları bildirip, bütün ilimleri öğretti. Hazret-i Âdem, Peygamber Efendimizin nûruyla ilgili olarak oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâma şöyle vasiyyet etti:
“Oğlum! Alnında parlayan bu nûr, son Peygamber olan Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nuru mümin, temiz ve afîf hanımlara teslim et ve oğluna da böyle vasiyet et.”
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.
Târihte ibâdet niyetiyle kesilen ilk kurban, Hazret-i Âdem’in oğulları Hâbil ile Kâbil’in kurbânlarıdır...
Dünyâda insanlığın başlangıcından beri, hak-bâtıl mücâdelesi devam edegelmiştir. Hazret-i Âdem’in oğulları olan Kâbil ile Hâbil arasında başlayan bu kavga, Peygamberler târihi boyunca da devam etmiştir.
Hazret-i Nûh, Hazret-i İbrâhîm, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Îsâ ve nihâyet Sevgili Peygamberimiz (alâ nebiyyinâ ve aleyhimüs-selâm) zamanında çok çetin mücâdeleler olmuştur.
Peygamberimize 46 suikast tertiplenmiş, 19 gazve yapılmış, 35-40 kadar seriyye harbi olmuştur.
Peygamberimizin amcası Hazret-i Hamza (radıyallahü anh), 3 Halîfesi (Hazret-i Ömer, Hazret-i Osmân ve Hazret-i Alî) (radıyallahü anhüm), 2 torunu Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (radıyallahü anhümâ) şehîd edilmişlerdir.
Selçuklular zamanında, İslâmiyeti yok etmek için, 8 Haçlı seferi; Osmânlı Devletini parçalamak için de 100 proje yapılmıştır.
1299’da kurulan ve 1517’den itibâren de bütün İslâm âleminde Hilâfeti üstlenen Osmânlı Devleti, bütün kâfirlerin aleyhimizde birleşmeleriyle, paramparça edilmiştir.
Bu girişten sonra, biz bugün bir nebze Kâbil ile Hâbil arasındaki mücâdeleden bahsetmek istiyoruz. Daha sonra inşallah Hazret-i İbrâhîm ile Nemrud ve Hazret-i Mûsâ ile Fir’avun mücâdelelerinden de bahsederiz.
Târihte ibâdet niyetiyle kesilen ilk kurban, Hazret-i Âdem’in oğulları Hâbil ile Kâbil’in kurbânlarıdır.
Aralarında çıkan ihtilâfta hangisinin haklı olduğunu anlamak için, Cenâb-ı Hakk’a kurbânlarını arz ettiler. Hâbil’in kurbânı kabul olundu. Bunu çekemeyen ve isteğine kavuşmak için çalışan Kâbil, kardeşi Hâbil’i öldürdü.
Hazret-i Âdem aleyhisselâmın oğullarından Kâbil, Hâbil’i öldürünce, Allahü teâlâ, Hazret-i Âdem’e, Hâbil’e karşılık ihsân olarak, yeni bir oğul verdi. Hazret-i Âdem aleyhisselâmın bütün çocukları ikiz olarak doğduğu hâlde, bu yeni oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâm (İbrânîce bir kelime olup Arapça karşılığı Allah’ın hibesi demek) tek doğdu. Hazret-i Âdem aleyhisselâmdan sonra, bu oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâm, Peygamber kılınmıştır.
Kâbil, Hâbil’i şehit ettikten sonra doğmuş olan Hazret-i Şît aleyhisselâm, alnında, son Peygamber Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın nûrunu taşıyordu. Bu sebeple Hazret-i Âdem aleyhisselâm onu pek fazla seviyordu. Bütün evlâdı üzerine onu reîs yaptığı gibi, vefât edeceği sırada da onu bütün yeryüzünün halîfeliğine tâyin etti. Bu husûsta bir vasiyette de bulundu. Ayrıca İlâhî sırları bildirip, bütün ilimleri öğretti. Hazret-i Âdem, Peygamber Efendimizin nûruyla ilgili olarak oğlu Hazret-i Şît aleyhisselâma şöyle vasiyyet etti:
“Oğlum! Alnında parlayan bu nûr, son Peygamber olan Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın nûrudur. Bu nuru mümin, temiz ve afîf hanımlara teslim et ve oğluna da böyle vasiyet et.”
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.