Gaybı Allahtan Başka Bilen Kimse Varmıdır
Gaybı, ancak Allahü teâlâ bilir. O bildirmedikçe, gaybı, hiçbir Peygamber, hiçbir melek, hiçbir insan, hiçbir cinnî bilemez.
Önce “gayb”ın ne olduğunu ortaya koyalım, sonra da kimlerin onu bilebileceği konusu üzerinde duralım. “Gayb”, “duyu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey” demektir. Bu manâda gaybı, ancak Allahü teâlâ bilir. O bildirmedikçe, gaybı, hiçbir Peygamber, hiçbir melek, hiçbir insan, hiçbir cinnî bilemez. Nitekim Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmelerde şunları beyân buyurmuştur:
“De ki: Gaybı bilmek Allah’a mahsûstur.” [Yûnus, 20]
“De ki: Göklerde ve yerde gaybı, Allah’tan başka bilen yoktur.” [Neml 65; Hucurât 18]
O, Kur’ân-ı kerîmde, “Âlimül-gayb” [gaybı bilen] (Haşr, 22) ve “Allâmül-guyûb” [gaybları en iyi bilen] olarak tavsîf edilmiştir. (Sebe, 48)
“Allah’ın, gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar mı?” [Tevbe, 78]
Gaybı, Allahü teâlâ bildirmedikçe, Peygamber Efendimiz dâhil, hiçbir Peygamber bilemez. Bu konuda bir âyet-i kerîme meâli şöyledir:
“De ki: Eğer ben gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır yapmak isterdim.” [A’râf, 188]
Gaybı insanlar bilmediği gibi, cinnîler de bilmezler. Bir âyet meâli:
“Cinnîler gaybı bilselerdi, zelîl edici azap içinde kalmazlardı.” [Sebe, 14]
Bir hadîs-i şerîfte buyurulmuştur ki:
“Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan, Kur’ân-ı kerîme inanmamış olur.” [Taberânî] Binâenaleyh “falânca hoca, filânca fâlcı gaybı biliyor” demenin küfür olacağı kitaplarda yazılıdır.
Fakat Allahü teâlâ dilerse, dilediği Peygamberlerine bazı gayblarını bildirebilir. Bu konudaki bir âyet-i kerîme meâli şöyledir:
“Allah, gaybına kimseyi muttali kılmaz; ancak dilediği Peygamber müstesnâ. Çünkü her Peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar.” [Cin, 26-27]
Hazret-i Mûsâ’nın, ledün ilmine sâhip, yani Allah’ın kendisine gaybları bildirdiği bir zâta, “Rabbimizin sana öğrettiği doğruyu bulmama yardım edecek, hayra götürecek bir ilmi bana da öğretmen için, sana tâbi olmak istiyorum” dediği, Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiştir. (Kehf, 66)
Gaybları bilen, ledünnî ilme sâhip olan bu zâtın Hazret-i Hızır olduğu bildirilmiştir. Resûlullah Efendimize ise, birçok gayblar bildirilmişti. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Rükû ve secdeleri düzgün yapın, Allah’a yemîn ederim ki, sizin rükû ve secde yaptığınızı arkamdan görüyorum.” [Buhârî, Müslim]
Gözde görmeyi yaratan Allahü teâlâ, diğer uzuvlarda da görmeyi yaratmaya kâdirdir. Resûlullah’ın bu mucizesini inkâr eden, Allah’ın kudretini inkâr etmiş olur.
Resûlullah’ın gündüz aydınlıkta nasıl görürse, gece karanlıkta da aynen öylece gördüğü, Buhârî’deki hadîs-i şerîfte bildirilmiştir.
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.