Aceleciliğin Sağlığa Etkileri
Eski zamanlardan beri insanların mizaçlarıyla sağlıkları arasında ilişki olduğu tecrübe edilmiştir. Bu tecrübeler ışığında Amerika’lı iki doktor olan Meyer Friedman ve Ray Rosenman’ın çok sayıda erkeği inceleyerek onları Tip A ve Tip B olmak üzere gruplandırmışlardı.
Hepimiz biliriz ki, insanların bir kısmı her şeyi çabuk yapar ve başkalarının da çabuk yapmasını ister, beklemeyi sevmez. Bu insanlara tez canlı deriz.
Genellikle canı tez insanların her şeyi hızlıdır ve hızlı olmasını isterler. Yemeği hızlı yerler, hızlı konuşurlar, diğer insanlar konuşurken acele ederler, sırada beklemekten nefret ederler. İşte bu kişilik özelliklerine Tip A denilmektedir.
A tipi insanlar hayatı dolu dolu yaşamaya çalışır, yetişebileceğinden daha fazla etkinlikle dolu bir program yapar. Aynı anda birden fazla şeyi bir arada yapmaya çalışır. Bu sebeple onu geciktiren her şeye sinirlenir.
Sinirlilik ve Stres
Acelecilikle sinirlilik arasında bir ilişki vardı. Yapı olarak isteklerinde sabırsız olan kişiler çabuk sinirlenir, tepkilerini anında gösterirler. Trafikte, asansörde, alışverişte, evde, işte, onu geciktiren şeylere çok kızar. Mesela kornaya çok basarlar, karşılarındaki kişiyi bunaltan, kırıcı sözler söylerler.
Bir kısım insanlar ise daha sakindir, sabırlıdır. Yavaş yavaş, dikkatlice, düşüne taşına iş yapar. Beklemesi gerektiği zaman aşırı tepki vermez. Bu mizaca sahip insanlara da sakin, sabırlı, tedbirli deriz. Doktorlar sakin kişilik tipine, B tipi adını veriyorlar.
B tipi insanlar, zamanı pek dert etmezler. Bütün hareketleri sakin ve biraz da yavaştır. Yemeği sakince yerler. Yediklerinden zevk alırlar. Detaylara dikkat ederler. Çok şey yapmak yerine iyi yapmakla ilgilenirler. Yaptıkları işin hakkını verir ve mutlu olurlar. Sakin bir hayattan zevk alırlar. Sakin ve düzenli çalışırlar.
İnsan ilişkilerinde rahat ve sabırlıdırlar. Kolaylıkla sinirlenmez ve insanları incitmezler. Konuşmaları sakindir, başkalarını dinlemekten de sıkılmazlar. Kimsenin sözünü kesmezler.
A tipi insanlar hayatta rekabete önem verirken B tipi insan huzura önem verir. Kolay mutlu olur, azla yetinir, elindekilerin kıymetini bilir. A tipi her şeyi yönetmek ve kontrol etmek isterken B tipi uyumlu davranır.
Acelecilik, karar verirken de derinlemesine düşünüp taşınmadan acele karar vermeye ve yanlış seçimler yapmaya yönlendirebilir. Halbuki insanın doğru karar vermesi, düzgün iş yapması ve ahenkli davranması için biraz zamana ihtiyacı vardır.
B tipi insanlar kendine ve başkalarına biraz daha fazla zaman vermekle birçok hata yapmaktan kurtulur. Hızlı ve çok iş yapacağım diye bir sürü hatalı iş ve davranışa savrulmak yerine bir tane iyi iş yapar, hayatı pişmanlıklarla israf etmez.
A tipi kişilerin çoğu her hangi bir duyguya yoğunlaşamaz, bir fikir üzerinde derinlemesine düşünemezler. Hayatı sürekli aksiyon tadında, koşuşturma içinde yaşarlar.
Oysa hayatı düşüne taşına, inceden inceye tefekkür ederek, sorgulayarak ve ibret alarak yaşamak gerekir. Bunun için de bazen biraz ağırdan alarak duygular ve fikirler üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Hatta başkalarını dinleyerek, onların halinden ibret almak, hayatı birçok yönden okumak ve anlamaya çalışmak gerekir. Yoksa olaylar hakkında alelacele hüküm vererek, anlamsız bir koşuşturma içinde enerjimizi boşuna harcamış olabiliriz. Bu kadar acele niye, nereye yetişiyoruz?
Acelecilik, sinirlilik insanın aile huzuruna, iş ilişkilerine zarar verebilen ve hatta adli olaylara yol açabilen bir problem. Bunun yanında sinirlilik, insanın vücuduna da çok büyük zararlar veriyor.
Acelecilik ve Stresin Zararları
Yapılan araştırmalara göre A tipi kişilik özelliklerine sahip olan kişiler, B tipine oranla 2-3 kat daha fazla olasılıkla kalp hastalıklarına ve buna bağlı damar hastalıklarına yakalanma riskine sahiptirler.
A tipi kişiler zamanla ya da insanlarla yarış halinde oldukları için vücutlarında adrenalin ve kortizol hormonlarının sürekli salgılanmaktadır. Stres hormonları diye bilinen bu hormonlar, kanda kolesterol ve yağın artmasına yol açar. Üstelik stresli halleri devam ettiği için kandaki bu maddelerin atılması da güçleşmektedir. Bu da zamanla kalbe kan taşıyan damarların zarar görmesine neden olmaktadır.
A tipi insanlarda daha yüksek seyreden stresin, birçok zararı vardır. Sindirim sisteminde yer alan mide ve bağırsaklar insanın heyecanını yansıtan organlardır. Stresli durumlarda heyecanlar, iştahsızlık, mide bulantısı, karın ağrısı ve bağırsak fonksiyonlarında sıkıntıya sebep olabilmektedir.
A tipi insanların nefes alış veriş şekli, sinirliliğe bağlı olarak sık sık ve kesik kesik nefes alma şeklindedir. Bu nefes alış veriş biçimi sağlık için iyi değildir.
B tipi insanlar sakin yapılı oldukları için, diyaframdan nefes alırlar. Böylece akciğerin alt loblarına kadar oksijen ulaşır. Bu nefes alış verişi sağlık için çok daha uygundur.
A tipi insanlar sık sık gerginliğe bağlı ağrılar çekerler. Baş, boyun ve omuz kaslarının gerilmesine bağlı ağrılar hissedilir. Gerginlik, damarların daralmasına, başın belli bölgelerine giden kan akımının bozulmasına ve o bölgeye giden kanın bir hayli azalmasına neden olur. Ağrılar kişinin gereksiz yere ağrı kesici kullanmasına da sebep olur.
Devamlı stres altındaki bireylerde uyku bozuklukları, uykuya dalamama, sabahları dinlenmiş olarak uyanamama gibi sorunlar görülür. Uyku vücudun kendi kendini onarması ve iyileştirmesi için çok önemli bir doğal şifa kaynağıdır. Bu sebeple uyku sorunu diğer sağlık problemlerini daha da kötüleştirir.
Aşırı stres yaşayanlarda iştah problemleri de görülür. Öğün atlama, hızlı hazırlanan gıdalarla kalitesiz beslenme ve bazen de olumsuz duygulardan uzaklaşmak için tıkınırcasına kalorili gıdalar yeme durumu görülebilir. Bunlar sağlık problemlerini daha da kötüleştirir.
A tipi kişiler arasında sigara kullanımı da yaygındır. Sigarayı bırakmaya yanaşmazlar veya bırakmışken en ufak bir streste yeniden başlarlar. Oysa sigara hiçbir sorunu çözmez, aksine derinleştirir. Çünkü sigara dumanı ile kaplanan akciğerler oksijen alımını azaltır ve bütün sağlık problemlerini daha da kötüleştirir.
Uzun zamandır stresle alerjiler arasında da ilişki görülmüştür. Birçok kişide yalnızca stres durumlarında ortaya çıkan alerjik kaşıntılar, şişkinlikler görülmektedir.
Kısacası, acelecilik, sinirlilik, gerginlik ve stres, kişinin kendi nefsine zulmetmesidir.
Acele İşe Şeytan Karışır
Allah-u Zülcelâl insanoğlunu aceleci tabiatı hakkında ikaz eder. Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “İnsan, bazen şerri de, tıpkı hayrı istercesine aceleyle ister. Pek acelecidir bu insan!” (İsrâ, 11)
Allah-u Zülcelâl’in bir esması da es-Sabur, yani çok sabırlıdır. Allah-u Zülcelâl beklemeye, sabretmeye mecbur olmadığı halde, O c.c.- “Ol!” demekle her şey oluvereceği halde sabretmektedir. Çünkü sabır, kemal sıfatıdır. Olgunluk ve yücelik, sabırlı olmayı icab ettirir. Birçok fazilet sabırla elde edilir, birçok hata da acelecilik sebebiyle yapılır.
Atalarımız, aceleciliğin, sinirliliğin iyi bir şey olmadığını ifade etmek için “Acele işe şeytan karışır” demiştir.
Allah dostları, önüne gelen şeyi düşünmeden yapıvermenin insanı çoğu zaman yanlışa götüreceğini haber vererek, düşüne taşına karar vermeyi tavsiye etmişlerdir. Bunun için de insan biraz sakin olmalı, işin sonunu düşünmeli, hisleriyle değil aklıyla hareket etmelidir.
Acele Edilecek İşler de Var
Hayatta acele edilmesi gereken şeyler de vardır elbette. Bazen zamanı kaçırılan işler artık bir daha yapılsa da faydası olmaz veya elden kaçan fırsat bir daha ele geçmez. Kaçırılmaması gereken en büyük fırsat ise, hala bu dünyada nefes alıyorken, ahirette işimize yarayacak işler yapmaktır. Çünkü son nefes geldiği zaman artık fırsat elden kaçmış olacak. Dünyevi işleri de ahiret hazırlığımıza yardımcı olacak şekilde, iyi idare etmeye çalışmak gerekir.
Acele edilecek işlerde ağır davranmamalıdır. Mesela vakti giren namazı kılmakta acele etmelidir. Bir hayır işi yapma fırsatı doğduğunda fazla tereddüt edip şeytana fırsat vermemeli, hemen yapmalıdır. Çünkü bugünkü imkânlarınızın elden çıkmayacağından emin olamazsınız.
Bunun dışında dünyevi işlerde hırsa kapılmayın, kendinizi yarışta gibi düşünmeyin. Allah'ın takdir ettiği nasibin size ulaşacağınıza güvenin, sakin ve huzurlu olun.