* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Hasta Çocuklara Nasıl Davranmalı  (Okunma sayısı 465 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Hasta Çocuklara Nasıl Davranmalı
« : Nisan 02, 2018, 09:34:57 ÖS »
Hasta Çocuklara Nasıl Davranmalı?

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çocuklarımız… Kendilerine hastalığı hiç yakıştıramadığımız, hep neşeli, hareketli, hayat dolu olarak görmek istediğimiz biricik yavrularımız… Ne yazık ki onlar da hastalanabiliyorlar.

Hiçbir anne baba istemez ama çocuklarda kronik hastalık, engellilik, genetik bazı bozukluklar ve hatta kanser gibi ölümcül hastalıklar görülebiliyor. Bunların kimisi hastanede uzun zaman kalıp tedavi görmeyi gerektiriyor, kimi evde bakım görmeyi… Kimisi de ömür boyu süren perhiz gerektiriyor veya hareketlerine bazı kısıtlamalar getirerek mahrumiyet hissettiriyor.

Akranları koşup oynarken hastane odasında kalmak, fiziki ağrılar çekmek veya yapmak istediği şeyleri yapamamak, yemek istediği şeyleri yiyememek... Bütün bunlar hasta çocuklarımız için gerçekten zorlu bir imtihan. Ama onları bekleyen bir başka imtihan daha var, o da hasta çocuklarda daha sık görülebilen bir takım psikolojik sıkıntılar…

Çocuğu kronik hasta veya engelli olan anne ve babaların mutlaka hasta çocuk psikolojisi hakkında bilgi edinmesi ve ona uygun davranması gerekiyor. Çünkü hasta bir çocuğa sahip olmak nasıl ki zorlu bir imtihan ise, psikolojisi bozulmuş bir hasta çocuğa sahip olmak ondan kat kat daha zor bir imtihan. Bu sebeple anne babaların bu konuda mutlaka bilgi ve uzman desteği alması öneriliyor.

Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda, çocuğun hastalığı ile ilgili duygu ve düşüncelerinin önemli ölçüde annesinin duygu ve düşüncelerinin bir yansıması olduğu görülüyor. Yani annede çocuğunun hasta olması karşısında, bunu kabullenememe, bir suçlu arama, kendine acıma, ileriye dönük kaygılar gibi olumsuz duygular varsa bu çocuğun kendi hastalığına karşı geliştirdiği duygularına da yansıyor.

Sadece annenin duyguları değil, anne babanın arasındaki uyum ve işbirliği de çocuğun hastalığını kabullenmesinde, sakin ve sabırlı olmasında çok önemli rol oynuyor. Annenin çocuğun bakımında yalnız kalması, babanın bu problemden kendini uzak tutması ve yeterince destek vermemesi neticede çocuğun psikolojisini daha fazla etkiliyor.

Elbette evde bakıma muhtaç bir çocuğun olması veya sık sık hastaneye gidip gelmeler evin düzenini etkiliyor. Sırf çölyak hastası veya diyabetli bir çocuğun beslenmesindeki değişiklik sebebiyle dahi evin düzenini değiştiriyor. Bunlara karşı ailenin bütün fertlerinin sabırlı olması gerekiyor.

Her şeyden önce çocuğunun hastalık veya anormali durumunu öğrenen bir anne babanın mutlaka güçlü olması gerekiyor. Elbette hiç kimse evladının hasta olmasını arzu etmez. Bu haber karşısında üzüntü duymak normaldir ve bu üzüntü elde olmayan bir duygudur. Fakat bu ilk şoku çabuk atlatıp, durumu kabullenmek gerekiyor. Bunun için de dünya hayatının bir imtihan olduğunu unutmayıp, başa gelen her şeyin, eğer güzellikle sabredilirse mutlaka mükâfatı olacağına inanmak şart.

İlk anda hissedilen duygu karmaşasından çabuk kurtulmak için şunları aklınızdan çıkarmayın:

* İster doğuştan olsun, ister sonradan geçirilen bir kaza veya hastalık neticesinde olsun, çocuğunuzun hasta olması bir suç değil veya bir suçun cezası değil. Bu sebeple kendinizde veya başkasına suç aramayın. Bu sadece Allah'ın takdiridir.

* Çocuğunuz sağlıklı da olsa, hasta da olsa, sadece Allah'ın emanetidir. Onlar bizim malımız değil, eserimiz değil, yatırımımız değil. Sağlıklı ise iyi yetiştirmekten sorumluyuz, hasta ise de yine durumunu kabullenip isyan etmemeliyiz. Ona da isyan etmemesi için destek vermeliyiz.

* Çocuklar hasta da olsa yine çocukturlar. Gelişim dönemlerine göre davranacaklardır. Hasta olmalarına aşırı tepki vermemeli, çocukça istekleri garip karşılanmamalıdır.

* Her şeyden önce, her problemde olduğu gibi bunda da, soruna değil çözüme odaklanmak gerekir. Önemli olan “Neden oldu?” sorusuna cevap bulmak değil, “Şimdi ne yapacağız?” sorusunun cevabını öğrenmektir.

Hasta Çocuklarda Görülebilen Davranış Sorunları

Kronik hasta veya engelli çocuklarda, yaşadığı duruma bağlı olarak bazı sıkıntılar görülebilir. Esasen çocuk zaten durumu sebebiyle ağrı, acı, kısıtlama gibi zoruna giden hisler yaşamaktadır. Bunun yanında akranlarıyla oynayamama, kendi istediğini yapamama gibi durumları sebebiyle kendini değersiz, güçsüz, başkasına bağımlı hissetmektedir. Bilhassa büyük çocuklarda ve ergenlerde, geleceğe dair kaygılar ortaya çıkabilmektedir.

Kronik hastalık ve engellerin bir kısmı dışarıdan bakınca fark edilebilen durumlara yol açarken bazıları fark edilmez. Dışardan bakınca fark edilen durumlarda, çocuk ve ergenler daha çok insanların acımasından, farklı davranmasından rahatsız olur, üzüntü yaşar. Buna bağlı olarak içe kapanıklık gibi sorunlar görülür.

Dışardan bakınca fark edilmeyen bazı kronik hastalıklarda ise çocuk, bazı yiyecekleri yiyememektedir, akranlarının katıldığı bazı faaliyetlere katılamamaktadır. Bundan dolayı kendini mahrum ve kısıtlanmış hissetmektedir.

Bu durumda bazı çocukların kendi hissettiği kötü duyguların acısını adeta annesinden çıkarmak istercesine ters davranışlar gösterdiği görülebilmektedir. Mesela emir verircesine sert konuşma, kendisinden istenilenlere tepki gösterme gibi davranışlar, çocuğa bakım yapan annenin işini zorlaştırmakta, sabrını tüketebilmektedir.

Yatağa veya hastane odasına bağlı kalan çocuklarda, kendine güvensizlik ve kaygılar nedeniyle anneye aşırı bağlanma, hiçbir ihtiyacı için yanından ayrılmasına izin vermeme gibi davranışlar da gelişebilmektedir. Bu gibi davranışlar, annenin psikolojik durumunda sarsıntıya yol açmakta, hatta iştahsızlık, uykusuzluk ve duygusal çöküntü neticesinde sağlık durumunu bozacak tablolara yol açabilmektedir.

Neler Yapılmalı?

Çocuğumuzun kronik bir hastalığı, bir engeli veya anormalisi olduğunu öğrendiğimiz takdirde, öncelikle durumu sükunetle karşılamalıdır. Bu her hangi bir kişinin başına gelebilecek bir imtihandır. “Herkesin bir imtihanı vardır, bu da bizim imtihanımız,” diye düşünmelidir.

İçe kapanıp, kendi kendimize düşüncelere saplanıp kalmaktan kaçınmalıdır. Bu depresyona girmemize sebep olarak durumu daha da kötüleştirir. Onun yerine iletişime ve paylaşıma açık olmalıdır.

Evvela çocuğunuzun durumu hakkında bilgi edinin. Bu hastalığın belirtilerini, safhalarını, nadir de olsa görülebilecek durumları iyice öğrenin. Böylece ileride nelerle karşılaşacağınıza dair doğru bilgi edinmiş olursunuz.

Çocuğunuzun hastalığı hakkında bilgisiz kişilerle konuşmayın, söylentilere inanmayın. Sadece o alanda uzman hekimle konuşup bilgi alın. Bazı kişiler kulaktan dolma bilgileri birbirine karıştırarak size yalan yanlış şeyler söyleyebilir. Böylece geleceğe dair iyice evhamlanmanıza ve olmamış şeyleri olmuş gibi düşünüp sabrınızı tüketmenize sebep olur.

Çocuğunuzun hastalığı hakkındaki tıbbi gelişmeleri sağlıklı kaynaklardan araştırın. Son zamanlarda tıp alanındaki gelişmeler sayesinde eskiden tedavi edilemeyen bazı hastalıklar tedavi edilebilmekte yahut rehabilite edilerek hayat kalitesi yükseltilebilmektedir.

Bunları uzmanına danışarak öğrenin.

Çocuğunuzun hastalığı için henüz ilmi bir tedavi mümkün değilse, mucizevi iyileşme vaad eden dolandırıcılara inanmayın. Ne yazık ki bazı vicdansız dolandırıcılar, kendilerine hedef olarak, çaresiz durumdaki hastalar ve hasta yakınlarını seçiyorlar. Onların küçük de olsa bir ümit için her şeyi yapabileceklerini bildiklerinden yalan vaadlerle sahte ilaçlar veya tedaviler pazarlayabiliyorlar. Bu konuda dikkatli olun.

Çocuğunuzun hastalığı kronik, yani iyileşmesi beklenmeyen bir hastalık ise durumu kabullenin ve bu hastalığa sahip kişilerin kullanması gereken ilaçları, ilaç etkileşimleri ve perhizi hakkında doğru bilgileri edinin.

Çocuğunuzun durumu egzersiz, terapi, eğitim vesaire gerektiriyorsa bunları cesaret, sabır ve şevkle yapabilmesi için siz de ümitli ve iyimser olun. Daima çocuğunuza “Yapabilirsin,” “Başarabilirsin,” “Senin iyileşeceğine inanıyorum,” şeklinde olumlu yaklaşın.

Unutmayın ki, çocuk kendi durumunu annesinin yüzündeki yansımasından öğrenir. Eğer anne ümitsiz, karamsar, kendini bırakmış ise çocuk da ümitsiz olacaktır.

Annelerin dikkat etmesi gereken bir konu da şudur: merhamet duygusunun etkisiyle hasta olan çocuğunuza aşırı bağlanıp diğer çocukları ve eşinizi ihmal etmeyin. Çünkü diğer çocuklarınız da en az hasta çocuğunuz kadar size muhtaç.

Ayrıca hasta çocuğunuza aşırı derecede odaklanıp diğer çocuklarınızı ihmal ederseniz kardeşler arası kıskançlık gibi duygulardan dolayı huzursuzluk ortaya çıkabilecektir. Bunlar da işinizi zorlaştıracaktır.

Çocuğunuz hastalığının da etkisiyle biraz nazlıysa ve fazla ilgi istiyorsa, ona kendi kendine zaman geçirmeyi öğretin. Ayrıca babası ve diğer kardeşleriyle ilişkilerinin gelişmesine izin verin. Bu arada kendi başına yapabileceği şeyleri yapması için cesaretlendirin, imkanlar sağlayın. Mümkün olduğu kadar bağımsızlığını kazanmasını destekleyin.

Unutmayın ki, evliliğinizin huzurlu bir şekilde devamı için eşinizle olan ilişkinize de önem vermeniz gerekiyor. Çünkü bu imtihan, zannettiğinizden çok daha uzun sürebilecek bir imtihan olabilir. Öyleyse bu konuda kendinize aşırı yüklenmeyin.

Elbette hasta bir çocuğun annesi olmak kolay değildir. Genellikle anneler çocuklarını adeta kendilerinin bir parçası gibi görme eğilimindedirler. Hasta bir çocuğa karşı hissedilen aşırı merhamet, bu konuda sağlıklı ve dengeli davranmayı zorlaştırabilir.

Bu imtihandan selametle geçebilmek için babanın da anneye destek olması çok önemlidir. Annenin meseleye olgunlukla bakması ve sabırlı olması için babanın destek olması gerekir.

Annenin çocuğuyla birlikte eve veya hastane odasına kapanması veya birçok şeylerden mahrum kalması, zor bir imtihandır. Mümkün olduğunca bu durumdaki anneye destek verilmelidir. Zaman zaman baba ve diğer yakınlar çocukla ilgilenip annenin kendine zaman ayırması sağlanmalıdır.

Benzer hastalık veya engellere sahip kişilerin ve yakınlarının birbirleriyle tanışmaları, hem sosyalleşmelerine, konuşup duygularını paylaşmalarına hem de buldukları çözüm yollarını birbirlerine öğretmelerine yardımcı olmaktadır. Bu şekilde kendini yalnız ve dışlanmış hissetmekten kurtulan kişiler ve aileler birbirlerinden destek alabilmektedir.

Elbette sadece kendileriyle aynı sorunu yaşayan kişilerle değil, diğer komşu ve akrabalarla da sosyalleşmeli, hatta zaman zaman yardım istemekten çekinmemelidir. Böyle bir imtihan yaşayan kişilere destek olmak her Müslüman için bir sevap kazanma vesilesidir.

Yapılan araştırmalara göre, çoğu hasta çocuklar ve aileleri, zaman içinde durumlarına uyum sağlamakta ve çözüm yolları bulmaktadır. Yeter ki isyan etmeyip sabretmeye niyetli olsunlar…

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]