Yüksek Tansiyon Başka Hastalıkları Tetikliyor
Yüksek tansiyon tüm dünyada en yaygın olarak görülen ve önlenebilir hastalıklar arasında yer almaktadır. Beslenme yoluyla kan basıncını kontrol edebilir ve yüksek tansiyonun tetikleyebileceği kalp, beyin, göz ve böbrek hastalıklarından korunabilirsiniz. Tansiyonu düşürmek için tavsiye edilen yiyecekler arasında sebze, meyve ve süt ürünleri ilk sıralarda gelmekle birlikte sodyum tüketimini sınırlandırmak tansiyonu sağlıklı düzeylerde tutabilmek adına uzmanlar tarafından öneriliyor.
Yüksek tansiyon nedir?
Yüksek tansiyon, kanın damarlarda akışı sırasında basıncının artmasıdır. Kan basıncı arttıkça, damar duvarlarına binen yükte artar ve bu durum uzun süreli devam ettiğinde damarlar zarar görebilir ve kalp hastalıklarının önü açılır. Tabii damarların zarar görmesi kısa sürede olmaz ve yıllar alabilir. Ancak yüksek tansiyon için gerekli önlemler alınmazsa, kalp krizi ve felç riski önemli oranda artar.
Yüksek tansiyon bazı kişilerde herhangi bir diğer nedene bağlı olmadan ortaya çıkabilir ve buna primer hipertansiyon denir.
Börek sorunları, adrenal bezlerde oluşan tümörler, damar bozuklukları, doğum kontrol hapları gibi çeşitli ilaçların kullanımı, uyarıcı ilaç kullanımı gibi diğer durumlara bağlı olarak görülen yüksek tansiyona ise “ikincil hipertansiyon” adı verilmektedir.
Tansiyonu ara sıra yükselen her kişi hipertansiyon hastası değildir. Tansiyon yüksekliğinin hipertansiyon olması için sürekli olması, tansiyon değerinin normalden hep yüksek olması gerekir.
Kan basıncı (veya tansiyon) iki ölçümle ifade edilir: Sistolik basınç ki buna halk arasında büyük tansiyon, diğeri ise Diyastolik basınç buna da halk arasında küçük tansiyon denilmektedir.
Ülkemizde hipertansiyon oldukça yaygın bir problemdir. Erişkin her 3 kişiden 1’inde hipertansiyon vardır. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Türkiye’de hipertansiflerin önemli bir kısmı (% 53), ekonomik olarak üretken çağ kabul edilen orta yaş grubundadır. Ülkemizde nüfus yapısının daha çok genç olduğu dikkate alındığında, 30 yaş altında görülen hipertansiyon sıklığı (% 12) ihmal edilmeyecek düzeydedir. Altmış yaşın üzerinde hipertansiyon görülme sıklığı % 60-80’lere kadar yükselmektedir. Ülkemizde, hipertansiyon görülme sıklığı yüksek olmasına rağmen, hastaların sadece %40’ı bunun farkındadır.
Yüksek tansiyon nelere yol açar?
Yüksek tansiyon sinsi bir hastalıktır. Bu özelliğinden ötürü her yaşta görülebilir. Belirti vermeden ortaya çıkar. Yüksek tansiyon kontrol altına alınmazsa, Kalp hastalığı, felç, boyun ve bacak damarlarında tıkanma, kalp yetmezliği, Böbrek hastalığı, görme kaybı gibi rahatsızlıklara sebep olabilir.
Ailenizde yüksek tansiyon varsa, yaşınız 40’ın üzerindeyse, aşırı kiloluysanız, sigara içiyorsanız, şeker hastası iseniz ve ailenizde şeker hastası varsa ve gebe iseniz tansiyonunuzu sık aralıklarla ölçtürünüz. Zira sizde tansiyon hastası olabilirsiniz…
Normal bir insanda normal tansiyon değerleri büyük tansiyon en fazla 160 mmhg ve küçük tansiyon ise en fazla 85 mmhg olmalıdır. Yüksek tansiyon maalesef sık görülen bir rahatsızlıktır. İstatistiklere göre yetişkin insanlarda yüksek tansiyon görülme oranı 1 / 7 dir. Yüksek tansiyonun tedavisinde yüksek tansiyona yol açan etkenin iyi tespit edilmesi gerekir. Bu tespit uygun tedavinin yapılmasına yardımcı olacaktır. Tedavi mutlaka yapılmalıdır çünkü yüksek tansiyon damar sertliği, felç, kalp krizi ve beyin kanaması gibi durumlara yol açabilmektedir.
Yüksek tansiyon hastalığı belirtileri
Yüksek tansiyon, özellikle kan basıncının aşırı yükseldiği dönemlerde, donuk bir baş ağrısı, boyun zonklaması, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, hafif baş dönmesi, ara ara burun kanaması gibi belirtilere neden olmakla birlikte çoğunlukla hiç bir belirtiye yol açmaz ve tansiyon ölçümü yapılmadan, tansiyonun yükseldiğinin fark edilmesi oldukça zordur.
Bu nedenle yüksek tansiyon genellikle başka bir sağlık sorunu için doktora gidildiğinde yapılan rutin kontroller sırasında fark edilir.
Tansiyon probleminin erken belirlenmesi ve tansiyonu düşürmeye yönelik olarak tedavi sürecinin başlatılması, ilerde oluşabilecek kalp, damar ve böbrek hastalıklarından korunmak için önem taşımaktadır.
Yüksek tansiyonla başa çıkabilmek ıçin
Tansiyon yüksekliği olan bütün hastalara yaşam tarzı ile ilgili değişiklikler önerilmektedir.
Kişi sağlıklı olduğu kiloyu bilmeli ve o kiloda kalmalıdır. Vücut kütle indeksiniz (vücut ağırlığı/boy2) 25 kg/m2’nin üzerinde ise kilo vermeniz gerekir (Vücut kütle indeksi, kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesi ile hesaplanır).
Tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Beslenme faktörü olarak çok fazla tuzlu yemek, aşırı derecede kırmızı et tüketmek yüksek tansiyona yol açabilmektedir. Yemeklerle birlikte fazla tuz tüketmek vücudun su tutmasına ve buna bağlı olarak tansiyonun yükselmesine neden olur.
Meyve ve sebze tüketimi artırılmalı, doymuş ve total yağ tüketimi azaltılmalıdır.
İlaçlar düzenli alınmalıdır.
Sigara kullanımına son verilmelidir. Sigara içmek, zaten tütün yapısı gereği tansiyonunuzu geçici olarak yükseltmektedir. Ancak uzun süreli tütün kullanımı, tütünde bulunan bazı kimyasalların damarları daraltmasından dolayı tansiyonun yükselmesine neden olur. Sigara kullanmasanız bile kalp ve damar sağlığınızı korumak için sigara dumanı bulunan ortamlardan uzak durmalısınız.
Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz yapılmalıdır. Fiziksel olarak aktif olmayan insanlarda kalp atışı daha hızlı olma eğilimindedir. Kalp hızlı attıkça damarlara pompalanan kanın basıncı yükselir. Fiziksel olarak aktif olmamak aynı zamanda yüksek tansiyonun bir diğer önemli nedeni aşırı kiloyu da tetiklemektedir.
Stresten kaçınmalıdır. Zira, aşırı stres geçici olarak, fakat oldukça etkili bir şekilde tansiyonu yükseltir.
Yüksek kolesterol, şeker hastalığı, böbrek hastalıkları ve uyku apnesi gibi hastalıklar yüksek tansiyona neden olabilir.
Yüksek tansiyon çoğunlukla yetişkinlerde görülmekle birlikte yetersiz beslenen, kalp veya böbrek hastalığı bulunan, hareketsiz çocuklarda da ortaya çıkabilir.
Günlük yaşamla ilgili ipuçları
Tansiyon hastalığına yakalanılmaması ve eğer yakalanılmışsa kontrol altında tutup kurtulabilmek için şu tavsiyeler dikkate almalısınız:
Asansör kullanmak yerine merdivenlerden inip çıkınız.
İşyerinize giderken araba ile gitmek yerine yürüyün veya otobüsten bir veya iki durak önce ininiz. Eğer işyerinize arabanızla gelmişseniz, arabanızı park yerinin en uzak bölgesine park ediniz.
Günlük hiç değilse haftada belli günler egzersiz yapınız. Egzersiz programınızı devam ettirebilmek için sizinle birlikte egzersiz yapacak birini bulunuz. Bu sayede daha istekli egzersiz yapabilirsiniz.
Egzersiz esnasında göğüs ağrısı veya rahatsızlık hissi, baş dönmesi veya bayılma, kol veya çenenizde ağrı, ciddi nefes alamama hissi, düzensiz kalp atımı, Aşırı yorgunluk gibi uyarıcı belirtilerden birini hissettiğinizde, hemen egzersizi bırakınız ve doktorunuza başvurunuz.
Dirençli egzersizler (ağırlık kaldırma gibi), genellikle hipertansiyonu olan kişilere önerilmez. Uygun olduğunda, kuvvetlendirme egzersizlerinin kalp-dolaşım dayanıklılığını güçlendiren, aerobik egzersizlerle birlikte kullanılması önerilmektedir. Kişinin duruşu, kaldırdığı ağırlık miktarı mutlaka takip edilmelidir. Egzersizler sırasında nefesin tutulmaması gerekir.