Peygamberimizin S.A.V Öğütleriyle Ruh ve Beden Sağlığı
İslâm aleminde sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in tıpla (insan sağlığıyla) ilgili tavsiye ve uygulamaları, hadis ve sünnetine uyarak yapılan ilaç ve tedavî şekilleri Tıbb-ı Nebevî ismi altında toplanır ve anılır.
Tıbb-ı Nebevîde geçen konuların açıklanması bir kaç geniş hacimli kitap boyutundadır. Şimdiye kadar Tıbb-ı Nebevî hakkında çok kitap yazılmıştır, birkaçı da yabancı dillere tercüme edilmiştirBuna rağmen Tıbb-ı Nebevî, halen araştırmacıları beklemektedir.
Tıbb-ı Nebevîde üç unsur vardır:
1- Hasta olmamak için tedbir (koruyucu hekimlik).
2- Hastalık geldiğinde derhal tedavi.
3- Hastalık geçinceye kadar tedavi ve perhiz. Bunlar bugünkü tıbbın da esasını teşkil etmektedir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in tıpla ilgili tavsiyeleri ruh ve beden sağlığıyla ilgili uyarılarıdır. İslâm temizlik üzerine kurulmuştur. O (s.a.v.) banyo yapar (gusül abdesti alırlar), misvak kullanır ve beyaz giyinirdi.
İnsanları gençleştirmek, yorgunluğu gidermek, sinirleri yatıştırmak, güzel bir uyku almak ve iyi bir temizlik için uzmanlar banyo yapılmasını tavsiye etmektedir. Banyo denilen şey ise; İslâmiyetin gusülhanesidir. Misvak; sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in hayatından bir parçaydı. Medicina adlı dergi misvakın tesirini aynen şu cümlelerle izah ediyor: Bu stikler (misvak çubukları) dişlerde meydana gelen plağı hem mekanik olarak hemde plağı teşkil eden maddelerle kimyevî reaksiyona girmek suretiyle temizliyor. Bu çubukların dişleri beyazlaştıran ve koruyan; florür, slikon, reçine, sakızlar ve antrokinonlar ihtiva ettiği, dişleri temizlemenin yanı sıra diş etlerindeki şişme ve kanamaları iyileştirdiği anlaşılmıştır.” Beyaz giyinmek ise tıbbın ana ruhunu teşkil eder. Hasta bakıcıların beyaz giyinmesi, beyazın kir götürmeyişi ve mikropları üzerinde taşımayışındandır.
Yine Efendimiz (s.a.v.) öğle uykusuna yatarlardı, buna kaylûle denirdi. Yarım saat süren öğle uykusu gece çok az uyuyan bir insanı bütün gün zinde tutmaktadır. Zira öğle uykusunda beyin hafif uyku halini andıran dalgalar yayar, bu dalgalar ise vücudu çok dinlendirmektedir. Kanadalı bir bilim adamı; stresten dolayı kalp kriziyle karşı karşıya kalan kişilere öğleden sonra yirmi dakika uyumalarını tavsiye ediyor. Öğle uykusu kandaki strese sebep olan adrenalin miktarını düşürdüğü için kalp atışları normale dönüyor ve kalp krizi riski böylece azalıyor.
Hadis-i Şerifte; “Biriniz öfkelendiği zaman abdest alıp iki rekat namaz kılsın, ayakta ise otursun, oturuyorsa uzansın” buyurulmaktadır. Psikiyatristler bu tavsiyeyi doğrulamaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) namaz vakitleri geldiği zaman, Bilâl-i Habeşî (r.a.)’a “Erihna ya Bilal! Ezan oku da ferahlanalım” buyururlardı.
Kur’an okumak ayrıca bir şifadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) kasvetli insanlar için:
“Kur’ana bak, Kur’an oku, yetimin başını okşa” buyurmuşlardır. Bunlar katı kalplere büyük hayat verir. Hastaları ziyaret etmek, cenazeleri teşyi etmek kalpleri yumuşatır, selâm alıp vermek gönülleri ferahlatır, merhamet etmek manevî hayata yeni bir kaynak olur, affetmek ruhu olgunlaştırır. Sabırda ayrıca bir hayat, şükürde ayrıca bir fazilet vardır.
Hasta ziyaretlerinde neşeli olmak, güzel sözler söylemek kalbe kuvvet verir, kalbin kuvvetli olması hastalıklara karşı insanı dayanıklı kılar.
Dünyanın en iyi insanları peygamberlerdir, onlar ruhanî ve büyük önderlerdir. Peygamberlerin hayatlarında ruhaniyetleriyle şifa oldukları çok hastalar görülür.
Bütün peygamberlerin ekmeli olan sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bazı zamanlar ruhaniyetlerinin tesiri ve mübarek duaları ile aniden hastaların şifa bulmasına vesile olmuşlardır.
Türkçemizde “hekimsiz ve hakimsiz yerde durulmaz” sözü darbı mesel olmuştur. O (s.a.v.) dine ait bilgiyle birlikte tıbba ait bilgiler de vermiştir, menavî sıfatı “Tabib-i Kulûb” dur.
Sadiye Öner.