* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kireçlenme ve Korunma Yolları  (Okunma sayısı 125 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2334
Kireçlenme ve Korunma Yolları
« : Aralık 20, 2020, 12:08:07 ÖS »
Kireçlenme ve Korunma Yolları

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Kireçlenme eklem yerlerinde, özellikle diz ekleminde, omurgada, omuz, dirsek ve ellerde belirtileri görülen bir hastalıktır. Bilimsel adı osteoartrit olan kireçlenme, 45 yaşından itibaren belirtiler vermeye başlar ve yaş ilerledikçe belirtiler artar. Menopoz döneminden sonraki dönemde kadınlarda daha fazla rastlanmaktadır. Kadınlarda el ve dizlerde, erkeklerde ise kalçalarda daha sık görülmektedir.

Masa başında sabit durarak çalışan kişilerde bel ve boyun başta olmak hareketsizliğe bağlı eklem kireçlenmeleri daha fazla görülür. İşi stresli olan kişilerde ise boyun ve omuz kaslarında kasılmaya bağlı spazmlar oluşur.

Fazla kilolu kişiler de kireçlenme açısından ağır risk grubundadır. Özellikle bel omurlarında ve dizlerde hasar görülür. Futbolcular, güreşçiler, voleybolcular ve kompresör kullananlarda da kıkırdak hasarına bağlı kireçlenme daha sık görülür.

Kireçlenmenin belirtileri, oturup kalkarken dizlerden çıtır çıtır ses gelmesi, sabah kalkınca ilk hareket etme güçlüğü, eğilip kalkarken belde hareket kısıtlaması, parmaklarda güçsüzlük ve ağrıdır. Çoğu zaman sabah yataktan ağrılarla uyanma, bir süre tutukluk çekme hali görülür.

Bu belirtilere sebep olan eklemlerin yüzeyinde bulunan kıkırdağın yapısının bozulması, aşınması, incelmesi sonucu hissedilen sıkıntılardır. Normalde eklemi oluşturan her bir kemiğin ucunda, kemiğin uç kısmını saran kıkırdak doku, eklemin hareketini rahatlatan yumuşak, kaygan bir yüzey oluşturur. Kemik uçlarının birbirine sürtmesine engel olan bu dokuda zaman içinde hasar oluşur.

Normal insanlarda yaşa bağlı olarak yavaş gerçekleşen bu hasar, kazalar, ameliyatlar ve kullanım hataları sonucunda daha hızlı gelişir. Bazen eklem zarı kıkırdak hasarına bağlı olarak iltihaplanır. Bu iltihaplanma kıkırdakta daha fazla hasara yol açar. Eklemde şişliğe sebep olur.

Kıkırdak aşınıp yok oldukça alttaki kemik ucu meydana çıkar. Kemik uçları kalınlaşarak doğal şeklini kaybeder ve kemiksi çıkıntılar oluşur. Bu sırada eklem zarlarının salgıladığı, hareketi kolaylaştırıcı kaygan sıvı, özelliğini yitirir ve bunun sonucunda eklem hasarı daha da ilerler. Sonuçta halk arasında kireçlenme diye bilinen tablo ortaya çıkar.

Kireçlenmenin ilk döneminde eklemlerde şişlik ve sıcaklık görülür. Daha sonra kaslarda ve eklem çevresindeki bağlarda hareket kısıtlılığı ortaya çıkar. O eklemi hareket ettirmekle ağrı ve tutukluk biraz açılır. Daha da ileri safhalarda eklemde şekil bozukluğu oluşur. Dizlerde, ellerde ve parmaklarda şişme, kalçada şekil bozukluğu ve topallama görülür.

Kıkırdak dokusunun kaybedildikçe o eklemin hareket ettirilmesi zorlaşır. Gerek hareket sırasında gerekse uzun süre hareketsiz kaldığında ağrı yapar. Örneğin diz ekleminde kireçlenme varsa bacağı tamamen açmak, eğilmek, merdiven çıkmak zorlaşabilir ve bu gibi hareketler esnasında ağrı oluşabilir. Diz uzun süre hareketsiz kaldığında da ağrı hissedilir ve ilk hareket ettirildiğinde "çıtırtı" sesi duyulur.

Kireçlenmenin Nedenleri

Kireçlenmeye yola açan birçok etken vardır. Bunlardan başlıcaları:

* Bel, boyun, diz gibi eklemlerin aşırı yük altında kalarak hasar görmesi,

* Yaşın ilerlemesi ve genetik faktörlere bağlı olarak kıkırdak yapısının bozulması

* Mesleki faaliyetler gereği eklemin aşırı veya yanlış kullanımı ve benzeri zorlanmalar,

* Eklem ameliyatı, kaza, hastalık ve benzeri travmalar geçirilmesi,

* Ayakta dururken, masa başında otururken duruş bozuklukları,

* Beslenme hataları ve şişmanlık,

* Hareketsizlik veya aşırı egzersiz,

* Tetikleyici romatizmal hastalıklar,

Nasıl Korunabiliriz?

Yaş ilerledikçe kireçlenme sorununu yaşamamak için öncelikle kiloyu kontrol altında tutmak önemlidir. Fazla kilo birçok açıdan kireçlenme riskini artırır ve iyileşmeyi zorlaştırır. Her şeyden önce vücudun yağlanması kas kitlelerinin aleyhinedir. Vücut yağlandıkça kaslar güçsüzleşir. Bu sebeple kıkırdak üzerine fazla yük biner. Bunun yanında vücut ağırlığının artması hareketi azaltır. Hareketsizlik de bir diğer kireçlenme faktörüdür. Kasların güçlü kalması için harekete ihtiyaç vardır.

Kıkırdak hasarına sebep olan bir diğer faktör de zorlayıcı hareketlerdir. Kilo fazlası aşırı yük getirdiği için yürüme sırasında diz ve omurlarda kıkırdaklarda ani hasara sebep olabilir. Bunun yanında kilo artışı bazı hormonal değişiklikleri beraberinde getirerek vücudun genel olarak yaşlanmasını hızlandırır. Bu sebeple kireçlenmenin tahribatını mümkün olduğu kadar azaltmak için kilo kontrolü çok önemlidir.

Beslenme

Kireçlenmenin oluşmasında etkili olan faktörlerden biri de dengesiz beslenmedir. İnsan vücudu sürekli kendini onarmaktadır. Bunun için hücre yenilenmesini destekleyen gıdaları soframızdan eksik etmemeliyiz.

Protein, vitamin, mineral ve antioksidanlardan yana zengin bir beslenme hücrelerin yenilenmesini destekler. Bilhassa kalsiyum ve D vitamini kemik dokusunun korunmasına faydalıdır.

Yağlı, şekerli, karbonhidrat ağırlıklı beslenme ise kanda yağ lipitlerinin artmasına, damarların kalınlaşmasına ve yağ hücrelerinin artışına sebep olarak vücudun yaşlanmasını hızlandırır. Bilhassa hanımların çay saatlerinde kurabiye, kek, poğaça gibi gıdalar yerine sebzeli salatalar ve sütlü ikramlıkları tercih etmesi çok daha uygun olur.

Beslenme ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da kemik ve kıkırdak dokuda tahribata yol açabilecek katkılı yiyecek ve içeceklerden uzak durmaktır. Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalar asitli ve gazlı içecekleri fazla tüketmenin kemik sağlığını olumsuz etkilediği yönünde işaretler olduğunu ortaya koymaktadır. Kola ve gazoz türü içecekler yerine ayran ve maden suyu içmek kemik sağlığına çok faydalı olacaktır.

Yapılan araştırmalara göre hazır yiyeceklere katılan katkı maddeleri, kanda dolaşan serbest oksijen radikallerinin oranını artırdığı için kıkırdaklarda oksidatif hasara yol açıyor. Klinik çalışmalarla sebze ve meyvelerde bulunan antioksidanların bu zararlı oksijen radikallerini gidererek kireçlenme riskini azalttığı gösterilmiş. Bu sebeple her yaşta insanın C vitamini, E vitamini ve beta karoten gibi antioksidan özellikte provitaminler içeren meyve ve sebzelerden faydalanması tavsiye ediliyor.

Kireçlenmenin başlangıç aşamasında ağrı kesiciler yerine bazı besin takviyeleri ile belirtilerinin azaltılması tavsiye ediliyor. Mesela iltihabı azaltıcı özelliği bulunan omega 3 yağ asitlerinin kireçlenmeye bağlı ağrıları hafifletici özelliği olduğu biliniyor. Omega 3 bakımından zengin balık, ceviz, keten tohumu ve zeytinyağını tercih ederek ağrılarınızı bir miktar azaltmak mümkün. Ancak bu gıdaların kilo artışına sebep olmaması için besin takviyeleri hakkında doktorunuza danışarak hareket etmelisiniz.

Kireçlenmenin Tedavisi

Şu anda kesin bir tedavisi bulunmayan kireçlenme sorununda daha çok hastalarının şikayetlerini gidermek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve yaşam kalitesini artırmak için ilaç ve fizik tedavi uygulamalarına başvuruluyor.

İlaç uygulamalarında, ağrının giderilmesi amacıyla ağrı kesiciler ve iltihap gidericiler kullanılıyor. Ancak ağrı kesici ilaçlardan bazılarının karaciğer işlevleri üzerindeki yan etkileri, iltihap gidericilerin ise mide-bağırsak sisteminde kanama riski ile kalp ve damar sisteminde yol açtığı riskler nedeniyle sürekli kullanılmaları uygun görülmüyor. Vücudun bir yerini tedavi ederken çok daha hayati organlara zarar vermemek için bu sorunun ilaç uygulamalarıyla tedavi edilmesi makul görünmüyor. Bu sebeple hastalığın ilerlemesini yavaşlatacak önlemler alınması en akla uygun çözüm olacaktır.

Kireçlenmenin sıkıntı ve zararlarını azaltmak için kilo vermek son derece önemli. Bunun için beslenme programında kontrolün yanı sıra egzersiz yapılması gerekiyor.

Doktorun tavsiye ettiği uygun egzersizler, eklemi korumanın ve kireçlenmenin ilerleyişini yavaşlatmanın en etkili yollarından biridir. Düzenli egzersiz kas ve kemiklerinizin güçlü kalmasına, eklemlerinizin daha esnek olmasına yardımcı olur.

Kireçlenme olan eklemler fazla kullanmaktan veya uzun süreli hareketsizlikten sonra ağrırlar. Ağrıyan eklem hareket ettirilmezse eklemi çevreleyen kaslar zayıflar ve bu da eklem ağrısında artışa neden olur. Bu sebeple doktorun tavsiye ettiği egzersizler düzenli olarak yapılmalıdır.

Doktorun tavsiyesiyle düzenli yürüyüşler, yüzme ve rahatsızlık hissettiren eklemleri çalıştıran hafif egzersizleri ihmal etmemelisiniz. Ancak egzersiz sırasında ağrı şiddetlenmesi veya hareket kısıtlaması olan durumlarda doktora başvurulması gerekiyor.

Ağrılı bölgelere soğuk ve sıcak uygulamalarını da içeren fizik tedavi yöntemleri de kireçlenme ağrı ve iltihabını hafifletme yöntemlerinden biridir. Ancak bunlardan hangisini uygulayacağınızı doktorunuza danışmalısınız. Sıcak uygulaması kan dolaşımını artırarak kasları rahatlatır ancak iltihaplı bölgeye uygulanmamalıdır. İltihabın yol açtığı şişliği soğuk kompres ile hafifletmek gerekir. Ayrıca soğuk uygulamaları ağrıyı hisseden sinirleri uyuşturucu etki yapar.

Kireçlenmeyle mücadele etmek için iltihap önleyici gıdalardan da faydalanabilirsiniz. İltihabı azaltan ve kireçlenmeye iyi gelen gıdalar arasında maydanoz, kereviz, limon, turp, sarımsak, soğan, tere ve kuşburnu çayını en kolay faydalanabileceğiniz kürlerdir. Eklem yerlerindeki şişlikten kurtulmak için bunları sofranızdan eksik etmeyin.

İtalya’da yapılan araştırmalarda kabuklu deniz hayvanlarından elde edilen “glukozamin” adlı maddenin, kireçlenmeye bağlı rahatsızlıklara iyi geldiği yönünde sonuçlar elde edilmiş. Besin takviyeleri ve sağlık ürünleri satan dükkanlarda bulabileceğiniz glukozamin’i kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Cilde nüfuz ederek sıcaklık hissine sebep olan okaliptüs yağı da eski zamanlardan beri kireçlenme ağrısını hafifletmek için kullanılan maddeler arasındadır. Okaliptüs yağıyla ağrıyan ekleme masaj yaptıktan sonra sıcak havlu uygulayarak ısınma etkisi güçlendirilebilir.

Kireçlenmenin ileri safhalarında ortaya çıkan kıkırdak ve kemik ucu dejenerasyonunun cerrahi tedavisine başvurulabilmektedir. Cerrahi tedavinin fayda ve riskleri hastanın durumuna göre doktor tarafından değerlendirilir.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]