"Sağlığın Vazgeçilmezleri
Sağlığımızı tehdit eden tüm zararlı alışkanlıklardan uzaklaşmak çok önemlidir.
Yapılacaklar listesi, bazı insanlara çok uzun ve meşakkatli gelebilir. Bazı hastalarıma yapmaları gereken önemli şeyleri sıralarken listeyi azaltmak zorunda kaldığımda onlara üç seçenek sunuyor ve mutlaka bunları uygulamaları gerektiğini söylüyorum:
1. Beslenme alışkanlığını düzenlemek. (Olabildiğince az ve sık aralıklarla sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelisiniz.)
2. Hareket etmek. (Maksimum oranda, aklınıza geldikçe ve fırsat buldukça hareket etmeye çalışmalısınız.)
3. Su içmek. (Günde ortalama iki litre su içmelisiniz.)
1. Beslenme
Beslenme, edindiğimiz en önemli alışkanlığımızdır. Yaşam gücümüzün büyük bir miktarını yediğimiz gıdalarla alırız. Doğru beslenmek, sağlıklı bir yaşam için en önemli faktörlerdendir.
Sağlıklı beslenmek, ihtiyaçlarımızı bilerek beslenmektir. Benzinle çalışan bir otomobile mazot koyduğumuzda nasıl motoru çalışmazsa insan bedeni de bir süre sonra dışarıdan aldığı gıdaların yaptığı yanlış etkilerle çalışmamaya başlar. Veya çalışsa bile kanında yükselen kolesterol damarlarını tıkayarak dolaşımını bozacaktır. Bağırsaklarda biriken gaz, bir süre sonra bağırsak hareketlerinin iyice düzensizleşmesine neden olacak, karaciğerde yağlanma, midede ülser, diyabet ve diğer birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Peki, insanın beslenirken gerçek ihtiyacı nedir? Doğru beslenme alışkanlığı hangi şekilde yapıldığında anlamlı sonuçlar ortaya çıkarır? Bu sorulara vereceğimiz doğru cevaplar sağlığımız için seçeceğimiz yolu belirlemede büyük avantaj sağlayacaktır. Kendi ihtiyaçlarımız doğrultusunda hangi mevsim meyvelerini, hangi zamanda tüketmeliyiz ve yazın sıcaklarda, kışın soğuklarda beslenirsek beden dengemizi nasıl muhafaza edebiliriz?
İnsanın beslenirken gerçek ihtiyacı, bedeninin, ruhunun ve zihninin gereksinimlerinin top yekûn karşılanmasıdır. İnsan her şeyi ile bir bütünse bu bütünlüğe saygı duyup o istikamette ihtiyaçlarının hepsini gözetmelidir.
Beslenmede Doğallığın ve Çeşidin Önemi
Beslenme alışkanlığı hakkında son yıllarda çok farklı tavsiyeler sağlık gündemini meşgul etmektedir. Kimileri sadece sebze ve meyve yenmesi gerektiğini ifade ediyor. Kimileri ise beslenme alışkanlığında birçok ayrıntı içine girerek "illa şu gıdaları yemeniz gerekiyor" diye ısrarla tavsiyelerine devam ediyorlar.
Katı kurallara sahip hiçbir beslenme alışkanlığı doğru değildir. Nitekim son yıllarda katı diyetler neticesinde hayatını kaybeden pek çok insan, medyada haber olmuştur. İnsanın sağlıklı bir yaşam sürmesi için her şeyden az ve ölçülü bir şekilde tüketmesi en doğru yaklaşımdır.
Son yapılan araştırmalarda gıda alımının olabildiğince azaltılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Az ve çeşit olarak farklı gıdaların tüketilmesi son derece önemlidir. Hep aynı gıdalarla beslenmek bedenimizin ihtiyacı olan pek çok vitamin ve mineralden mahrum kalmamıza neden olmakta ve bu durum sadece beden sağlığını değil, aynı zamanda ruh sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.
2. Hareket Etmek
Bu olmazsa olmaz üç faktörümüzden biri ve belki de en önemlisidir. Hayatın cevheri hareket etmeye göre parlar veya söner. Hareket ettikçe dolaşım sistemi güçlenir ve iç organlarla tüm kan dolaşımı kendi kendini temizlemeye başlar.
Dikkat edin yürüyüş yaptıktan sonra kendinizi dinlenmiş hissetmeye başlarsınız. Hareket etmek kan dolaşımını hızlandırır, hızlanan kan dolaşımı soluk alıp vermeyle oksijenlenir; böylelikle temizlenmiş, oksijenlenmiş kan, bedenin tüm organları ve damarları içinde rahatça akmaya başlar.
Birçok kronik hastalıkta bolca yürüyüş yapılmasının tavsiye edilmesi boşuna değildir. Özellikle endojen sebeplerden dolayı (bazı metabolik ve kronik hastalıklar, kanın kirlenmesi, dolaşımın zayıflaması, alerjik faktörlerin güçlenmesi gibi) meydana gelen psikolojik hastalıklarda hareket etmenin ciddi faydaları anında tecrübe edilebilir.
Özellikle kış mevsiminde evlerine kapanan ve güneş ışığından mahrum kalmış birçok insanın ruhsal açıdan kendilerini kötü hissetmeye başlaması bu yüzdendir. Hareket azaldıkça bedende dolaşan enerji, dengeli yayılamaz ve insan kendi bedeninde düzenleyemediği enerji ve dolaşım zayıflığına bağlı olarak ruhsal yönden çökmeye başlar.
Hareketin azalması kalp ve damar hastalıkları açısından insanın ciddi bir risk taşımaya başlamasına da neden olabilir. Birçok kalp-damar ve akciğer hastalıklarının kış aylarında artış göstermesi sadece havanın soğuması ve üşütmeye bağlı değildir.
Beden hareketinin azalması yaşlanma sürecini hızlandıran en önemli faktörlerdendir. Emekli olan insanların herhangi bir işle uğraşmamaları ve birden bire boşluğa düşmeleri onların ruh hallerini olumsuz yönde etkileyen sebeplerden biridir. Her yaş ve meslek grubundaki insanın beden hareketlerini arttırması son derece önemlidir. Çünkü bu hantallığı giderir, ruhsal yönden daha canlı olunmasını sağlar ve metabolizmanın güçlenmesi nedeniyle fazla kilolardan kurtulmaya da yardımcı olur.
"HAREKETSİZLİK İNSANI ÇÜRÜTÜYOR
Türkiye'de hareket azlığından kaynaklanan kalp ve damar hastalıklarına yakalanan 4 milyon kişinin ülke ekonomisinde yılda 300 milyon iş gücü kaybına sebep olduğu, bunun ülke ekonomisine zararının 15-20 milyon doları bulduğu belirtildi.
Spor Bilimcisi Murat Kuter, insanoğlunun teknolojik ve endüstriyel gelişmelerle hayatını kolaylaştırırken hareket azlığının getirdiği hastalığın kurbanı olduğunu söyledi.
İnsanoğlunun genel üretimdeki fiziksel faaliyetinin 18. yüzyıl sanayi devrimi öncesi yüzde 92 olduğunu, bugün ise bu oranın yüzde 20'ler seviyesinin altına düştüğünü ifade eden Kuter, "İnsan, medeniyet geliştikçe daha az hareket etmek zorunda kalıyor. Hareket azlığının organizma üzerindeki olumsuz etkileri düşünülmeden, her geçen gün yeni bir alet geliştiriliyor. Rahatlığımız için deyip bu aletleri sabırsızlıkla alıyor ve kullanıyoruz. Rahat edelim, derken kendimizi ölüme itiyoruz" dedi.
Çağın hastalığı hareketsizlik, günümüzde az hareketin "hypokinetic disease" (hareket azlığı) isimli hastalığın doğmasına sebep olduğunu ifade eden Kuter, "Bu hastalıklar günümüzde en çok can alan hastalık grubundadır. Kalp-damar hastalıkları bu grubun başını çekiyor. Türkiye'de hareket azlığından kaynaklanan kalp ve damar hastası 4 milyon kişi var. Bu nedenle üretici iş gücü her geçen gün büyük azalma gösteriyor.
Ayrıca hipertansiyona bağlı kalp hastalarının sayısı 300 bine yaklaşıyor. 13 kişiden biri; yani nüfusumuzun yüzde 10'a varan bölümü ise kalp hastası. Bu hastalıkların tek bir kurtuluş yolu var, o da hareket etmek. Günde yarım saat spor hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı düzene koymamıza yeter. Bir saatlik yürüyüş ve gün içinde de bazı egzersizlerle sağlığımızı korumamız mümkün" diye konuştu." (bir gazete arşivinden alınmıştır.)
3. Hava ve Su
Yaşanan her ortam insanın sağlığına katkıda bulunur veya zarar verir. İnsanın sağlığını etkileyen en önemli faktörlerden biri de o insanın yaşadığı ortamın doğal veya yapay oluşudur. Bu yüzden kalabalık kent insanlarının yaşadığı ortamlarda birçok olumsuz şartlar vardır. Şehir hayatında sağlıklı kalma imkânı her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.
Sağlıklı ve uzun yaşam konusunda durmaksızın çaba gösteren bazı antropolog ve bilim adamları, yapmış oldukları araştırmalarda dünyanın beş değişik bölgesinde yetişkin hastalıklarını tanımadan 120 yaşına kadar sağlıklı olarak yaşayan; hatta 75-80 yaşlarında çocuk sahibi olan insanları incelemişler, Pakistan'ın Karakurum dağlık bölgesindeki Hunza'da, Ekvator'da, Makamba'da, Gürcistan ve Kazakistan'da yaşayan genç ihtiyarların sağlıklı ve uzun yaşam sırlarının buzullardan gelen bol miktarda oksijen ve iyonize mineraller içeren, molekül grup yapısı küçük, alkali yapıda su olduğu sonucuna varmışlardır.
Bu keşif, aslında insanın çağlar boyunca aramakta olduğu mükemmel sağlık kavramına ne kadar da yaklaşmış olduğunun açık bir göstergesi olup yaşamın temel dinamiği hakkında bize çok değerli ipuçları vermektedir.
İnsan bedenini her bakımdan etkileyen en önemli faktörler hava ve sudur. İnsanlar yaşamlarını sürdürürken hem sudan hem de havadan birçok minerali alarak bunları kullanıp sağlıklı bir beden ve ruh haline kavuşmak adına kendilerine önemli katkılarda bulunurlar.
Dr. Recai Yahyaoğlu