Gönderen Konu: Alim Kadınların Öncüsü – Hz. Aişe (Okunma sayısı 1696 defa)

anadolu · « : Aralık 21, 2022, 09:05:44 ÖÖ »

Alim Kadınların Öncüsü – Hz. Aişe

Kur’an’ı, farzları, haram ve helali, fıkhı, şiiri, tıbbı, Arap tarihini ve nesep bilgisini Aişe’den daha iyi bilen bir kimseyi görmedim.”

Urve bin Zübeyr bin Avvam

Ümmü’l-müminin Aişe binti Ebubekr-i Sıddik el-Kureşiyye…

Fahr-i Kâinat’a en yakın arkadaş, hicrette yoldaş, mağarada sırdaş olan Sıddîk’ın kızı Sıddîka…

Genç yaşta eş olan, sırdaş olan Resul-i Ekrem Hz. Muhammed Mustafa’ya…

Vahiy meleğinin hanesine misafir olduğu, selam verdiği, selam aldığı kutlu kadın, iffet ve namusu Kur’an ile tescil ve tebcil olunan Müberra…

Çok sevilendir Aişe…

“Haliletü Resûlüllah”tır, Ali Kerremallah’ın ifadesiyle…

“Habibetü Habibullah”tır, büyük tabi âlimi Mesruk’un, kendisinden rivayet ettiği hadislerin senedinde andığı şekliyle…

“Al yanaklı Hümeyra”dır, sevgili olan Allah’ın sevgilisine…

İsmi ilk sırada anılandır daima Resul-i Ekrem’e (s.a.s.) en çok sevdiği kişi sorulduğunda (Buhari, Fedâilü’s-Sahâbe, 5; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, . Komutanı olduğu seriyyenin galibiyetle dönmesinden cesaretle Amr b. As “Ya Rasûlallah! En çok sevdiğin kimdir?” diye sorduğunda Server-i Âlem tarafından ismi zikredilendir Aişe.

Vahyin canlı şahididir Aişe…

Hep sevgilinin yanında olan, vahyin inişine ve sünneti seniyyeye her an şahit olandır. Efendimiz tarafından eşlerinden yalnızca onunla birlikteyken kendisine vahiy geldiği tasrih edilendir. Kur’anı Kerim’in en uzun sureleri Sure-i Bakara ve Nisâ, odasında indirilendir.

Peygamber eşinin hastalıkta, sağlıkta, seferde, barışta, mutluluk ve hüzündeki tüm hâllerine şahitlik edendir. Kâh sefere çıkandır İslam ordularının komutanı Peygamber ile kâh hasta bakıcılık yapandır Uhud’da, Hudeybiye’de, Hayber’de. Bazen de sevgili eşinin omuzlarına yaslanarak gösterisini izleyendir, Habeşli kılıç kalkan ekibinin. Bazen de Medine’nin badiyelerinde koşu yarışı yapandır oyun arkadaşı Nebi’yle. İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olan Mekke’nin fethinde seferin cihetinin paylaşıldığı tek kişidir Ümmü’l-müminin Aişe…

Varlığı ve konuşmasıyla Resûlüllah’ın gönlünü şenlendirendir. Vahyin ağırlığının verdiği ruh hâlinden sıyrılıp tekrar dönebilmek için dünyaya, Allah’ın sevgili elçisinin “Konuş benimle ey Aişe!” diye seslendiğidir. Allah Resulü’nün bir arada bulunmaktan, sohbet etmekten, davetlere birlikte iştirak etmekten, sormaktan bıkmadığı sorularına cevap vermekten hoşnut olduğu kişidir (Müslim, Eşribe, 139).

İffetinin şahidi, masumiyetinin kefili Yüce Allah olan afifedir Aişe…

Eşiyle katıldığı bir sefer dönüşünde düşürdüğü gerdanlık yüzünden en ağır iftiraya uğrayandır. Tıpkı babasının gözünde diğer kardeşlerinden daha kıymetli ve sevgili olduğu gerekçesiyle bir tuzağa kurban giden Hz. Yusuf gibi münafıkların yalan ve iftiralarına kanarak zayıf imanlı müminler tarafından atılandır fitne kuyusuna. Kendisi, eşi ve Müslümanlar için zorlu geçen bir sürecin sonunda inen Kur’an ayetleriyle iffeti, Cenab-ı Hak tarafından ilan edilendir (Nûr, 24/11-21). Masumiyetini ispata şahit bulamazken dünya üstünde, şahitlik arşın sahibinden gelendir. “Beraatimi Allah indirdi. Hamt ve şükrü ancak ona yaparım.” diyendir hakkını koruyan Rabbine şükürle (Buhari, Şehâdât, 15). Kendisini fazlasıyla üzüp zor duruma düşürse de şahsı vesilesiyle on ayetin birden inmesini hayatının en şerefli hadisesi kabul edendir.

İslami ilimlerin neredeyse tüm alanlarında tebarüz etmiş bir âlim, muhaddis, müfessir, müctehid ve bir hukuk insanıdır…

Fesahat ve belagatıyla ünlü bir hatip, tarihe ve Arap edebiyatına vâkıf bir entelektüeldir. Vahyin nüzulüne şahit olması, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) her an yanında olması, şiir ve edebiyatta yetkinliği ile maruf bir kabilenin kızı olması, dokuz yıl boyunca Hz. Peygamber’in (s.a.s) yakınında olması, yaşının genç olması, kıvrak bir zekâya ve güçlü bir hafızaya sahip olması gibi nedenlerle ilim yolunda emsalsiz bir ilerleme kaydedendir. Kur’an ve sünnetin muhafazası, yorumlanması ve sonraki nesillere aktarılması misyonunu üstlenendir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ve inananların hayatında, sahip olduğu tüm bu yetenek, imkân ve şartlarla. Onun aktardığı ilim olmasa sonraki yüzyılların, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetine, aile hayatına dair pek çok ayrıntıdan mahrum kalacağı kişidir. Ümmetin her bir ferdinin üzerinde hakkı olandır bu anlamda.

Müminlerin âlim ve bilge annesidir.

Sayıları yüz bini aşan ashab-ı kiram içerisinde çok hadis rivayetiyle maruf “muksirun” denilen yedi sahabinin dördüncüsüdür, yekûnu 2210’u bulan rivayetiyle. Ebu Hureyre, Abdullah b. Ömer ve Enes b. Malik’ten başka kendisini geçen bir isim olmayandır, hadis ve sünnetin korunması ve gelecek nesillere aktarılması hususunda. Allah’ın Kitabı’nı, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetini en iyi bilen, anlayan ve aktarandır. “Biz Muhammed ashabı olarak içinden çıkamadığımız bir hadisle karşılaşıp onu Aişe’ye sorduğumuzda mutlaka kendisinde konuyla ilgili bir bilgi bulurduk.” demiştir Ebu Musa el Eşari bu alandaki yetkinliğine işaretle. Sahabe-i kiramın hadis rivayeti ve fetvaya dair yanlışlarını düzelttiği istidrakleri bir kitap hacmini bulmuş olandır.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ashabı içerisinde çok sayıda fetva vermekle meşhur olan yedi kişiden birisi ve tek kadın olanıdır. Fetva verdiği bilinen sahabi sayısının yalnızca 130 olduğu düşünüldüğünde hukuk sahasındaki konumu ve katkısının büyüklüğü ayan olandır.

Bir mekteptir Aişe…

Hatemü’l enbiya’nın en mümtaz öğrencisi olduğu gibi sahabe ve tabiin neslinin en önde gelen muallimesidir. Peygamber Efendimizden aldığı ilmi, gelecek nesillere ulaştıran bir köprüdür. Coşkun bir ırmaktır Hz. Peygamber’in (s.a.s.) asrından günümüze değin çağlayarak akan; hiç bitmeyen merakı, ilme iştiyakı, heyecanı, keskin zekâsı, güçlü hafızası ve derin kavrayışı ile. İslami ilimlerdeki tartışmasız üstünlük ve yetkinliğinin yanı sıra, yetiştirdiği kadın talebelerle âlim kadınlara öncü olandır. Peygamber Efendimizin vefatından sonra yarım yüzyıl kadar daha yaşayan, evi yetim ve öksüz genç kızların himaye edilip eğitildiği, talebelerle soru sormaya gelenlerle dolup taşandır.

Uzun yıllar devam eden eğitim öğretim faaliyetleriyle Medine Ekolü’nün kurulmasına katkı sağlayandır, hadis ve hukuk alanında âlime Aişe. Ebu Musa el-Eşari, Amr b. As, Ebu Hureyre, Zeyd b. Halid el-Cüheni gibi büyük sahabilere; Alkame, İkrime, İbrahim en-Nehha, Tavus, Ata b. Yesar, Ebu Vail gibi tabiun neslinin ileri gelenlerinin de arasında olduğu iki yüzün üzerinde talebeye ilim öğretendir. Tabiun neslinin zühdü ile meşhur âlimi Hasan-ı Basri’nin annesi Hayre’ye, hadiste isnadı soran ilk muhaddis olan Muhammed b. Mesleme’nin kız kardeşi Hafsa’ya, hicri 1. asrın en önemli kadın sufilerinden, fakih, muhaddis, zahit Muaze el-Adeviyye’ye, ilk defa hadisleri bir kitap hâlinde bir araya getiren hadis tarihinin önemli ismi Zühri’nin hocası olan ‘ilim denizi’ muhaddis, mufakkih Amre binti Abdurrahman’a ve daha nice önemli isme hocalık yapandır.

Onun açtığı yolda yürüyen İslam kadınları, okumuş yazmış, hüküm ve fetva vermiş, ilim öğrenmek için bir şehirden diğerine binlerce kilometre yol katetmiş ve Mescid-i Aksa’da, Şam Emeviyye Camii’nde, Mescid-i Nebevi’de, Resûlüllah’ın (s.a.s.) kabri başında kurulan ilim meclislerinde, kürsü sahibi âlimler olarak binlerce talebe yetiştirmişlerdir tarih boyunca.

Kabir yoldaşıdır Efendiler Efendisi’ne Aişe…

Dizlerinde son bulandır hayat yolculuğu Resulün. Mübarek başını Hz. Aişe’nin sinesine yaslamıştı Nebiyy-i Ekrem, Refik-i Âla’ya ulaşan son yolculuğunda. Birlikte yaşadıkları bu odaya defnolundu fâni bedeni. Kabir arkadaşı, türbedarı oldu Nebi’nin. Aişe, kabri şerif ile beraber yaşamaya devam etti aynı odada, Hz. Ebubekir’in ardından Hz. Ömer de defnedilinceye kadar Resul-ü Kibriya’nın yanına. Efendimizi ziyaret için hanesine sığınıyoruz annemizin on dört asırdır hacca ve umreye giden evlatları, yüz binler, milyonlar hâlinde.

Geceleri namaz kılan, günlerinin çoğunu oruçla geçirendir Hz. Aişe. Kanaatkâr, mütevazı, aynı zamanda vakur ve Hatemü’l-Enbiya ile yan yana medfun kabri şeriften Hz. Ömer lehine feragat edecek derecede cömert olandır. Öksüz ve fakir çocukları himayesine alan, onların terbiye ve eğitimine dikkat edip kendilerini evlendirendir. Bir kısmı sonradan ilim ve hadisle meşgul olmuş, sayıları altmışı geçen köle ve cariyesini azat edendir.

Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sonra kırk yedi yıl daha yaşayan ve altmış altı yaşında iken hicri 58 yılı ramazan ayının 17. gecesinde, Medine’de darülbekaya irtihal edendir. Kadınların da katıldığı kalabalık bir cemaatin kıldığı cenaze namazının ardından Cennetül Baki’ye defnedilendir Aişe (r.anha), Hz. Meymune ve Hz. Hatice hariç peygamber hanesinin diğer kadınları ve 10.000 sahabinin yanı başına.

Bir kutlu seferde uğrarsa yolun Semt-i Harameyn’e, Baki’de yatan anneni unutma, ey kari! Ona selam eyle. Ardınca yürüyen âlim kadınları hiç eksik olmasın yeryüzünün, diye niyaz eyle…

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Alim Kadınların Öncüsü – Hz. Aişe (Okunma sayısı 1696 defa)

anadolu

Alim Kadınların Öncüsü – Hz. Aişe

BENZER KONULAR