Allahü Teala İnsanları Başıboş Bırakmamıştır
Dünyada rahat yaşamak, saadete kavuşmak isteyen, İslamiyet’e uymaya mecburdur. İslamiyet’e uyan kula, Allahu teâla yardım eder.
Büyük âlim ve veli İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu Muhammed Masum Faruki hazretleri, sevdiklerinden birisine, -aslında hepimize- yazdığı Mektubat’ının ikinci cilt onbirinci mektubunda şöyle buyuruyor:
Allahü teâlâ, insanları başıboş bırakmadı. Her istediklerini yapmaya izin vermedi. Nefislerinin arzularına ve tabii, hayvânî zevklerine, taşkın ve şaşkın olarak tâbi olmalarını, böylece felaketlere sürüklenmelerini dilemedi. Rahat ve huzur içinde yaşamaları ve sonsuz saadete kavuşmaları için arzularını ve zevklerini kullanma yollarını gösterdi ve dünya ve ahiret saadetine sebep olan faydalı şeyleri yapmalarını emretti. Zararlı şeyleri yapmalarını yasak etti. Bu emirlere ve yasaklara (Ahkâm-ı İslamiyye) denildi.
Dünyada rahat yaşamak, saadete kavuşmak isteyen, İslamiyet’e uymaya mecburdur. Nefsinin ve tabiatının, İslamiyet’e uymayan arzularını terk etmesi lâzımdır.
İslamiyet’e uymazsa, sahibinin, yaratanının gadabına, azâbına düçar olur. İslamiyet’e uyan kul, Müslüman olsa da, kâfir olsa da, dünyada mesut, rahat olur. Sahibi ona yardım eder. Dünya hayatını, geçici zevkleri, nefsin arzularını taşkın ve şaşkın olarak yapmakla geçiren, ebedî nimetlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur.
[Allahü teâlâ, dünya zevklerinden, geçici lezzetlerinden, nefse tatlı gelen şeylerden hiçbirini, menetmedi, yasak etmedi. Bunları, İslamiyet’e uygun, zararsız olarak kullanmaya izin verdi.]
İslamiyet’e tam uymak için, evvela (Ehl-i sünnet) âlimlerinin bildirdiklerine uygun iman etmek, sonra haram, yasak edilmiş olanları öğrenip bunlardan sakınmak ve yapması emr olunan farzları öğrenip yapmak lazımdır. Bunları yapmaya (İbadet) etmek denir. Haramlardan sakınmaya (Takva) denir. Emredilenlere (Farz), yasak edilenlere (Haram) denir.
İbadetlerin en kıymetlisi, her gün beş vakit (Namaz) kılmaktır. Dünya işlerini düşünmeden ve cemaat ile ve tadil-i erkân ile ve abdesti dikkatli alarak ve müstehab olan vakitlerinde kılmalıdır. Beş vakit namaz kılan, her gün beş kere yıkanıp temizlenen kimse gibi günahlardan temizlenir.
Her gün beş vakit namazı doğru olarak kılana yüz şehid sevabı verilir. Ticaret eşyasının ve kırda otlayan hayvanların [ve tarladan, ağaçlardan elde edilen mahsulün ve kâğıt liraların ve alacakların] zekâtlarını emrolunan yerlere seve seve vermelidir. Zekâtı verilen mâl azalmaz. Zekâtı verilmeyen mâl, Cehennemde ateş olur. Ramazan-ı şerif ayında oruç tutmalıdır. Bu açlığı ve susuzluğu saadet bilmelidir...