Dünya İş ve Kazanç Yeridir
Bu dünya, haramları terk eden için nimet, ibadet eden için ganimet, ibretle bakan için hikmet, manasını anlayan için selamet yeridir.
Ömür, ilim, mal ve beden, Allahü teâlânın kullarına verdiği bir sermayedir. Bu sermayeyi Allahü teâlânın razı olduğu yerlerde harcamalıdır. Vakit geçtikten sonra pişmanlığın faydası olmaz. Onun için gençliğin, malın, sağlığın kıymetini bilmeli, dünyada ahireti kazanacak işler yapmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Beş şeyden önce beş şeyin kıymetini bil! İhtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş vaktin, fakirlikten önce zenginliğin ve ölümden önce hayatın kıymetini bil!) [Ebu Nuaym]
Burada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Boş vakit, fırsat ve ganimettir. Faydalı iş yapmadan vakit geçirmek, vakti öldürmek olur.
Dünyada yapılan her işin, her nefesin hesabı kıyamette muhakkak sorulacaktır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Kıyamette, herkes ömrünü ve gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından ve ilmi ile amel edip etmediğinden sorguya çekilecektir. [Tirmizi]
İnsan, dünyaya oyun ve eğlence için gelmemiştir.
Dünya iş ve kazanç yeridir. Peygamber efendimiz, (Dünya ahiretin tarlasıdır) [Deylemi] buyurmaktadır.
Bu dünya imtihan yeridir. Her işimiz, her yaptığımız, her hareketimiz imtihandır. İmtihanda duyulan heyecan, yaşarken duyulmazsa, emir ve yasaklara dikkat edilmezse, dine uymada gevşeklik olursa, diğer taraf sıkıntılı olur. İşte, imtihana çekileceğimizi unutmamalı, agâh yani uyanık olmalı, gafletten kurtulmalı. Her işimizde Rabbim bundan razı mı, değil mi diye düşünmeli.
Dünya hayatını, geçici zevklerle, nefsin arzularını yapmakla geçiren, ebedî nimetlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur.
Hayat hayâldir. Ömür su gibi akıp gitmektedir. Geçen günlerin geri gelmesi mümkün değildir. Gerçek ve sonsuz hayat, öldükten sonra başlar. Bu dünya ahiretin tarlasıdır, herkes ne ekerse onu biçer. Birine iyilik eden de, kötülük eden de, gerçekte kendine eder. İnsanın ömrü, dünyanın ömrüne göre, çölde esen bir saniyelik rüzgâr gibi kısadır. Acı tatlı günler, zenginlik, fakirlik hayatı bir anlık rüzgâr gibi gelir geçer. Zalim, zulmeder, yakıp yıkar, öldürür, ama o da geçer.
Dünya, ahiretin tarlasıdır. Burada tohum ekmeyen, böylece bir tohumdan kat kat meyve kazanmaktan mahrum kalan, ne kadar zavallıdır.
Kardeşin kardeşten, ananın evladından kaçacağı o gün için hazırlanmayan, dünyada da, ahirette de aldanmış, zarar etmiş olacaktır. Akıllı kimse, bu dünyayı fırsat bilir...
İbni Mesud radıyallahu anh buyuruyor ki:
“Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler emanettir. Misafirin gitmekten, emanetin ise geri alınmaktan başka çaresi yoktur.”
Bu dünya, haramları terk eden için nimet, ibadet eden için ganimet, ibretle bakan için hikmet, manasını anlayan için selamet yeridir.
Salim Köklü.