Başkalarının Malına Canına Zarar Vermek
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onun yardımına koşar. Onun kanına, malına, namusuna zarar vermesi haramdır.”
Bir gün, Resulullah “sallallahu aleyhi ve sellem” Eshab-ı kirama karşı (Müflis kime denir, biliyor musunuz?) buyurunca: (Parası ve malı kalmayan kimseye diyoruz) dediler. Buyurdu ki:
Ümmetim arasında müflis şu kimsedir ki, kıyamet günü, defterinde çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat bir kimseye sövmüş, iftira etmiş, malını almış, kanını dökmüş, dövmüş. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce, sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme atılır.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki:
Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helalleşsin, ödesin! Zira o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sahibinin günahları, buna yüklenecektir.
Yine hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onun yardımına koşar. Onu küçük ve kendinden aşağı görmez. Onun kanına, malına, ırzına, namusuna zarar vermesi haramdır.)
Büyük âlim ve veli İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat kitabının 73. mektubunda buyuruyor ki:
“Kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanları ödemeye, titizlikle çalışmalıdır. Üzerimizde kimsenin hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Hakkı dünyada ödemek kolaydır.
Nezâket ile, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkün olur. Fakat ahirette, iş böyle değildir. Orada, hak altından kurtulmak çok güçtür, çaresi bulunmaz.”
Büyük âlim İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” buyuruyor k: "Kıyamet günü, hak sâhibi, hakkını affetmezse, bir dank hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yedi yüz namazı alınıp, hak sâhibine verilecektir." (Bir dank, yaklaşık olarak, yarım gram gümüştür.)
Sırat köprüsü üzerinde, yedi şeyden sual olunur. Evvelki, imandan. İkinci, namazdan. Üçüncü, oruçtan. Dördüncü, hacdan. Beşinci, zekâttan. Altıncı, kul hakkından. Yedinci, gusülden ve istincâdan ve abdestten.
Kâfirin kalbini kırmak, Müslümanın kalbini kırmaktan daha büyük günahtır. Hayvan hakkı, insan hakkından, kâfirin hakkı da hayvan hakkından daha önemlidir. Ahirette kâfirin ve hayvanın hakkından kurtulmak çok daha zordur.
Onun için, kul ve hayvan hakkından çok korkmalıdır.
Hak sahibi ile helalleşmeli ve gönülleri alınmalı. Yoksa ahirette affolunmak, çok güç olur.
Hayvanı haksız olarak öldürmek, dövmek, yüzüne vurmak, gücünden fazla ağır yük yüklemek, otunu, suyunu zamanında vermemek, günahtır. Bu günaha hem tövbe etmek hem de istiğfar ederek yalvarmak lazımdır...
Salim Köklü.