HER ŞEY GÖNLÜN DERİNLİKLERİNDEN FARK ETMEKLE BAŞLAR
Her şey Onu anlamakla kemale erişir. Ondan nasiplenebilmekle de zirveye tırmanır.Allah herkesin kalbine bir kapı koymuştur, derinliklerde gizli. Bu kapıdan
girenler hüsrana uğramazlar, o kapıya erişenler nasipsiz kalmazlar. Bu kapı
Hak kapısıdır.
Vermeyi istemeseydi istemek duygusunu vermezdi. Önce istemekle başlar her
şey. Cüzi irade ile başlangıcı bizim yapmamız gerekir. Gerçi Allah sebepler
dairesi dışında bazı kullarına özel lütuflar verebilir ve kapılarını kendi
açabilir ama bu istisnai durumdur, genele mal edilemez.
İradeniz ile almanız gereken yolu aldığınızda inayet-i ilâhi tecelli eder ve
Allah kendisinden başka kapılara yönelmenizi, rahmeti ile engeller.
Kul muhabbet kapısından girince o güne kadar hiç görmediği, belki sadece
duyduğu bir sevgi çağlayanına ulaşmış olur. Sevdiğinden daha fazla seven,
onu ondan daha iyi bilen ve her ihtiyacını verebilme kudretinde olan Zata
ulaşır.
Bu, dünyadan ve çevremizden yüz çevirmek değildir. Sevginin merkezine tüm
sevgilere en layık olan oturtulur, tüm sevmeler de O’nun çevresine. Yani
önce O sevilir, sonra her şey O’nun için sevilir.Bir kalpte iki sevgi olmaz
sözünü de bu doğrultuda anlamak gerekir.
Bu kapının anahtarı tefekkürdür ki bilinen ibadetler içerisinde semeresi en
çok olanlardan biridir.
O’nu bulmak marifet iledir. Marifet de tefekkür ile olur. Önce kendi içinize
dönmeyi öğrenin. Kafanızda sizi meşgul eden tüm problemler ve muhakemeleri
bir tarafa bırakın. Dupduru olun. Sonra kalbinizin derinliklerine doğru yola
çıkın. O bize, bizim tahmin ettiğimizden daha yakındır.