KAVRAMLAR ZİHNİ İNŞA EDER
Çok yoğun bilgi akışının olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bilginin temel sermaye olarak görülmeye başlandığı sanayi devri sonrasındaki dönemde toplumlar artık bilgi temelinde inşa edilmeye başlandı. Bilgi toplumu olmanın avantajlı yönlerine dikkat çeken uzmanlar olduğu kadar, yoğun bilgi uyaranlarının içerisinde doğru ve faydalı bilginin ayırt edilmesinin güçleştiğini ve durumun toplumsal düzeni tehdit eder boyuta geldiğini dile getiren uzmanlar da bulunmakta. Sanayi devri sonrası toplumunu risk toplumu olarak değerlendiren sosyolog Ulrich Beck ?tehlikenin kaynağı artık bilgisizlik değil bilgidir" demektedir. Çağımızın ünlü sosyologlarından Giddens da "günümüzde yüz yüze olduğumuz pek çok belirsizliğe, aslında bilgi artışı neden olmuştur" diye yazar. Francis Fukuyama da büyük çözülme adlı kitabında bilgi çağına geçişin bütün sonuçlarının olumlu olmadığı iddiasıyla detaylı istatistiksel analizler ve yorumlar yapar.
Bilgi artışının en yoğun olduğu alanlardan birisi de ruh sağlığı alanıdır. İnsana mutluluk vaat eden bilim dallarından olan psikoloji/psikiyatri, her geçen gün insan doğasına dair yeni bilgiler üretmekte, bu bilgilere bağlı olarak psikolojik anlamda normallik/anormallik sınırları sürekli değişmektedir. Bu değişimlere neden olan bilgi akışının yönü ise Batıdan Doğuya doğru olmakta, insanın yerel/kültürel/dini kimlikleri büyük ölçüde göz ardı edilmektedir. Bu noktada yukarıda kısaca değindiğimiz bilginin getireceği riskleri göz önünde bulundurmak bireylerin sorumluluğuna düşmektedir. Bu alanda her gün pek çok kavram üretilmekte ve bu kavramlara dair belli tanımlar yapılmakta, mümkünse kavramı ele alan modeller ortaya konmakta, kavramlar üzerinde insanın işlevselliğine ilişkin kriterler oluşturulmaktadır. Böylece bilimsel literatür yeni bir bilgi daha kazanmış olmaktadır. Örneklemek gerekirse bu bilimsel bilgilerin psikiyatri alanında hayatımıza soktuğu kimi kavramlar şu şekildedir:
Mitomani.
Psikiyatri dilinde bir hastalık (bozukluk) adı.
Basit bir tanım yapacak olursak yalan söyleme hastalığı. Kişinin kimi zaman ilgi çekmek, kimi zaman içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak, kimi zaman ise hiçbir amacı olmadan çeşitli yalanlar uydurması ve bazı durumlarda kişinin kendisinin bile bu yalanlara inanmaya başlaması.
Kleptomani
Psikiyatride bir bozukluk adı. Basit bir ifade ile hırsızlık hastalığı da denilebilir. Kleptoman bir kişi gereksinimi olmayan nesneleri çalmaya dönük dürtülerine karşı koyamamakta, hırsızlık girişiminden önce giderek artan bir gerginlik duymakta, bu girişiminden haz almaktadır.
Vöyorizm
Psikiyatrik bir bozukluk. Halk dilindeki karşılığı ise röntgencilik. Bu kişi, bunu beklemeyen bir kişiyi çıplakken, soyunurken ve benzeri durumlarda gözetleme isteği duymakta ve bu dürtüsüne göre davranmaktadır.
Mitomani, kleptomani, vöyorizm
Piromani (haz almak için yangın çıkarma), nekrofili (cesetlere yönelik cinsel arzu), pedofili (çocuklara yönelik cinsel arzu) ve daha onlarcası? Bu bozukluklara sahip kişiler bu alanlarda yoğun dürtülerine maruz kalmakta ve bu dürtülerini engelleyememektedir. Bu sorunlarının üstesinden gelebilmeleri için de kavramın üretildiği zemine paralel olarak, psikiyatrik ve psikolojik destek almaları gerekmektedir. Ve yine ilgili literatürdeki bilgilere göre bu kişileri çoğunlukla ebeveynlerinin doğru rol model olmaması-hatalı yaklaşımları, ilgi-şefkat ihtiyacı, kompleksler bu davranışlara itmektedir.
Bir durumu kavramsallaştırdığınız ölçüde o durumun etki alanını çeşitlendirmek mümkündür. Birisine sarhoş denmesinin oluşturduğu etki ile alkolik denmesinin etkisi birbirinde farklıdır. İkisinin yaptırım alanları dahi değişebilmektedir. Birisine alkolik dendiğinde tedavi kurumuna yönlendirme çağrışımı, bununla birlikte acıma duygusu oluşurken; sarhoş dendiğinde, o kişiye karşı öfke duyguları kabarmakta, sorumsuzluğu gündeme getirilmektedir. Tıpkı bir kişiye hırsız yerine kleptoman denmesi, bir durumun taciz yerine vöyorizm çerçevesinde ele alınması gibi
Günümüzde Batının en önemli silahlarından birisi kavramsallaştırmadır. Bir durumu hangi kavramsal zeminden ele alırsak zihin dünyamızı o zemin inşa eder ve çözüm yolları da o zemin üzerinden oluşur. Zeminin yaşam perspektifimizle uyuşup uyuşmadığı ise en temel soru/sorundur. Burada Platon?un sözüne kulak vermek yerinde olacaktır.
Bilgiyi satın alırken neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmiyorsan, o zaman dur ve en değerli şeyini bir şans oyununda tehlikeye atma. Çünkü bilgi satın almak, yiyecek ve içecek satın almaktan çok daha tehlikelidir.
Meryem Şahin.