Bu Topraklara Düşmanlığın Sebebi
Hüseyin Öztürk İletişim: huseyinozturk@yeniakit.com.tr
“Ezanımdan alışıp tekbîre,
Buldunuz mutluluk, imanımla...
Vatan ettim sizi ey topraklar
Beş vakit damgalayıp alnımla”.
Arif Nihat Asya.
Bu topraklara düşmanlığın ana sebebi, Arif Nihat Asya’nın şu dörtlüğünde söyledikleridir. Bundan ötesi yoktur.
Orman yangınları başta olmak üzere devletimizin ve milletimizin başına getirilmek istenen her türlü musibetin öncelikli nedeni, dörtlükteki mesajda yatmaktadır.
Evet, topraklarımız, Kelime-i Tevhid topraklarıdır. Vatanımız Kelime-i Şehadet vatanıdır.
Devlet-millet bütünlüğümüze dışarıdan ve içeriden kastedilen her türlü hareket, milletimizi millet yapan inancına karşı yapılmaktadır.
Bu topraklar “önce insan” diye vatan edilmiştir. İnsan başta olmak üzere yeraltında, üstünde, dağlarda, ormanlarda, denizler ve daha bilinmeyen nerelerde irili ufaklı canlılar varsa, canları-hayatları kutsal sayılmış, korunmuş ve kollanmıştır.
Biz toplum olarak on dört asır öteden gelen Hz. Ömer Efendimizin; “Dağlara buğday saçın, kuşlar aç kalmasın” diye verdiği mesajın sahibiyiz.
Devlet-i Aliyye’nin yaptığı her cami-han-hamam-şifahane-aşhane ve benzeri insan merkezli binalarda kuş evleri yapması, sokak hayvanlarına barınaklar yapması, yaratılan her canlının bir emanet olduğunu bilmesindendir.
Selçuklu ve Osmanlı kervan yolları, ağaca yeşile zarar vermeden belirlenen yollardır. Ve bu yollarda ağaçların, kuşların nice hayvanların istifade edebileceği noktalara çeşme yapmaları bu sebepledir.
Gelin görün ki, sanki işgale uğramış bir memleket gibi ormanlarımız yakılmakta, yakanlar desteklenmekte ve yangınlar üzerinden çirkefliklerle dolu siyaset yapılmaktadır.
Bu nasıl siyaset ve insanlıktır? İmandan ve insanlıktan nasipsiz musibetler! Sanki bütün canlılar ölümlü de bunlar ölümsüzmüş gibi! Bu nasıl kin, öfke ve gözü dönmüşlüktür?
Dünyanın her yerinde, insanlık tarihi boyunca hiçbir kötülük ardından iyilik getirmemiştir. Hiçbir ihanet ardından hayır getirmemiştir. Hiçbir canilik peşinden huzur getirmemiştir. Ve kötüler asla iyileri ve iyilikleri yenememişlerdir.
Ormanlarımızı yakanlar, yaktıranlar, sevinenler, destekleyenler bekledikleri neticelere kavuşamayacaklar ve er-geç, “eden bulur” sözünün gereğiyle muhatap olacaklardır.
Biz millet olarak sabırlı bir toplumuzdur. Sabır bizim en büyük enerjimizdir. Sabırlı bir toplum olmasaydık, bugüne kadar başımıza gelen belaları savıp birliğimizi sağlayamazdık.
Bu musibetleri de savacağız ve kayıplarımızı geri getiremezsek de daha güçlü olarak topraklarımıza, vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Yangınlarla devlet-millet bütünlüğünün ve istiklalinin bozulacağını zannedenler, eğer Anadolu’nun herhangi vilayetine, ilçesine köyüne giderlerse, dikkatlerini bir şey çekecektir.
Şehirlerin girişlerindeki köprülerin adını okusunlar mutlaka her birinde şehitlerin isimlerini okuyacaklardır.
Yine şehirlerimizde çeşitli resmi ve özel kurum ve kuruluşların isimlerine baksınlar, okudukları isimlerin her biri, bu vatan için şehit olmuş aslanlarımızdır.
Köylere giderken yol kenarlarındaki mezarlıklara baksınlar, bayrağımızın dalgalandığı mezarlar göreceklerdir. İşte onların her biri, vatanımız için toprağa düşmüş bekçilerimizdir.