* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Rahmet Kapısında  (Okunma sayısı 878 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Rahmet Kapısında
« : Kasım 09, 2024, 04:35:33 ÖS »


Rahmet   Kapısında

İyiliğimizin kötülüğümüze galip gelmesi gereken bir savaşla imtihan   ediliyoruz. Kazanmamız gerekir. Kötülüğümüz günahlarla saldırıp yaralar bizi.   Ama ümitsizliğe düşmek yok. Bir tevbe, kılıç gibi biçer bütün günahları.   

Önemli bir hata yapmış, sonra da içtenlikle pişman olmuş bir yakınımızı   düşünelim. Onun üzüntülü haline biz de içleniriz. Yaşadığı pişmanlık hali, ahı   vahı kalbimizi yumuşatır. Bu kişinin hatası bize karşı ise af dilediğinde   yumuşar, ziyadesiyle duygulanırız. Aslında sevdiklerimize karşı   kırgınlıklarımız, öfkelerimiz çoğunlukla sadece bir özür dileme sözü bekler.   Güneş gören kar gibi erir gider bir anda.

Bütün bunlar insanlar arasında   pişmanlığın, özür dilemenin ne kadar güzel duygulara yol açtığını gösterir. Bir   de rahmeti her şeyi kuşatmış olan, bizi çok seven Rabbimizin, bir kulu hüzünle   başını öne eğdiğinde ona nasıl merhamet edeceğini, bu duruma nasıl sevineceğini   düşünelim.

Bir hadis-i şerifte, bir kul tevbe ettiğinde Allah Tealâ’nın,   yiyecek ve içeceklerini yüklediği bineğini çölde kaybetmiş bir adam çaresiz   ölümü beklerken bineğini bulduğunda nasıl sevinirse o kadar sevindiği   bildirilmiştir. (Buharî)

Yüce Rabbimiz bizim kusurlu olduğumuzu, yanlışa   düşmeye temayüllü olduğumuzu bilmektedir. Bizi böyle yaratmasında pek çok hikmet   vardır.

Melekler gibi yaratılmadık. İnsan isyan eder, taşkınlık yapar.   Ama tevbe de eder. İşte bu nokta çok önemlidir. Tevbe ilâhi rahmetin   tecellilerine yol açar. Peygamberimiz s.a.v. bu konuda şöyle buyurmuştur:   

“Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz Allah sizi helâk eder de yerinize   günah işleyip sonra da tevbe edecek bir kavim yaratırdı.” (Müslim)   

İşlediğimiz günahların çokluğu bizi ümitsizliğe düşürmemelidir. Ne kadar   günah işlersek işleyelim Allah’ın rahmeti bizim günahlarımızdan daha büyüktür.   Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz s.a.v., günahından tevbe   edenin hiç günah işlememiş gibi olacağını müjdelemiştir. (İbn Mâce)   

Tevbenin kabulü için

Tevbemizin kabul edilmesinin bazı şartları   vardır. İmam Kuşeyrî rh.a. bu konuda şu üç şart saymıştır:

• Pişman   olmak,

• Günahı terk etmek,

• Günaha tekrar dönmemeye kesin karar   vermek.

Pişmanlık tevbenin birinci şartıdır. Kalpte bir üzüntü duymadan,   sadece dille istiğfar etmek, Cenab-ı Mevlâ’dan özür dilemek yeterli değildir.   Kişi günahını düşünmeli, mahcup olmalıdır. Günahları küçük görmek çok   tehlikelidir. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Mümin, günahını   üzerine düşecek bir dağ gibi gözünde büyütür. Münafıksa, günahını burnuna konmuş   bir sinek gibi küçük görür.” (Buharî)

Tevbe ettiğimizde Allah’a karşı   işlediğimiz suçlardan arınırız. Ancak kullara karşı işlediğimiz suçlar için   helallik almamız gerekir. Bu sebeple Allah dostları tevbe ettikten sonra kul   haklarını ödemeye büyük önem vermiştir. Kılınmayan namazların ve tutulmayan   oruçların kazası da gereklidir.

Tevbede acele etmek

Şeytan,   bugün edersin, yarın edersin diyerek bizi kandırır, tevbeyi erteletir. Halbuki   ölümün ne zaman geleceği belli değildir. Allah’ın kalbimize pişmanlık duygusu   nasip etmesi de her zaman ele geçecek bir fırsat değildir. Diğer taraftan   yanlışta ısrar etmek hidayet nurları yerine dalalet oklarını üzerimize çeker.   Tevbe gittikçe zorlaşır, uzaklaşır.

Rahmet Peygamberi s.a.v. gece günah   işleyenlere sabaha kadar, gündüz günah işleyenlere akşama kadar tevbe etmelerini   tavsiye etmiştir (Müslim). Hatta akşama kadar yaşayacağımız veya sabaha   çıkabileceğimiz bile şüphelidir. Müslümana yakışan, ilk fırsatta tevbe etmektir.   

Pişman olup günahımızdan vazgeçmekte acele ettiğimiz gibi, kusurumuzu   telafi etmek için bir hayır işlemekte de geç kalmamalıyız. Rahmet Peygamberi   s.a.v. şöyle müjdelemiştir:

“Bir kötülük yaptığın zaman, peşinden bir   iyilik yap ki onu temizlesin. Gizli işlediklerin için gizli, açık işlediklerin   için açık iyilik yap.” (Tirmizî)

Günahları gizlemek

Yüce   Rabbimiz o kadar merhametlidir ki, bizim insanlardan sakladığımız, utandığımız   günahları bizim yüzümüze vurmaz. Bu konuyla ilgili şu birkaç hadis-i şerifi   zikredelim:

“Günahlarını açıklayanlar hariç, bütün insanlar   affedilmiştir. Biri geceleyin bir günah işler, Allah günahını örter. Sabah   kalkınca Allah’ın örttüğü perdeyi açar ve günahını açıklarsa işte bu   affedilmez.” (Buharî)

“Amellerin kaydedildiği defterler üç çeşittir.   Birinci defterdekiler affedilir, ikinci defterdekiler affedilmez, üçüncü   defterdekiler silinmez. Affedilen defterde kulla Allah arasındaki günahlar   vardır. Affedilmeyen defterde şirk yazılıdır. Silinmeyen defterde kullara   yapılan zulümler kayıtlıdır.” (Ahmed b. Hanbel)

“Kul tevbe edince, Allah   işlediği günahları meleklere unutturur. Hesap günü aleyhinde şahitlik   edemesinler diye organlarına, günahın işlendiği mekâna ve semaya da unutturur.”   (Suyutî)

Şeytana inat

Şeytan, biz pişman oldukça Allah’ın bizi   affedeceğini bilmektedir. Bu sebeple bizi usandırmak veya ümitsizliğe düşürmek   ister. Kalbimize şüphe ve tereddüt vererek, sürekli günahlara geri döndüğümüzü,   tevbelerimizin kabul edilmeyeceğini fısıldar. Bu oyuna gelmemeliyiz. O ısrar   ettikçe biz de ısrar etmeli ve tekrar tekrar tevbe etmeliyiz.

Günah   arzusundan kurtulmak zordur. Bu da şeytanın önemli kozlarındandır. Bize günaha   karşı koyamayacağımız hissi vererek, arzularımızı gözümüzde büyütür. Pes   etmemizi ister. Oysa Yüce Rabbimiz hiçbir kuluna kaldırmayacağı yük yüklemez.   Emir ve tavsiyelerine uymaya çalışan kullarına da kolaylık sağlar. Ebu Muhammed   Sehl rh.a., bu konuda şöyle demiştir:

“İnsanda arzu ve isteklerin   bulunması fıtratın bir gereğidir. Günaha karşı arzu oluştuğunda insanın yapması   gereken; kalbiyle halini Mevlâ’ya arz etmek, gelen düşünceyi kötü görmek ve   nefsini de devamlı kötü görmeye zorlamaktır.”

‘Halimi Biliyorum’   

Yahya b. Muaz rh.a. şöyle dua edermiş:

“Ya Rabbi! Ben,   yaratılışımı ve tabiatımı bildiğim için bir daha günahlara dönmeyeceğim   demiyorum. Nefsimin zayıflığını bildiğim için, bütün günahları terk etme sözü de   veremiyorum. Ben ancak şunu diyorum. Tevbe ettim. İnşallah bir günaha bulaşmadan   ölür giderim.”

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:00 ÖÖ]


Muallim - Öğretmen - Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:54:03 ÖÖ]


Dar Günlerin Adamı Hz. Osman Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:18:19 ÖÖ]


İhlas ve Samimiyet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:13:16 ÖÖ]


Zekat İslam’ın Köprüsüdür Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:09:53 ÖÖ]


Kurtuluş İslâm’dadır Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:58:52 ÖÖ]


Tevhid ve İstikâmet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:55:38 ÖÖ]