* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İnsan Sahipsiz değildir  (Okunma sayısı 1075 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İnsan Sahipsiz değildir
« : Kasım 30, 2014, 12:48:05 ÖÖ »
İNSAN SAHİPSİZ DEĞİLDİR

Bir yerlere ait olmak, mutlu ediyor insanı. Bir vatana, bir şehre, bir mahal-leye, bir haneye ait olmak, ol-dukça güçlü bir duygudur. Aynı duyguya;  bir inanca, bir fikre, bir ideale sahip olmak da ilâve edilebilir. Bir ailenin bireyi ol-mak ve öylece bilinmek tanım-lanması kolay bir özelliktir. Bu hem ait olan kişi için, hem de onun oraya ait olduğunu bilen insanlar için önemlidir. Çünkü insanın kimlerden olduğu, soyla-rının nerelere dayandığı, nasıl bir aile geçmişinin bulunduğu dikkat çekicidir.

Soylarında büyükler, âlimler bulunan aileler, özlerinde bir bü-yüklük ve soyluluk barındırırlar. Böyle bir ortamda yetişen in-sanlar, geleneklerinde ve göre-neklerinde hayatın alt-üst çizgi-lerini belirlerler. Belki de her insanın taşıyabileceği bir soylu-luk, bir olgunluk, bir farklılık 'in-san olma'nın özünde vardır. İn-san, bir babadan, bir anadandır. Böyle başlar, tanımlanması... Sonrası biraz da kendisine aittir. Bazen babasından dolayı tanınır ailenin diğer bireyleri, bazen de bireyleri tanıtır aileyi. Ne ailenin geçmiş şanı bireye direkt ulaşır; ne de kötü şöhreti. Etkisi vardır ancak, değerler içerisindeki yü-rüyüş bireye aittir. Birey o geç-mişe aitliğini, kabulüyle/ reddiy-le belirler. Onun için her birey kendi işlediği günahların/ sevap-ların taşıyıcısıdır.

Bir eve ait olmalı insan. Aidi-yeti olan en güçlü birlikteliklerin temeli ailedir. Çocuk aidiyet kül-türünü orada öğrenir. Nitekim sevgi aidiyetin âdeta besin kay-nağıdır. Doğduğu/ doyduğu bir evi olması insan için, vazgeçilmez bir aitliktir. Sabah çıktığı kapıya, akşam tekrar geri dönebilmesi bir güven ifadesidir insan için. Dönüp varacağı bir evinin olma-sı, insanın huzur kaynağıdır. Elin-deki anahtarla kapısı açılan bir evinin bulunması, orada onun hatıralarını saklaması, hayalleri-ni, rüyalarını barındırması insanı oraya bağlayan bir olgudur. İnsa-nın bir eve aidiyeti anlamlıdır. İnsanı evine bağlayan da duygu bağından başkası değildir. Her ev belli değerler yükler bireye. Onun için her ev, kendi içinde şartları bulunan bir hayat ala-nıdır. Her insan bir evde dünya-ya gelir ve bir evden diğer dün-yaya gider.

Her insanın ait olduğu bir ortamı vardır. İnsanlar zamanla belli ortamlarda bulur kendile-rini. Bu ortamlar onların kafa ya-pılarına, düşüncelerine, anlayış-larına, algılamalarına göre de-ğişir. Adam olma antrenmanları-nın ilk alıştırmaları buralarda başlar. Belki de ilk kavgaları, ilk barışmaları, ilk terk edişleri, ilk dönüşleri önce bu çevrelerde tadar insan. Onun için çevresi, ait olduğu hayat atmosferidir insanın. Alışkanlıklarını, sevgile-rini, ilgilerini ve hatta diğer in-sanlardan farkını bu ortamlarda anlar birey. Zaman, ait olma za-manıdır.

Yanlış ya da doğru, insan bir yerlere ait olma ihtiyacı hisse-diyor. Yanlışa bulaşan insanın bile tahrik edilmiş duygusu, aitlik psi-kolojisinin insandaki etkisidir. İn-sana, 'Hiçbir yere ait olma!' den-mez. Bu telkin 'olma' demek gibi bir şeydir. Oysaki artık yanlışlar da doğrular da bir aitlik duygusu içerisinde varlığını sürdürüyor. Tabiî her aitliğin de kendisine mahsus bir takım kuralları var-dır. Aitlik duygusu kazandırıla-mamış bireyin, kontrolü müm-kün değildir.

Kendisine, ailesine, vatanı-na, milletine, insanlığa faydalı bir yapı içerisinde yer bulan bir bi-rey, burada kendi kabiliyetlerini sergileyebilecektir. Onun için ailelere, devlete, kurumlara böyle zeminler hazırlamak düş-mektedir. Yoksa 'şuraya-buraya dahil olma' cümleleri ve telkin-leri pek de gerçeği yansıtma-maktadır. İnsan fıtraten sosyal bir varlıktır. Bir yerlere ve bir şeylere ait olma duygusu onun ciddî bir ihtiyacıdır.

Yaratıcısı bir, peygamberi bir, kitabı bir, memleketi bir, mil-leti bir; onlarca, yüzlerce birlik-lerden oluşan ortak noktalar, bi-reyin aitlik psikolojisini içerdi-ğinden vazgeçilmezdir. Uğrunda yaşayacağı bir şeyleri olmalı insanın. Uğruna yaşayabileceği ve uğrunda ölebileceği bir şey-leri bulunmalı insanın. Bedenen ve ruhen aitliğini taşıyabilen bir bağı olmalı. Bir dâvâsı, bir fikri bulunmalı onun için yaşadığı. Kişi dâhi de olsa, aitlikleri bulunan teşekküller karşısında âdeta bir hiçtir. İnsan bir şeylere, bir yer-lere ait olmalı. Yanlış doğru, bü-tün düşüncelerin bir çatı altında bulunma ihtiyacı da bundandır.

Dünyadaki aitliklerimiz, ahi-retteki birliktelikleri de bera-berinde getirecektir. Çünkü İn-san sevdiği ile haşrolunacaktır. Hiç düşündünüz mü; Hazreti Allah (c.c.) kullarını ne kadar se-viyor, cehenneme gitmemele-rini ne kadar istiyor? İsterseniz sözü uzatmadan bir kudsî hadi-sin hatırlatmasına göz atalım, sonra diğer misallere geçebili-riz. Rabbimizin en çok sevdiği şey nedir, biliyor musunuz? Kud-sî hadiste şöyle bildiriliyor:

"Rabbimiz, kulunun işlediği amelleri içinde en çok tövbesini sever."

Neden?

Çünkü tövbe eden kul, ce-hennemden kurtulur da ondan. Rabbimiz de kulunu cehennem-den kurtaran ameli çok sever. Hatta bir ana, yavrusunu ateşe atmayı nasıl istemezse Rabbimiz de kulunu cehenneme atmayı ondan çok daha fazla istemez. Nitekim bir defasında ashaptan biri bir çocukluk hatırasını anlatırken demişti ki:

Çalılıkta dolaşırken buldu-ğum bir kuş yuvasından yavruları alıp koynuma koymuştum. Tam bu sırada yavrunun anası başım-da dolaşmaya başladı, acıdım, yavruları bırakmak için ihramımı açmaya çalıştığım sırada kuş he-men koynumdaki yavrusunun ya-nına daldı, kanatlarını yavruları üzerine gerip kollamaya başladı.

Efendimiz (s.a.v.)'in buna sorusu şöyle oldu:

"Bu annenin yavrusuna bu ka-dar acıması sizi hayrete mi dü-şürdü?" Efendimiz (s.a.v.) sonra da şunu ilave etti:

"Hiç şüpheniz olmasın Allah (c.c.)'ın kullarına acıması bu an-nenin acımasından(kıyas kabul etmeyecek derecede) fazladır.

Bir defasında kadının biri ço-cuğunu kaybetmiş, deli gibi bir oraya bir buraya koşuyor, yav-rusunu arıyor, bulduğu yabancı çocukları da bağrına basıp he-men oracıkta emdiriyordu. Kadı-nın bu heyecanını gören Efen-dimiz (s.a.v.) yanındakilere:

"Böylesine şefkatli şu kadın, hiç yavrusunu ateşe atar mı?" diye sordu.

"Atmaz!" dediler. Efendimiz (s.a.v.) de tasdik etti: "Ben de öyle bi-liyorum, atmaz." dedikten sonra bu-yurdu ki:"İşte Allah (c.c.) da bu ka-dından çok fazla merhametlidir. Kul-larını ateşe atmaz, onlar kendilerini ateşlik amelin içine atmadıkça !"

Evet, Allah (c.c.) kullarını ateşe atmaz, kullar kendilerini ateşlik işin içine atmadıkça!

Bir transatlantikle yolculuk yapanlar için güvenlik seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun bir kaza ihtimaline binâen gemiye flikalar, can yelekleri ve işaret fi-şekleri koyuyorlar, acil kurtarma plânları hazırlıyorlar... Rica ede-rim, şu dünya yolculuğunda öbür hayatımızı garanti altına al-mamız için bir hazırlık yapmı-yorsak buna ne denebilir? Muh-temel bir kaza için bu kadar ha-zırlık yapan bir İnsan, gelmesi yarın kadar kesin ebedî ahiret hayatı adına hazırlık yapmıyorsa o divane değil midir?

O'na ait olduğumuzu ve ona döndürüleceğimizi unutmayalım.


Fadıl Özdemir.

 


* BENZER KONULAR

Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]