* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: GERÇEK DOSTLAR  (Okunma sayısı 1098 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
GERÇEK DOSTLAR
« : Aralık 25, 2014, 10:05:36 ÖÖ »
GERÇEK DOSTLAR

Asrımızın insanı, peygamberi bir özellik olan akde ve ahde vefa hasletini kaybetmenin ızdırabını yaşa-maktadır. Allah ve peygambere verilen sözlerin gere-ğinin yerine getirildiği ve ahde vefanın zirvede olduğu asrı saadete özlem duymaktadır.

            Ahit ve akit sözlü ve yazılı olarak tespit edilen anlaş-ma demektir. Vefa da yapılan anlaşmanın icaplarını bütünüyle yerine getirmektir. İslam dini yapılan ahit ve akitlere çok önem verir ve tarafların yapılan bu akitlere sadık kalmalarını ve icaplarını yerine getirmelerini ister.    Bu konuda Rabbimiz, şöyle buyurmaktadır:“(Yi-ne) Onlar, emanetlerine ve ahitlerine riayet edenlerdir.”(23 Mü'minun, 8) Bu bağlamda, Arapça "emanet" kelimesi çok kapsamlı olup, Allah, toplum ve bireyler tarafından kişilere "tevdi" edilen her şeyi içine almaktadır. Aynı şekilde, ahd  Allah'la insan ve insanla insan arasında yapılan tüm anlaşma, sözleşme ve söz vermeleri kapsamaktadır.

            Yüce Rabbimiz Kur'an'da emanet ve ahit konusun-da;“(Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyen) riayet edenler-dir.”(70 Mearic, 32) buyurarak "Emanet"ten kastın, Allah'ın (c.c.) kullarına ve bir insanın diğerine itimat ederek verdiği şeyler olduğunu bildirmiştir."Ahit”ten murat ise Allah'ın, kulları ile ya da insanların kendi aralarında yaptığı ahitler olduğunu bildirmiştir. Bu iki yönlü emanetlere hıyanet etmeme ve ahde vefa bir mü'minin karakterinin ayrılmaz bir parçasıdır.

 

            Hz. Peygamber (s.a.v.) hutbelerinde ahitleri yerine getirmenin önemini sürekli vurgularlardı:"Emaneti ye-rine getirmeyenin imanı yoktur. Sözünde ve va'dinde durmayanın da İslâm'ı yoktur." (Beyhakî).

            Başka bir hadiste de şöyle buyurmaktadır : "Dört özellik vardır ki, kendisinde bunların hepsi bulunan kimse hiç şüphesiz münafıktır. Kendisinde bunlardan biri olan ise onu bırakıncaya değin o ölçüde münafık-tır. Kendisine emanet edilen emanete ihanet eder. Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiği zaman sö-zünde durmaz. Kavga ve düşmanlığında sınır tanı-maz."( Buhari ve Müslim)

            Peygamberimizin sözlerinden, yapılan akitlerin ve ahitlerin icapları yerine getirilmez ise böyle ortamlarda kişilerin birbirlerine karşı itimatları kalmaz ve düzen bozulacağı ifade edilmektedir. Akde ve ahde vefa, ina-nan insanlar için önemli bir özelliktir. Zıddı olan vefa-sızlık, münafıklık alametlerindendir. Böyle ahdini yeri-ne getirmeyen vefasızlar, dünyada rezil olacağı gibi, kı-yamette de teşhir edilerek rezil edilecektir. Bu konuda Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:“Kıyamet gü-nünde her vefasız için bir sancak (dikilecek). Bu filanın vefasızlığıdır, denilecektir.”

            Ahde vefa mü'minin işidir. Vefasız olanlar, şah-siyetsiz, dönek tabiatlı kişilerdir. Böyle insanlarla değil bir çalışma yapmak, yola dahi çıkılmaz. Seni çok ça-buk satar ve yolda bırakır. Hem de hiç acımadan, vic-danları sızlamadan… İbnu Abbâs (r.a) şöyle der: “Ah-dine kim vefasızlık edip bozarsa, Allah mutlaka ona bir düşman musallat eder.”

            Ahde vefa hususunda;Kuran-ı Kerim'de, gerekse hadis-i şeriflerde Müslümanlar uyarılmış, güven orta-mına zarar verecek, kişilerin birbirlerine karşı olan iti-matlarını sarsacak davranışlardan, verdikleri sözleri, yerine getirmemekten yaptıkları akitleri bozmaktan men edilmişlerdir.

            Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Onlar ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayan-lardır.”(13 Rad, 20) Bu ayet-i kerimede muttaki Müslümanların vasıfları bildirilmektedir.

            Ahde vefa İslam ahlâkının en mühimlerinden biri-dir. Her hususta olduğu gibi bu hususta da biz Müslümanlara örnek, canımız efendimiz Rasûlullah (s.a.v.)'dır. O hayatı boyunca, peygamberlikten önce ve sonrasında, bütün akitlerine sadık kalmış ve biz üm-metine de ahitlerini ifa etmeleri, sözlerini yerine getir-melerini tavsiye buyurmuştur.

            Peygamberimiz verdiği sözde duran, yaptığı an-laşmaya bağlı kalan en büyük insandır. Bu hususta dostunu da, düşmanını da ayırt etmemiştir. Dostuna verdiği bir sözde durup, onu yerine getirdiği gibi, düş-manlarıyla yaptığı anlaşmaya da sadık kalmış, her ne pahasına olursa olsun, aykırı hareket etmemiştir.

            Vefa örneği Peygamberimizin, akdine ve ahdine gösterdiği sadakat, bizler için ibret alınacak güzel bir örnektir.

            Abdullah bin Ebil Hamsa (r.a.) anlatıyor: “Bi'setten (peygamberlikten) önce Rasûlullah (s.a.v.)'la bir alış veriş yapmıştım. Kendisine borçlandım. Biraz bek-lerse parasını hemen getireceğimi söyledim. Fakat bu arada verdiğim sözü unutmuştum. Nihayet üç gün sonra hatırladım ve konuştuğumuz yere geldim. Bir de ne göreyim Rasûlullah (s.a.v) sözleştiğimiz yerde bek-liyor. Beni görünce: "Ey delikanlı Bana eziyet ettin. Burada üç gündür seni bekliyorum." buyurdu. (Ebu Davud, Edeb, 90)

            Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in orada bekleyişi alacağını tahsil etmek için değil, gence verdiği söze sa-dık kalmak içindi. Sonra canımız efendimiz Rasûlullah  (s.a.v.)'in beşerî münasebetlerdeki hoşgörüsüne, mü-samahasına bir bakınız. Kendisini bir yerde üç gün bekleten gence sadece:

            “Ey delikanlı! Bana eziyet ettin. Burada üç gündür seni bekliyorum.”diyerek, Peygamberliğinden önce ticarî hususta bir dostuna verdiği sözü tutmak için üç gün beklemiştir. O adam unutup gelmediği halde, "Nasıl olsa artık gelmez" diyerek çekip gitmemiştir. Verdiği sözde durmanın en müstesna örneğini ver-miştir.

            Bir Müslüman'ın öncelikle yerine getirmesi gere-ken ahit, Kelime-i Tevhitle Allah'a (c.c) verdiği ahittir. Müslüman, iman etmekle imanın gereklerini yerine getirmeye söz vermiş olmaktadır. İmanın kemâli de verdiği ahde sadık kalıp kalmamakla ölçülür.

            Müslüman gerektiğinde Allah yolunda, inancı uğ-runda canını bile feda eden kimsedir. Böylesi mü' minleri Allah (c.c.) övmektedir. “Mü'minler içinde öyle yiğitler vardır ki, Allah'a verdikleri sözle-rine sadakat gösterdiler. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehide oldu) kimi de sı-rasını beklemektedir. Bunlar asla sözlerini değiştirmemişlerdir.” (33 Ahzab, 23)

            Böyle vefakâr, sözünün eri, yiğit Müslümanlardan oluşan bir toplumun üstesinden gelemeyeceği bir mesele olmaz.

            Peygamberimiz en sıkışık ve en zor şartlar altında bulunsa dahi, verilen sözde durmayı, netice kendi-sinin aleyhine de olsa hiçbir surette vefasızlık göster-memeyi tavsiye etmiştir.

            Müslümanlar olarak en kötü, şartlarda bile ahit-lerimize sadık kalmalı, verdiğimiz sözleri muhakkak yerine getirmeliyiz. Anamıza, babamıza, hocamıza, dostlarımıza ve birbirimize karşı da vefalı olmalıyız.

            Zamanımızda, değil yıllarca önceki beraberliklere, dostluklara karşı vefalı olmak, en yeni, en taze hatıra-lara bile vefa gösterilmiyor, bir çırpıda silinip atılıyor. Bu durum, toplumun ne kadar bencilleştiğini, ne ka-dar ilkelleştiğini ve ne kadar öz değerlerinden uzak-laştığını göstermektedir.

            Müslüman'ın sözü karşı tarafa verilmiş bir senet gi-bidir. O bakımdan verilen söz küçüğüne, büyüğüne bakmadan mutlaka yerine getirilmelidir. Maalesef zamanımız Müslümanları birçok konuda olduğu gibi ahde vefa konusunda da sınıfta kalmaktadır.

            Ahde vefa olmayınca, verilen sözler yerine getiril-meyince, insanların da birbirlerine karşı güven ve saygısı kalmamaktadır. Toplumun yardımıyla yapı-lacak birçok hayırlı hizmetlerde aksama olmakta ya da tamamen yapılamaz hâle gelmekte ve böylece kul hakkı meydana gelmektedir. Bizlerde zor günlerin dostu olmalıyız. Çünkü: “Gerçek dostlar yıldızlara benzer, karanlık çökünce ilk onlar gözükür.” İlk önce biz ortaya çıkmalıyız. Her konuda vefamızı göster-meliyiz.

            İnsanlık İslam'a muhtaçtır. Bütün olumsuzluklar, bütün kötülükler, zulümler, haksızlıklar, İslamsız bir hayat yaşandığından kaynaklanmaktadır. Gel gör ki küfür, nifak ve cehaletin pençesinde kıvranan insan-lık neye muhtaç olduğunun farkında değildir. Devleti idare edenler, millete verdikleri sözü yerine getir-miyor, milleti aldatmayı bir beceriklilik, kabul ediyor. Hâlbuki bu insanlar İslam da söz vermenin ne demek olduğunu bilseler ve İslamsız insanca yaşamanın mümkün olmadığını kabullenseler idarelerini vefa-sızlık, yalan, aldatma üzerine bina edemezlerdi.

            Ancak idare edenler kadar, idare olunanlar da dü-rüst olmalıdırlar. Onlar da hem kendi aralarında hem de kendilerini idare edenlerle yaptıkları sözleşmelere riayet etmelidirler.

            Sözünü yerine getirenler, ahdine vefa gösterenler hem Allah hem de kullar katında makbuldürler, sevi-lirler, itibar görürler. Böyle dürüst insanlar hem hayat-larında hem de öldükten sonra hayırla yâd edilir, ör-nek gösterilirler.

            “En vefakâr dostumuz gölgemizdir; o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler.” C. Şehabettin

Müslüm Yurtman.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]