* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Bizim biz yapan değerrlerin farkına varmak  (Okunma sayısı 1257 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Bizim biz yapan değerrlerin farkına varmak
« : Kasım 30, 2014, 12:52:18 ÖÖ »
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİN FARKINA VARMAK

Sahip olduğunuz zenginliğin ve bize bu zenginliği fark ettiren dostlarımızın kıymetini bilelim. Dostların... Can dostların kıymetini... Hani vardır ya her yerde, his-setmek isteriz  onun varlığını. Hani hep yanı başımız-daymış sanırız, ismini söyleriz dalgınlıkla. Her an bera-berizdir. Yanımızda olduğunu unutuveririz bir anda. Sonra üzüldüğünde o sımsıcak kollarını açar bize, sarılır ağlarız omzunda doya doya...

            Senin sorununu kendi sorunu gibi benimser, bir ko-lun bir bacağın olur âdeta. Ayrılmak istesen de koparıp atamazsın, bir türlü. Sevindiğinde ise senden fazla mut-luluk duyar. O, senin için farklıdır tüm insanlardan, tabii sen de onun için. Aranızdaki sevginin bitmesine izin ver-mezsiniz. Kimse bozamaz aranızı, kimse aranıza girme-ye bile cesaret edemez. Ne zaman yardıma, ne zaman insana, ne zaman dosta ihtiyacınız olsa hep yanınızda bulursunuz. Kendini adeta sizin için ayarlamıştır. Bera-ber gülüp beraber ağlarsınız, daima olumlu özellikler verirsiniz birbirinize. O sana gülmeyi öğretir, sen ona kahkaha atmayı... O sana emeklemeyi öğretir, sen ona yürümeyi... O sana okumayı öğretir, sen ona yazmayı... Ve bu böyle sürüp gider... İşte bunun adına DOST derler...

            Hiç kimseyi olduğundan çok sevmeyin, olur ki bir gün dargınlık araya girer. Hiç kimseye de dargın dur-mayın, olur ki konuşmak icap eder anlamında bir hadis hatırıma geldi... Sanırım ölçüyü iyi ayarlamak gerekli dostluklarda.

            Dostluk, sevgisi sönmüş şu çağda kıymetini bile-mediğimiz değerlerden biri. Tıpkı sevgi, inanç, kardeş-lik gibi... Sağlık gibi, şükrünü hakkıyla eda edemediğimiz nimetler gibi...

            Kıymetini bilmediğimiz, hatta öyle ki arayıp da bula-madığımız bir değer dostluk...

            Ülkenin birinde iki gerçek dost yaşarmış. Birinin malı, ötekinin malı gibiymiş. Anlaşılan o ülkede dostluk, bambaşkaymış... Bir gece ülkede herkes dalmış derin uykulara. Orada güneş battı mı, fırsat bu fırsat der, uy-kunun tadını çıkarırmış millet. Gece yarısı bizim dost-lardan biri, fırlamış yatağından, koşmuş doğru dostunun evine. Uyandırmış hizmetçileri tatlı uykularından... Dostu, yukarıdan duymuş sesini. Hemen kaptığı gibi kı-lıcını, kesesini, koşmuş dostunun yanına... "Hayrola!" demiş, merak içinde, soluk soluğa... "Sen, kolay kolay uyandırmazsın kimseyi, uykuyu da seversin üstelik. Ku-marda kaybettiysen; al şu keseyi. Evini bastılarsa; işte buradayız ben ve kılıcım. Haydi gidip haklarından ge-lelim. Yalnız yatamaz mı oldun yoksa? Benim güzel cari-yelerden birini al git öyleyse..."

            "Yok a canım." demiş dostu... "Ne o, ne de bu. Rü-yamda biraz düşünceli gördüm seni... Sakın dostumun başı dertte olmasın deyip koştum. Kusura bakma dostum!"

            İnsanın gerçek bir dostu olması ne güzel bir şey! Derdini açmanı beklemez bile... Kendi bulup söylemek ister, belki sen çekinirsin diye. Sevdiği insanın üstüne titrer, bir düşten, bir hiçten nem kapar. Önceden “Dost bulmak kolay, önemli olan o dostu kaybetmemek” der-ken, artık bu söz “Dost bulmak zor, onu kaybetmemek, dost kalabilmek daha da zor.” şeklinde hayatımızda yankılanır oldu.

            Dostluk hiçbir karşılık beklemeden paylaşmak, hiç-bir karşılık beklemeden verebilmektir, sende ne varsa dostuna...

            Gürültü patırtının ortasında sessizce, sükûnetle do-laş; sessizliğin içinde huzur var. Sakın bunu unutma... Herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük ya-pıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma... İçten ol, te-laşsız anlat... Kısa, açık ve net konuş... Başkalarına kulak ver... Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları; çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız yap-tığın plânların değil, başardıklarının da tadını çıkar... Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen. Hayattaki daya-nağın işindir, unutma. Sevebileceğin bir iş seçersen, ya-şamında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini öyle seveceksin ki, başarıların bedenini ve yüreğini güç-lendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

            Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol... Sev-miyorsan eğer, sever gibi yapma... Çevrene ve tanıdık-larına önerilerde bulun, fakat asla hükmetmeye kalk-ma... İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kal-maz. Ve unutma ki, insanlığın sevgi konusunda yüz-yıllardır öğrenebildiği, bir kumsaldaki kum taneciği bile değildir.

            Aşka sakın burun kıvırma... Aşk nedir? Çöl ortasın-da yemyeşil bahçedir. O bahçeye bakmayı hak etmiş bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli ilgiye, yar-dıma, bakıma, sevgiye ihtiyacı olduğunu unutma.

            Hayatta kaybedebiliriz. Kaybetmeyi ahlâksızca bir kazanca tercih etmeyelim. Niye? Çünkü; birincisinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki; o yolda mağlup ol-man bile zafer sayılır.

            Bu dünyada bırakabileceğimiz  en büyük miras dü-rüstlüktür. Yıllar geçiyor, geçecek... Yılların geçmesine öfkelenmeyelim. Yapamayacağımız şeylerin yapabile-ceklerimizi engellemesine izin vermeyelim. Kavgaları-mızı  sürdürürken bile kendimizle barış içinde olalım.

            Doğduğumuz saatleri hatırlayalım. Biz ağlarken herkes bizim doğum sevinciyle gülüyordu. Peki öldü-ğümüzde herkesin ağlayacağı bir ömür geçirebiliyor muyuz ?

            Şöyle bir düşünelim. Bu yılımızı iyi geçirebildik mi? Sağlıklı olduğumuz için hiç sevindik mi? Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandık mı? Kaç kez güneşin doğuşunu izledik? Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldık? Kaç sabah yolda bir kediyi okşadık? Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağımızı sıkıca tuttu mu hiç? Ve biz  onu hiç kok-ladık mı? Yaz gecelerinde ne kadar çok yıldız olduğuna hiç şaşırdık mı? Çocuğumuza  bu yıl kaç oyuncak aldık? Kaç kez gözlerimizden yaş gelinceye kadar güldük?

            Yaşlı bir ağaca sarıldık mı, bu yıl? Çimlere uzan-dığımız oldu mu? Hiç denizin üzerinde taş kaydırdık mı bu yıl? Kaç kez kuşlara yem attık? Bir çiçeği dalındayken kokladık mı? Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördük? Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı...

            Kaç kez mektup aldınız bu yıl? Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç? Kimseyle barıştınız mı bu yıl? Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz? İyi bir yılın, bun-lar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu hiç düşün-dünüz mü bu yıl? Yayılın çimenlerin üstüne acele edin... Çünkü er veya geç çimenler yayılacak üzerinize..

Fadıl Özdemir.

 


* BENZER KONULAR

Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]