* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Bakara 62 Ayetin Tefsiri Bağlamında Yanlış Kanaatlerin Tenkidi  (Okunma sayısı 184 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Bakara 62 Ayetin Tefsiri Bağlamında Yanlış Kanaatlerin Tenkidi

Pazartesi günkü yazımızda Bakara Suresi 62’inci ayet-i kerimesinden Yahudi ve Hıristiyanların kurtuluşa erecekleri anlamını çıkartan kişilerin Muhammed Abduh’un şâz görüşlerinden etkilendiğini belirtmiştik. Bunlardan birisi Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’dır.

Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Polemik Değil Diyalog adlı eserinde, “Müslümanların çoğu Peygamberin, bütün din saliklerini İslam’a çağırdığına inanırlar. Ben diyorum ki, İslam uleması içinde, Kur’an-ı Kerim’e bakarak Peygamberimizin beklentisinin bundan ibaret olmadığına inanlar da var” (a.g.e, s. 35) demek suretiyle görüşünü Muhammed Abduh (a.g.e, s. 25) ve Reşid Rıza (a.g.e, s. 37) gibilerin üzerinden temellendirdikten sonra kendi görüşlerini ortaya koymakta ve şöyle demektedir: “Peygamberimiz, ‘Yahudiler mutlaka Müslüman olsun’ demiyor, ‘Hıristiyanlar mutlaka Müslüman olsun’ demiyor (a.g.e, s.35), İslam tek seçenek olarak -son dinin mensubu olmak manasında- Müslüman olmaya çağırmıyor (a.g.e, s.37). Bütün insanların Müslüman olmaları dinin, Kur’an’ın hedefi değildir” (a.g.e. s.41). Karaman, Bakara Suresi 62’inci ayeti hakkında ise şu yorumu yapmaktadır: “Bakara Suresi’nin 62. ayetini hatırlatacak ve bunu konumuzla ilişkilendireceğim. Şimdi bir adam hem ehl-i kitap olur, hem de kâfir olmayabilir mi? Evet bu mümkün. Bunun delili işte o 62. ayettir” (a.g.e., s.41). Karaman, bu iddiasındaki kastının Peygamber Efendimizin (s.a.v.) risaletinden önceki ehl-i fetret kimseler mi yoksa Peygamber Efendimizin (s.a.v.) risaletinden sonraki Yahudi ve Hıristiyanlar mı olduğunu Muhammed Abduh’un tefsirinden verdiği örnekle vuzuha kavuşturmaktadır. Karaman, yaptığı yorumun delilini Abduh’un tefsirinden getirmekte ve Abduh’tan şöyle nakletmektedir: “Bu ayet (Bakara, 62), ehl-i fetretle ilgili değildir. Buradaki müminlerden maksat, Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiiler gibi bizim Peygamberimizden evvel gelmiş olan dinlerinin özünü yaşamış ehl-i fetret değildir. Bu ayetten bu mana çıkmaz. Bundan maksat, Peygamberimizden sonra yaşayan ve O’na iman eden Müminler ile Allah’a ve âhirete iman eden, kendi kitaplarının aslına göre amel-i salih işleyen Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler’dir” (a.g.e, s.26).

Gerek Abduh’un gerekse Karaman’ın Bakara Suresi 62’inci ayeti tefsir ederken Kur’an-ı Kerim’in anlam bütünlüğüne, nesih-mensuh, sebeb-i nuzül ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) konu hakkındaki açıklamalarını muhtevi hadis-i şeriflerini dikkate almadan yorum getirdikleri görülmektedir.

Karaman’ın Abduh’u delil getirerek iddia ettiği gibi Yahudi, Hıristiyanlar ve Sabiilerin “kendi kitaplarının aslına göre amel-i salih” işlemesi, Kur’an-ı Kerim’deki ayetlere, hadis-i şeriflere, akla ve mantığa aykırıdır. Eğer ehl-i kitabın kendi kitaplarının aslı mevcut olmuş olsa, Kur’an-ı Kerim’de, “Ey ehli kitap, kendi kitabınızla amel ediniz” manasına gelebilecek ayetlerin olması gerekirdi. Tam aksine Kur’an’da, “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa-benimserse, asla ondan kabul edilmez. O âhirette de kayba uğrayanlardandır” (Al-i İmran, 85) ve “Hiç şüphesiz din, Allah katında İslâm’dır…” (Al-i İmran, 19) ayetleri başka bir dine ve kitaba açık kapı bırakmamaktadır.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kendi döneminde yaşayan Yahudi ve Hıristiyanları İslâm dinine çağırması da Yahudi ve Hıristiyanların İslâmsız kurtuluşa eremeyeceklerini göstermektedir. “Biz seni bütün insanlara bir rahmet müjdecisi ve azap habercisi olarak gönderdik” (Sebe, 28) ayeti Peygamberimizin (s.a.v.) tüm insanlık için gönderildiğine işaret eder. Yine, “O halde Allah’a, O’nun Peygamberine ve indirdiğimiz O nura (Kur’an’a) iman edin” (Tegabûn, 8) ayetinde Yahudi ve Hıristiyanlar istisna tutulmamıştır. Zira İslâm geldikten sonra Yahudi ve Hıristiyanların da Hz. Muhammed Aleyhisselam’a iman etmesi gerektiği, “Ey Resulüm de ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize gelen, Allah’ın Peygamberiyim. O Allah ki, yer ve göklerin tasarrufu O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, öldürür ve diriltir. Onun için hem Allah’a hem de bütün kelimelerine iman getiren o ümmi Peygambere, Resulüne iman edin ve o Peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız” (A’raf, 157-158) ayetinde açıkça belirtilmektedir.

Siyami Akyel.