Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Siyami Akyel
En Büyük Hedefimiz Ne Olmalı
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: En Büyük Hedefimiz Ne Olmalı (Okunma sayısı 58 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 8169
En Büyük Hedefimiz Ne Olmalı
«
:
Dün
, 07:59:23 ÖÖ »
En Büyük Hedefimiz Ne Olmalı
Allah-u Teâlâ, dileseydi insanları kulluğa icbâr eder yahut meleklerde olduğu gibi mutlak ibadet ve itaat edecek vasıflarda yaratırdı. Çünkü Allah-u Teâlâ güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Kur’an-ı Kerim’de meleklerin Allah-u Teâlâ’nın emrine hiç itiraz etmeden itaat ettiği, büyük bir teslimiyetle ibadet görevini ifa ettiğinden bahsedilerek şöyle buyurulmaktadır: “Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Allah’ındır. O’nun katındakiler (melekler), kendisine ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar. Gece gündüz hep O’nu (Allah’ı) tespih ederler (zikrederler), usanmazlar” (Enbiya, 19-20).
Sadece melekler değil, göklerde ve yerdeki her şeyin kendi lisanıyla Allah-u Teâlâ’ya ibadet edip zikrettiği, bu büyük güce boyun eğdiği şöyle ifade edilmektedir: “Göklerde ve yerdeki her şey Allah’ı zikretmektedir. O güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir” (Haşr, 1).
Göklerde ve yerde olan daha doğrusu kâinattaki yaratılmışların tümünün Allah-u Teâlâ’ya ait olduğu, hükmüne boyun eğdiği ve kâinatın tek sahibinin Allah-u Teâlâ olduğu gerçeğini kabul ettiği (Enbiya, 19-20; Yunus 55; Nisa 126, 132; Lokman 26; Bakara 116, 255 vd.) gün yüzü gibi açıkken, insanoğlu toptan bu gerçeği tam olarak anlayıp, Kâinatın Mutlak Hâkimi’nin hükmüne boyun eğmekten behresizdir.
Bütün bir kâinatın mülkünü elinde bulunduran, milyarlarca yıldızı, gezegeni ve galaksileri yaratan; karada ve denizde yaşayan yüz binlerce canlı türünü en mükemmel şekilde halk eden ve her an yaratmaya devam eden, yaratması “ol” demek kadar kolay olan; bundan da öte bütün bir kâinatı mükemmel bir şekilde idare eden Allah-u Teâlâ’nın, insanoğlunu cebren kendisine itaat ettirmesi çok kolayken bunu yapmamış, özgür irade vermiştir. İnsan özgür iradesini kullanarak kâinatın mutlak hakimine boyun eğerse bu çok daha değerlidir. Buna rağmen uçsuz bucaksız kâinatta bir zerre olmayan insanoğlunun bunun farkında olmaması ne acaiptir.
Bütün bir kâinat Allah-u Teâlâ’nın hükmüne tam bir teslimiyetle boyun eğerken, insanoğlu gerek nefsinin ve şeytanın hileleri neticesinde gerekse kibrinden dolayı kendisine büyük misyonlar yükleyerek boyun eğmekten geri dursa da, uçsuz bucaksız kâinat içinde bir zerre kadar olmadığı ve bu karşı duruşunun hiçbir değerinin olmadığı Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah’ı) aciz bırakamazsınız” (Ankebut, 22).
Aslında insanoğlu, yaratılış aşamasında Rabbimiz’in “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna “Evet, sen bizim Rabbimizsin” (A’raf, 172) cevabını vererek Allah-u Teâlâ’nın mutlak güç ve hüküm sahibi olduğunu kabul ederek mübarek emaneti yüklenmiştir.
Bu kabul ediş aslında insanoğlunun, yaratılış safhasında Rabbine verdiği söze uygun hareket etmesini mucibdir. Bu söz verişte, bu kabul edişte sırlar gizlidir. İnsanoğlu verdiği sözle Allah-u Teâlâ’nın mükemmel yaratıcılığını kabullenmenin yanında hükümlerine itaat etmeyi, O’nun hâkimiyetine ram olmayı, yüklediği emaneti taşımayı; yeryüzünde Allah-u Teâlâ’nın hâkimiyetini tesis için, tebliğin yanında “emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’l-münker” farizasını yerine getirmeyi, fitne yok olup Allah-u Teâlâ’nın dini, hükmü, emirleri tüm yeryüzüne hâkim oluncaya kadar cihad etmeyi de kabul etmiştir.
Özgür iradeyle yaratılan insanoğlunun, tercihlerini haktan ve hakikatten yana mı yoksa bâtıldan yana mı kullanacağı; bundan da öte ruhlar âleminde verdiği söze sadık olup olmadığı, yüklenilen emanete sahip çıkıp çıkmayacağı, kısacası Allah-u Teâlâ’nın rızasına uygun hareket edip etmeyeceğinin sınandığı imtihan alanında olduğunu idrak etmesi gerekir. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan edilmektedir: “O hanginizin daha güzel/hayırlı amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır” (Mülk, 2).
İnsanoğlunun “emanet”i yüklenmesi ve Rabbinin otoritesini kabulünün icbârî değil, iradî olmasını (Ahzab, 72) uygun gören Allah-u Teâlâ, insana verdiği söze sadık kalması karşılığında cenneti vaat etmiştir.
Allah-u Teâlâ, hiçbir ücret ve ödül vermeden de kendisine icbârî bir yöntemle ibadet ve itaat ettirme gücünü hâiz olmasına rağmen, ruhlar âlemindeki söz alışın/anlaşmanın karşılığında bir bedel, bir ödül koymuştur. Bu antlaşma Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: “Şüphesiz Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır…” (Tevbe, 111). Allah (c.c.), satın aldığına göre mümin de satmıştır. Ne güzel bir alışveriştir bu.
Bu söz alışı, bu anlaşmayı gönderdiği peygamberlerle de sürekli hatırlatmıştır. Bu da Allah-u Teâlâ’nın kullarına ne kadar merhametli olduğunu, sürekli kendini düzeltme ve verdiği sözü hatırlama fırsatı verdiğini göstermektedir.
O halde insanoğlunun en büyük hedefi, ruhlar âleminde Rabbine verdiği söze sadık kalarak yüklendiği emanete sahip çıkmak; Allah-u Teâlâ’nın otoritesini kabul edip hükmüne boyun eğmek, O’nun hükümlerinin yeryüzünde cari olması için cihad etmek; âile hayatından beşeri münasebetine, ibadetlerinden muamelatına, alışverişinden devlet yönetimine kadar hayatın her alanını Allah-u Teâlâ’nın razı olduğu şekilde idame ettirmek olmalıdır.
Kur’an-ı Kerim’in beyanına göre en büyük başarı ve en büyük kurtuluş Allah-u Teâlâ’yı razı etmektir.
“Allah, mü’min erkek ve mü’min kadınlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel ve hoş meskenler va’detmektedir. Allah’ın rızası ise hepsinden daha büyüktür. İşte en büyük başarı ve kurtuluş budur” (Tevbe, 72).
Siyami Akyel.
İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Siyami Akyel
En Büyük Hedefimiz Ne Olmalı