www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT => KÖŞE YAZARLARI - KARMA => Siyami Akyel => Konuyu başlatan: fanidunya NET - Ocak 25, 2025, 07:24:15 ÖÖ
-
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)
Gazze’de Yüzümüze Çarpan Gerçekler
Siyonist İsrail, ABD’deki Siyonist lobilerin de desteğiyle Gazze’de 471 gün boyunca katliam ve soykırım yaptı. Aylarca bebek, çocuk, kadın, yaşlı, erkek ayrımı yapmaksınız katliamına devam etti. Bundan da öte buradaki mazlumları açlığa mahkûm etmiştir.
Bu insanlık dramı karşısında ülkelerin başındaki liderlerin aktif rol alarak katliamı durdurması beklenirken, Siyonizm’in emrine girdikleri artık iyice anlaşılan liderler, halkların tepkisine rağmen zulmü ve katliamı desteklemeye, desteklemezse dahi zulme ve katliama sessiz kalmaya devam etmiştir. Hatta İslâm ülkelerinden bir kısmının İsrail’le ticareti devam ettirmesi, bir kısmının da barış anlaşmalarıyla tahkim ettikleri ilişkilerini devam ettirmişlerdir.
Tam 471 gün sonra ABD Başkanı Trump’un seçilmesiyle, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğuyla üç aşamalı ateşkes sağlandı. Buna göre, anlaşmanın ilk 42 gününde İsrailli 33 rehine ve 1900’ün üzerinde Filistinli esir serbest bırakılacak. Ateşkesin ikinci aşaması ise İsrail güçlerinin Gazze’den geri çekilmesini öngörüyor ancak bunun için görüşmeler ilk aşamanın 16’ncı gününde başlayacak. Üçüncü aşama ise Gazze’nin yeniden yapılanması planını içeriyor.
Gazze’de ateşkes ilan edildi ancak gerek katliamın en büyük destekçisi ABD ve katliamın faili İsrail’den yapılan açıklamalar, ateşkesin henüz tam anlamıyla gerçekleşmediğini göstermektedir. ABD Başkanı Trump, Oval Ofis’te başkanlık kararnamesine imza töreninde “Gazze'de ateşkesin sürdürüleceğinden emin olup olmadığına” ilişkin bir soruya, “Emin değilim. Bu, bizim savaşımız değil. Bu, onların savaşı. Diğer tarafın (HAMAS’ın) çok zayıfladığını düşünüyorum” cevabını verdi.
Diğer taraftan katliamın faili Siyonist İsrail’in Bölgesel İşbirliği Bakanı David Amsalem, HAMAS'ın silah bırakmayacağını ileri sürerek, “Ateşkesin ikinci aşamasının gerçekleşmeyeceğini biliyorum, herkes biliyor; İsrail, anlaşmanın ilk aşaması tamamlandıktan sonra savaşı kararlı bir şekilde yeniden başlatacak ve ikinci aşamaya geçmeyecek” dedi.
Gerek ateşkes anlaşmasının gerçekleşme şartları, gerekse bunun devam edip etmeyeceğinin belirsizliğini koruması şunu göstermiştir ki; katliamı gerçekleştiren de, istediği zaman ateşkes sağlayan irade de İslâm ülkelerindeki müstemleke ruhlu yöneticiler değil, ABD’nin bölge üzerindeki planlarıdır. Buna rağmen İslâm ülkelerindeki işbirlikçi liderler sadece laf kalabalığı yapıyor ve görevde kalıyorsa bu utanç yeter.
Yeryüzünün idaresini Haçlılara ve Siyonistlere bırakan, İslâm devlet nosyonundan, cihattan, kâfir, müşrik ve zalimlere güç göstermek şöyle dursun, pasif direniş göstermeye dahi iradesi ve gücü olmayan devletler topluluğu, zilletin zirvesini yaşamaktadır. Başlarındaki liderler ve onlara tepki vererek harekete geçmelerini sağlamayan halklar da boyunlarında esaretle yaşamaktadır.
Kur’an-ı Kerim’in emrine, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) rehberliğine itaat etmiş Müslümanların önce kendi içlerindeki sorunları bertaraf ederek İslâm Birliği’ni kurması ve bu şekilde kendi aralarında birlik ve barışı sağlaması gerekir. Eğer, Müslümanlardan iki grup birbiriyle çatışırsa aralarını düzeltmek, bir taraf haddi aşarsa haddini bildirmek Allah-u Teâlâ’nın emridir.
Kur’an-ı Kerim’de, “Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever” (Hucurât Suresi, 9).
Geldiğimiz noktada Müslümanlar kendi aralarındaki sorunları çözmek şöyle dursun, dünyanın gözü önünde Gazze’de kardeşlerine karşı 471 gün boyunca zulmedildi yine de barışı tesis edemedi.
Kur’an-ı Kerim’deki, “Şu Allah’a inanmayan; ahirete inanmayan, Allah ve Resulünün diniyle hak dinle dinlenip, Allah ve Resulünün yasakladığını yasak bilmeyen kitap ehliyle (Yahudi ve Hıristiyanlar) de savaşın. Ta ezilerek, kendi elleriyle cizye verinceye dek!” (Tevbe, 29) ve “Yeryüzünde fitne (şirk) kalmayıp, din yalnız Allah’ın oluncaya (ondan başkasına ibadet edilmeyinceye) kadar onlarla savaşın, cihat edin…” (Enfal, 39) ayetlerini idrak edecek ve uygulayacak şerefli Muhammed ümmetine ihtiyaç vardır.
Allah-u Teâlâ, zulüm ve gözyaşının Müslümanların eliyle düzeltilmesini emretmektedir: “Onlarla savaşın ki, Allah sizin elinizle onları cezalandırsın, onları rüsvay etsin; onlara karşı size yardım ve zafer nasip etsin ve (baskı ve zulüm altındaki) mümin toplulukların gönüllerini ferahlatsın” (Tevbe, 14).
Yine zalimlere karşı güçlü, sert ve üstün gayretli olmamız gerektiği Kur’an-ı Kerim’deki ayet-i kerimelerde şöyle emredilmektedir: “Onlar sizde sertlik ve üstün gayret görsünler. Bilin ki, Allah (kötülükten ve adaletsizlikten) sakınıp korunanlarla beraberdir” (Tevbe, 123), “Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihat et, onlara güç göster. Onların varacakları yer cehennemdir. O, ne kötü bir varış yeridir” (Tevbe, 73).
Elbette, zulme dur diyebilmek için güçlü siyasi irade, ekonomik bağımsızlık ve askeri güç gerekir. Bunlardan önce gerekli olan, gücü kullanabilecek izzetli ve şerefli yöneticidir.
Müslümanlar, siyasi, ekonomik ve askeri güce erişse bile gücü kullanacak zihnen berrak, izzetli ve şerefli Müslüman yöneticiler olmadıkça sahip olunan güç, adaletin değil zulmün gücü haline gelir. Bunun için, Müslüman halklar, siyasi, ekonomik ve askeri imkânlarını seferber ederek zulmü engellemeyen yöneticilerin yerine Müslümanların izzet ve şerefini koruyacak yöneticileri işbaşına getirmek zorundadır. Müslümanların birinci görevi budur.
Siyami Akyel.
İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.
RADYO FANİDUNYA FM
www.fanidunya.net