* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: İslâm Gençliği  (Okunma sayısı 159 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İslâm Gençliği
« : Ekim 16, 2020, 06:31:14 ÖÖ »
İslâm Gençliği

Her “İslamcı genç” yetim doğar çağımızda. Kalbinde “tevhit” mührü taşıyan her çocuk yetim doğar.

Şahsiyetçi nizama, ölümsüzlük medeniyetine inanan her mümin yetim doğmuştur bu çağda.

Yetim doğan veya doğmuş olduğunu bilen genç, az sonra öksüz kalır, anadan babadan, kendini bildiği an ve uyandığı gün. Ve sonra dedesini ve bütün koruyucularını yitirir. Koruyucularıyla birlikte, kendisini geliştirecek, yaşamaya değer hayata alıştıracak bütün toplum kuruluş ve imkânlarından mahrum bırakılır.

Mektebi, hocası, mürşidi, kitabı, basın, sokak ve kültür çevrelerinden. Tıpkı bu nizamın tebliğcisi Son Peygamber ve ilk yaratılan gibi.

İlk yaratılan, elbette yetim olacaktı, ümmî olacaktı. O her sonra doğanın muallimi, velisi, hamisi, şefaatçisi. Elbette küçük nispetlerin üstünde olacaktı. Dedi ya: “Beni Rabbim eğitti. Eğitimimi en güzel yaptı.” O’nu bir beşerin yoğurması yakışmazdı. O’nu doğuranın büyütmesi de gereksizdi. Ama O’ndan başka her ümmeti bir mürebbiye ihtiyaçlıydı. O’nun getirdiği yüksek hayat tarzına alıştıracak mürebbi.

Bu, hilkatin koyduğu kanundu. Günümüz gençliği ise O’na mürebbisizlikte bile benzeme gibi bir değişik şarta mahkûm. Belki de bir şansa ermiş! Çağımızda ilmin merkezi kaybolmuştur. O’nunla birlikte nizam kaybolmuştur. Çünkü nizamın ilmi, yazısıyla, mektebi ve muallimiyle kökten tıraş edilmiştir. Kitap ortada dursa da, hafızlar ezberleyip, sarihler açıklasa da. Evet, bunlar ve daha nelere rağmen İslâm’ın ferdî şahsiyete, cemiyeti hayata erdiren nizamı, İslâm cemiyetinden kaldırılmıştır. Bir bakıma, vazifeden el çektirilmiş...

Yabancı orduların müdahalesiyle değil, Müslüman isimleriyle çağırılan bir takım mürtetler eliyle. Artık bu ortamda, İslâm gencinin beslenip gelişeceği bir ilmin merkezi yoktur. Ölüm sadece insanlara gelmemiş.

Bütün nizama, nizamın kurumlarına gelmiş. İlmin ve kültürünün silsilesi, geleneği kesilmiştir. Fikir nakışları silinmiş olan genç, ilmi kimden alacaktır? Nizamını hangi uygulamadan tanıyacaktır? Şahsiyetsiz ve temelsiz bilgilerin verilip, şahsiyetsiz ve temelsiz düzenlerin ilkelerinin okutulduğu mektepte, karanlık ilkeler ve kara suratların karanlık ruhundan başka ne yansıyabilir gencin zihin aynasına?

Çağın genci yetimdir. Ona öncülük edecek, ilk muallimi olacak, ona ulvî nizamı ve yaşamaya değer hayatı tanıtıp kendisini bulduracak babası yoktur.

Ona öz dilini verecek, öz sütüyle besleyip, kemikleri gibi huy iskeletini kazandıracak anası yoktur.

Bu yoklara, Nebi’si ölçüsünde olsa, ne mutlu. Çünkü bunlar tersinden ve öldürücü besin tarzında, zehirli ekmek, bayıltıcı ilâç gibi var. Varlığı, yokluğundan büyük belâ...

Bugünün genci, kendisini, anasına, babasına, sokağına, meydanına, hocasına, sevgilisine, her şeyine karşı tek başına savunma mevkiindedir.

Bugünün genci “guraba”dandır. Gariplik rütbesine namzet seçilmek ne büyük. Ebedi nizamı, yeniden hâkim kılmak için bütün bilgi ve stratejiyi kendi öz emeği ile kazanıp zafere ermek ne şanlı!

Siyami Akyel.