* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İyiliğin Allah’tan Kötülüğün Kuldan Olması 2  (Okunma sayısı 46 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7385
İyiliğin Allah’tan Kötülüğün Kuldan Olması 2
« : Ocak 03, 2025, 07:27:32 ÖÖ »


İyiliğin Allah’tan Kötülüğün Kuldan Olması  2

İyilik ve kötülük mefhumları Kur’an-ı Kerim’de “hasene ve seyyie” şeklinde yer alır. Hasene, kelime olarak güzel sözü ve yararlı işi/ameli, bolluk, mutluluk ve ferahlığı ifade ederken; seyyie, kötü, faydasız, çirkin davranış ve fiili; darlık, kıtlık, müsibet ve cezayı muhtevidir.

Kur’an-ı Kerim’de farklı ayetlerde hasene “salih iş, bol rızık, rahatlık, genişlik, galibiyet, ganimet, rahmet ve mağfiret”; seyyie ise “kötü iş, kötü davranış, kıtlık, darlık, sıkıntı, mağlubiyet ve ceza” anlamlarında kullanılmaktadır (En’am, 160, A’raf, 131, Tevbe, 49-51, Ra’d, 6).

Kur’an-ı Kerim’deki “İyilik de kötülük de hepsi Allah’tandır…” (Nisa, 78) ayet-i kerimesinin manası “hayrı (iyiliği) da, şerri (kötülüğü) de yaratan Allah’tır” demektir. “Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir” (Zümer, 62) ayeti, bu manayı tasdik etmektedir.

Kur’an-ı Kerim’deki “Sana gelen her iyilik Allah’tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir…” (Nisa, 79) ayet-i kerimesi ise insanın özgür irade ve tercihlerini kullanarak ortaya koyduğu, cüz’i iradesiyle yapıp ettikleridir.

 İyiliğin Allah’tan, kötülüğün kuldan olması

İnsanların bir kısmı “Başlarına gelen her şerri Allah-u Teâlâ’ya bağlayarak isyanlarına dayanak aramakta; iyilikleri de hep kendi yetenekleri sonucu zannetmektedir”. Bu inanış, bâtıldır.

Allah-u Teâlâ, insan herhangi bir fiili işleyeceği zaman özgür iradesini kullanabilmesi için tercih hakkı sunar.

İnsan cüz’i iradesini kullanarak tercihini yapar, Allah-u Teâlâ da o fiili yaratır. İnsanın iyi fiilleri işlemesi de, kötü fiileri işlemesi de insanın özgür iradesini kullanması sonucudur ve Allah-u Teâlâ’nın iradesiyle yaratılmaktadır. Ancak Allah-u Teâlâ’nın iyi fiileri istediğini, kötü fiileri de istemediğini gönderdiği peygamberler ve kitapları vasıtasıyla bildirmiştir. Yani iyiliğe yönlendirmiştir.

Kâinatı düzen ve hikmetle yaratan, insanı en güzel şekilde yaratan, ilim/bilgi, irade ve kuvvet veren, yaşaması için gerekli ortamı oluşturan, hayra ve iyiliğe yönlendirmek için kitap gönderen, kitabı ve hikmeti açıklamak için peygamber gönderen Allah-u Teâlâ’dır.

Kul, cüz’i iradesini kullanıp tercih yaptıktan sonra fiili yaratan da Allah’tır. Yani insanın yaptığı iyilikte kul sadece iradesini kullanmıştır, bunun dışındaki her şey Allah-u Teâlâ’dandır.

İnsan şerri tercih edeceği zaman da benzer bir süreç işler ancak kötülüğe yönlendirmek için kitap, kitabı ve hikmeti açıklayan peygamber ayarında bir yönlendirici yoktur. İnsan buna rağmen zor olanı bile isteye tercih eder. Yani, Allah-u Teâlâ’nın hayrı istediğini belirtmesine, bunun için gönderdiği Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in tebliğ ve tebyinine rağmen bunları reddedip kötülüğü tercih eder.

Gerek maddi kazanç ve nimetler (rızık, rızık bolluğu vb.) gerekse manevi kazanç ve nimetler (iman, amel, ihlas, güzel ahlak vb.) Allah-u Teâlâ’nın bir lütfudur. Kur’an-ı Kerim’de “Yeryüzünde yürüyen nice canlılar vardır ki, rızıklarını kendileri elde edemezler. Sizin de onların da rızkını Allah verir. O, işitir ve bilir” (Ankebut, 60) ve “Sizi karanlıklardan (küfür yollarından) aydınlığa (imana) çıkarmak için size rahmetiyle lütufta bulunuyor, melekleri de dua ediyor. O, müminlere karşı merhametlidir” (Ahzab, 43) buyrulmaktadır.

İyiliklerin Allah-u Teâlâ’dan, kötülüklerin kendimizden (nefsimizinden) olması teorisini anlamak için gerçekte bu fiileri kimin istediğine bakmak gerekir. Herhangi bir fiil ortaya çıkmadan önce bunu kimin istediğine bakmak gerekir. İyilikleri Allah-u Teâlâ istemektedir. İsteği de gönderdiği Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Kur’an’ı tebliğ ve tebyininde açıkça görülmektedir. Netice itibarıyla biz iyiliği işlediğimiz vakit Allah’ın istediğine muvafık ve paralel bir iş yapmış oluyoruz. Yani Allah-u Teâlâ istemiş biz yapmış oluyoruz. İsteyen Allah, isteğe icabet eden biz, fiili yaratan Allah-u Teâlâ’dır.

Kötülük işlerken ise Allah-u Teâlâ istemediği halde biz irademizi kullanarak, muhalefet ederek, gayret ederek kötülüğü işlemekteyiz. Allah-u Teâlâ ise imtihan gereği irademize müdahale etmeyip fiili yaratmaktadır. “Eğer Allah, insanları, yaptıkları günah yüzünden hemen yakalayıp hesaba çekseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onları muayyen bir vakte kadar geciktirir. Nihayet ecelleri gelince muhakkak Allah kullarını amellerine göre cezalandırır” (Fâtır, 45) ayeti, her kötülüğün cezasının hemen verilmeme sebebini anlatmaktadır.

Mesela: Allah-u Teâlâ, insana ihsanda bulunup bol kazanç vermiş, insan da kazancını Allah-u Teâlâ’nın istediği gibi fakirlerle paylaşmış olsun. Adama çalışması için sıhhat veren, uygun ortamı hazırlayan, ihsanda bulunan, kazancı artıran, kazandıklarını fakirlerle paylaşmasını emreden Allah-u Teâlâ’dır. İnsan sadece Allah-u Teâlâ’nın isteğine muvafık hareket ederek tercihte bulunmuştur.

Başka bir kişi de Allah-u Teâlâ’nın ihsan ettiği bol kazancı fakirlerle paylaşmayıp kumarda harcayıp iflas etmiş olsun. Bu kişi, tercihini Allah-u Teâlâ’ın istemediği yönde kullanmış ve kötülüğe kendi isteğiyle varmıştır. Allah-u Teâlâ da imtihan gereği iradesine müdahale etmemiş, fiili yaratmıştır.

İnsanoğlu, başına gelen iyi şeyleri Allah-u Teâlâ’dan, kötülükleri ise tercihlerinden olduğunun bilincinde olmalı, asla isyan etmemeli; ders alarak hayatına devam etmelidir. Daha da önemlisi Allah-u Teâlâ’ya şükretmeli ki; kendisine verilen nimetler, ikramlar artsın. Zira Kur’an-ı Kerim’de “Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım; eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti” (İbrahim, 7) buyurulmaktadır.

Siyami Akyel.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap