Rasulullah Aleyhisselam’ın Son Tavsiyeleri 4
Kur’an-ı Kerim’de, “Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’tan sakının ki size acısın” (Hucurat, 10) buyrulmaktadır.
15-Müslümanlar kardeştir:
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Her kim Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslüman’ın sıkıntısını giderirse, Allah-* Teâlâ da o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslüman’ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah-u Teâlâ da onun ayıp ve kusurunu örter” (Buhari, Müslim).
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), tarihi konuşmasında Müslümanların birbiriyle kardeşliğini tekrar hatırlatmış ve şöyle buyurmuştur: “Sözlerimi iyi dinleyin, iyice belleyiniz/muhakeme ediniz. Irk farkı gözetmeksizin bütün Müslümanlar kardeştir. Bir Müslüman kardeşinin kanı da, malı da helal değildir. Ancak malını gönül rızasıyla vermişse bu başkadır.”
16-Şeytan, şeytanın çocukları ve şeytani düzenlerle mücadele:
Rasulullah Aleyhisselam, son konuşmasında şeytana, şeytanın çocuklarına ve şeytani düzenlere karşı mücadelede ümitsizliğe düşmememiz gerektiğini açıklamış ve şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Şeytan, sizin bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümit kesmiştir. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, aranızda çıkardığı fitne ve fesatla sizi birbirinize düşürmenize imkân vermenizden hoşlanacaktır. Dininizde sebat ederek, dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların (şeytanın çocuklarının), şeytani düzenlerin vesvesesinden, dalaveresinden kendinizi koruyun.”
17-Zina etmek yasaktır:
İslâm’ın en önem verdiği ve teminat altına aldığı konulardan birisi neslin korunmasıdır. İslâm, evlilik müessesesiyle temiz bir toplum inşa ederken, zinayı, livatayı ve her türlü sapkınlığı yasaklar. Sadece zinayı yasaklamakla kalmaz zinaya giden yolları kapatmak için kendisine haram olan karşı cinse karşı şehvetle bakmayı dahi yasaklar. Kur’an-ı Kerim’de, “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar” (Nur, 30) ve “mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar” (Nur, 31) ayetleriyle mahremi olmayan karşı cinsi bakışlarıyla rahatsız etmeyi yasaklayan İslam dini, harama giden yollara set çekmiş ve her türlü azgınlığın önüne geçmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de, “Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız bunlara Allah’ın dinini tatbik hususunda acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir zümre de bunların azabına bu cezalarına şahit olsun” (Nur, 2) buyrularak zina eden bekârlar için yüz değnek cezası, evliyken zina edenlere ise “recm” cezası getirilmiştir.
İslâm’da temel insan haklarından olan neslin korunması, fıtrata müdahaleyi engellemek ve meşru şekilde neslin devamını sağlamak için teminat altına alınmıştır. Bu bakımdan İslâm yaratılış kodlarımıza yani fıtrata müdahaleyi yasaklamış, buna yeltenilmesini de insan hakları ihlali olarak görmüştür.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), inananlarla son büyük buluşmasında zina etmenin yasak olduğunu tekrar hatırlatmıştır. İnsan fıtratını bozan bu ahlâksızlığı son emirleri arasında tekrarlaması önemlidir. İslâm devletinde zinanın önlenmesi için sert tedbirler alınmıştır. Eğer nesil bozulursa toplum bozulur. Bu bakımdan zina konusunu tekrar hatırlatmış ve şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar, Allah (C.C.), her hak sahibinin hakkını vermiştir. Her insanın mirastan payını ayırmıştır. Mirasçıya vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuzdur.”
18-Yalan yere yemin etmemek:
İslâm’daki büyük günahlardan birisi “yalan yere yemin etmektir”. İlk yemin eden şeytandır. Şeytan, Hz. Adem’le Havva’yı kandırmak için Cennet’te yemin etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şeytanın yalan ve yeminle verdiği telkin şöyle anlatılmaktadır: “Derken şeytan, onların örtülü avret yerlerini, kendilerine göstermek için, onlara vesvese vererek, ‘Rabbiniz size bu ağacı, ancak iki melek olacağınız yahut ebedi kalanlardan olacağınız için yasak etti’ dedi. Bir de onlara, ‘Muhakkak, ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim!’ diye yemin etti” (Araf Sûresi, 20-21).
Yalan yere yemin etmenin münafıkların alameti olduğu Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Allah’ın gazap ettiği milleti (Yahudileri) dost edinen münafıkları görmedin mi? Onlar ne sizdendir ne de onlardan, bile bile, yalan yere yemin etmektedirler” (Mücadele, 14).
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), yalan yere yemin etmenin büyük günahlardan olduğu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Büyük günahlar, Allah’a ortak koşmak, ana-babaya isyan etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir” (Buhari, Eymân, 17).
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), ümmetiyle son büyük buluşmasında yalan yere yemin etmeyi yasaklayarak şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar, Allah’ın adını anarak yalan yere yemin etmeyin. Allah adına yalan yere yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır.”
19-Kölelere ve her türlü çalışana kötü davranmamak:
İslâmiyet’in gelişinden önce yeryüzünde yaygın olan kölelikle ilgili düzenlemeler getirmiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), bu son konuşmasında bu konuya temas etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşru haklarınız ve insani ilişkileriniz olan köle, cariye ve akitle çalıştırdığınız çalışanlarınıza iyi muamele edin. Onların yiyeceklerini, giyeceklerini kendi yiyecek ve giyeceklerinizi ölçü alarak sağlayın. Bir suç işledikleri zaman diğer insanların işledikleri aynı cinsten suça verilen cezayı ölçü alın. Onlara işkence etmeyin, cezalandırmayın!”
Siyami Akyel.
Devam edecek.