Gönderen Konu: Uhud Savaşı İstişâre, Sadakat ve Kararlılık 1  (Okunma sayısı 2936 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6954
Uhud Savaşı İstişâre, Sadakat ve Kararlılık 1
« : Temmuz 19, 2024, 07:23:17 ÖÖ »


Uhud Savaşı İstişâre, Sadakat ve Kararlılık  1

Müslümanların hicretin 2. yılında (624) Mekkeli müşrikleri ağır yenilgiye uğrattıkları Bedir Savaşı’ndan sonra cereyan eden Uhud Savaşı, başından sonuna kadar ibretâmîz bir hadisedir. Bu savaş, gerek sebepleri gerekse sonuçlarıyla Müslümanların kıyamete kadar dikkat etmesi gereken konuların bir kısmını da içermesi cihetiyle hayati önem taşımaktadır.

Bilindiği gibi Mekkeli müşrikler, Bedir Savaşı’nda yaşadıkları ağır yenilginin intikamını almak için 2000’i paralı asker olmak üzere toplam 3000 kişilik bir ordu teşkil etmişti. Ebu Süfyân kumandasındaki ordunun Medine’ye doğru hareket ettiğini Gıfâr kabilesine mensup biri vasıtasıyla öğrenen Hz. Abbas, durumu Peygamber Efendimize (S.A.V.) iletmişti.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) de görevlendirdiği sahabeler vasıtasıyla müşrik ordusunun durumu, asker sayısı ve konaklama yerleri gibi bilgileri öğrenmiş, ordunun Medine’ye yaklaştığı hengâmda şehirde nöbet tutturmuştu.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.), müşriklere nasıl karşılık verileceği hususunda Sahâbelerle istişare etmiş; gördüğü rüya üzerine Medine’de kalıp, kadın ve çocukları güvenli yerlere yerleştirerek savunma savaşı yapılmasını tercih ettiğini açıklamıştı. Ancak, özellikle Bedir Savaşı’na katılamayan heyecanlı gençler ile Hz. Hamza, Sa’d b. Ubâde, Numan b. Mâlik gibi sahabeler savunma savaşı değil, Medine’nin dışında düşmanla savaşılması konusunda ısrar etmişti.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.), gördüğü rüya ve endişelerine rağmen çoğunluğun görüşüne uyarak savaş kararı aldı. Cuma Namazı’ndan sonra yaptığı konuşmada sabır ve sebat ettikleri takdirde zafer elde edeceklerini ifade etti. İkindi namazından sonra hazırlıklarını tamamlayan Müslümanlar, Mescid-i Nebevi’de toplandı. Daha önce meydan savaşı için ısrar edenler, zırhını giyip evinden çıkan Peygamber Efendimize (S.A.V.) ısrarlarından dolayı pişman olduklarını, savaşın nerede yapılması gerektiği konusunda vereceği karara uyacaklarını bildirdi. Ancak Peygamberimiz (S.A.V.), “Bir peygamber zırhını giydikten sonra Allah onunla düşmanları arasında hüküm verinceye kadar zırhını çıkarmaz. Eğer sabreder ve görevinizi yaparsanız Allah zaferi size ihsan edecektir” dedi.

Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Medine’de Abdullah b. Ümmü Mektûm’u vekil bırakarak 1000 (bin) kişilik ordusuyla yola çıktı. Yolda münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selül’ün müttefiki olan 600 kişilik Yahudi birliğiyle orduya katılmak istedi ancak Peygamberimiz (S.A.V.) kabul etmedi.

İslâm ordusu, 7 Şevval 625, Cumartesi günü Uhud dağına ulaştı. Sabah namazından sonra Peygamber Efendimiz (S.A.V.), ordunun arkasını Uhud dağına verecek şekilde konumlandırdı. Bu arada Abdullah b. Übey, “Ben meydan savaşına taraftar değildim. Muhammed çoluk çocuğun sözüne uydu, bizim sözümüze itibar etmedi” diyerek 300 kişilik ekibiyle ordudan ayrılıp Medine’ye döndü. İslâm ordusunun sayısı böylece 700’e düştü.

İslâm ordusunun sancağını Mus’ab b. Ümeyr’e veren, ordunun sağ ve sol kanatlarını düzene koyan Peygamber Efendimiz (S.A.V.), cihadın önemi hakkında beliğ bir konuşma yaptı. Düşmanın İslâm ordusunu arkadan vurmasını önlemek için Abdullah b. Cübeyr komutasında elli kişilik okçu birliğini Ayneyn tepesine yerleştirdi. Bu tepe daha sonra Cebülürrumât (Okçular tepesi) adıyla anılmaya başladı.

Abdullah b. Cübeyr komutasındaki okçulara savaşta galip gelinse bile ikinci bir emre kadar asla yerlerini terk etmemelerini, düşmanın ordunun arkasından saldırmaya yeltenmesi halinde oklarla geri püskürtmelerini emretti.

O günlerde daha İslâm’la şereflenmemiş olan Hâlid b. Velîd, müşrik ordusundan ayrı olarak emrindeki süvari birliğiyle geriden savaşın gidişatını gözetlemekteydi. Savaşın başındaki mübârezede Hz. Ali, Talha b. Ebu Talha’yı, Hz. Hamza’da Talha’nın kardeşi Osman’ı öldürdü.

Müslümanlar, savaşın başlamasıyla üstünlüğü ele geçirmiş, müşrik ordusu korkudan kaçmaya başladı.

İslâm ordusu savaşçıları, kaçan düşmanları kovaladıktan sonra kesin galibiyet kazandıkları düşüncesiyle ganimetleri toplamaya başlamış, buna Ayneyn tepesindeki okçular da yerlerini bırakarak katılmıştı. Bu sırada süvari birliğiyle pusuda bekleyen Hâlid b. Velîd, İslâm ordusundaki açığı fark etmiş ve arkadan saldırdı. Abdullah b. Cübeyr ve on kadar sahabe, oklarıyla karşılık verse de kalabalık süvari birliği tarafından şehit edildi.

Hâlid b. Velîd komutasındaki müşrik süvari birliğinin arkadan saldırması üzerine kaçan müşrik ordusunda cesaretini toplayıp geri dönmesi üzerine İslâm ordusu, iki kuvvet arasında kalarak zayiat vermiştir.

Siyami Akyel.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48