* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Günümüzde Ahlak Çöküntü  (Okunma sayısı 75 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 888
    • www.fanidunya.net
Günümüzde Ahlak Çöküntü
« : Mart 04, 2025, 02:22:47 ÖS »


Günümüzde Ahlak Çöküntü

Günümüzde ahlâkî yozlaşma, ahlâkî çöküntü had safhaya ulaştı. Ahlâktan çok ahlâksızlk ön plandadır. İletişim araçlarının ve sosyal medyanın amacının dışında faydasız, boş ve kötü şekilde kullanılması ahlâkî çöküntünün sebeplerinden biridir. Teknolojinin gün geçtikçe daha fazla geliştiği ve bu gelişme ile birlikte ahlâk dışı yayın yapan İslâmî değerlere ters düşen, müstehcen içerikli sinema filmleri, televizyon programları, dizi filmleri, magazin programları ve internet siteleri ahlâkî erozyona ve ahlâkî yozlaşmaya sebep olmaktadır.

Ahlâkî çöküntü, bireylerin veya toplumların ahlâkî değerlerinde zayıflama ve yozlaşma yaşanması durumunu ifade eder. Genelde, bireysel çıkarların öncelik kazandığı, maddî değerlerin manevî değerlerin önüne geçtiği durumlarda ahlâkî çöküntü yaşanır. Günümüzde, hızlı toplumsal değişim, teknolojinin etkileri, geleneksel değerlerin sorgulanması ve ekonomik-sosyal problemler ahlâkî çöküntü ile ilgili tartışmaları daha da görünür hale getirmiştir.

Ahlâkî Çöküntünün Belirtileri

1. Toplumsal Değerlerin zayıflaması: Aile yapısının zayıflaması, paylaşım ve yardımlaşma gibi değerlerin azalması.

2. Bencillik ve Menfaatçilik: İnsanlar arasında dayanışma yerine, bireysel çıkarların ön planda tutulması.

3. Adalet ve Dürüstlük İlkelerinin Göz Ardı Edilmesi: Yolsuzluklar, haksız kazanç ve rüşvet, liyakatsiz atamalar bu kategoriye girer. Bir ülkedeki siyasal yapı da toplumsal yozlaşmada önemli bir etken olabilir. Toplumda siyasetin kişisel çıkarlara alet edilmesi, siyasal kayırmacılık, rüşvet yozlaşmaya, ahlâkî çöküntüye sebep olmaktadır.

4. Aile ve Gençlikte Sorunlar: Genç kuşağın maddiyatı aşırı ön plana koyması ve sosyal medya gibi dijital araçlarla yanlış yönlendirilmeler.

Ahlâkî Çöküntünün Nedenleri

1. Medyanın ve Teknolojinin Yanlış Kullanımı: Teknolojinin faydalı kullanımı desteklenirken, popüler kültür ve bireyci yaşam tarzını yücelten içeriklerin yaygınlığı sorun oluşturabiliyor.

2. Ekonomik Eşitsizlikler: Yoksulluk ve gelir adaletsizliği, insanları ahlâk kurallarını çiğnemeye itebiliyor.

3. Eğitim Sisteminin Eksiklikleri: Ahlâkî değerlerin yeterince öğretilmemesi, insanları erdemli yaşamdan uzaklaştırabiliyor.

 4. Kültürel Çatışma ve Geleneksel Değerlerin Yitirilmesi: Gelenek ve modern yaşam arasında kalınması, bireylerin kendi ahlâk anlayışında karmaşalar oluşturuyor.

Ahlâkî Çöküntünün Çaresi

1. Eğitimle Farkındalık Sağlama: Ahlâk ve değerler eğitiminin erken yaşta başlaması, gelecekte bireylerin ahlâkî anlamda güçlü temeller üzerine kurulmasını sağlar.

2. Aileye ve Topluma Yönelik Destekler: Sağlam aile yapısı ve sosyal dayanışma, çöküntüyü engeller.

3. Adaletin Tesisi: Adaletin herkes için işlemesi, toplumu tekrar değerlerine kavuşturabilir. İslâm’a uygun bir yaşantı, toplumda adaletin tesisini sağlar.                                       

4. Medyanın ve Teknolojinin Doğru Kullanımı: Zararlı içeriklerin yerine kültürel değerleri destekleyen yapımlar öncelikli hale getirilmelidir. Ahlâkî değerlerin korunması, sadece bireylerin değil tüm toplumun görevidir. Bunun için, bireysel çabaların yanı sıra toplumsal politikalar ve uygulamalar da büyük önem taşır.

Ahlâkî çöküntünün temelinde insan iradesinin iyi ve doğruyu seçmek yerine nefsine boyun eğmesi ve zamanla onun sınırsız arzularının esiri durumuna düşmesi yatmaktadır. Allah Teâlâ’nın rızasını gözeterek yaşamak yerine sınırsız haz isteği gasp, cinayet, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, haksızlık, şiddet, edepsizlik, uyuşturucu ve fuhuş gibi Allah’ın (c.c.) haram kıldığı davranışlara sürükler. Bireyin ve sosyal hayatın huzurunu bozan bu olumsuz davranışlar ancak Allah’a tam bir bağlılık ve ahlâkî ilkelerin hayatın merkezine alınmasıyla aşılabilir.

İslâm dini; insan hayatına anlam kazandıran, birey ve toplumun dünya ve ahiret mutluluğunu amaç edinen ilahi kurallar bütünüdür. İslâm dininin temel kaynaklarından doğru biçimde öğrenilmesi sağlam ve güvenilir bir toplum inşası için büyük önem taşır. Dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmek; İslam’ın inanç, ibadet, ahlâk ve toplum hayatını ilgilendiren esaslarını bir bütün olarak öğrenip buna uygun bir hayat sürmeye bağlıdır.

Yaşadığımız hayat içerisinde gençliğinin en önemli problemi ahlâkî çöküntüdür. Genel anlamda, ahlâkî bozulmaların temelinde dünyevîleşme olgusu son derece önemlidir. Dünyevîleşme, kendini dünyanın çekiciliğine kaptırma, ona esir haline gelme anlamına gelir. Günümüz insanının geçimden, zevk ve eğlenceden başka bir endişesi yoktur. Dünyaya aşırı düşkünlük gün geçtikçe artmakta, insan zevk peşinde koşmaya başlamakta ve sadece tatmin arayışına girmektedir. Dolayısıyla günümüz insanı, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır. Ahlâk güzelliğinin olmadığı yerde yozlaşma, çürüme ve ardından da çöküş başlar.

Modernlik, çağdaşlık, özgürlük ve cesaret söylemleriyle her türlü ahlâksızlık normalmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bir toplumda ahlâkı tahrip eden unsurlar devam ettiği sürece ahlâk gittikçe bozulur ve o toplumda huzur ve güven kalmaz. Bu itibarla güzel ahlâk, günümüzde çok büyük bir önem arz etmektedir. Güzel ahlâklı olmak, birey ve toplum için çok önemli bir özelliktir. Güzel davranışların toplumda yaygınlaşması, insanların bir arada barış, huzur ve güven içinde yaşamasına sebep olur ve insanlar arasında, sevgi, saygı ve dostluk bağları güçlenir.

Hiç şüphesiz güzel ahlâk, bir mü’minde bulunması gereken temel vasıflardandır. İslâm dini güzel ahlâk sahibi olmamızı ve kötü huylardan ve davranışlardan da kaçınmamızı istiyor. Bir Müslüman İslâm ahlâkına uygun yaşadığında dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar. Her Müslümanın, imanını sâlih amellerle ibadet anlayışı içerisinde bütünleştirerek bütün davranışlarını güzelleştirmesi ve iyi ahlâk sahibi olması gerekir. İman zorunlu olarak ibadeti, iman ve ibadet de güzel ahlâk sahibi olmayı gerektirir. Ahlâk insan hayatının tamamını kapsar. İslâm ahlâkı, Kur’an ve Sünnetin ortaya koyduğu hayat tarzıdır. İslâm, güzel ahlâktır.  Ahlâkî değerler, insanı insan ve iyi Müslüman yapan en önemli özellikler arasındadır.

Hz. Peygamber (s.a.s.):

“Mü’minlerin iman yönünden en mükemmel olanları ahlâkı en güzel olanlarıdır.”1

“Sizlerden kıyamet gününde en çok sevdiğim ve bana en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır.”2,

“İnsanlara, güzel ahlâkla muâmele et.”3 buyurur. Bu hadislerden ahlâkın önemi anlaşılmaktadır.

Bir insan, Müslüman ve dindar olduğunu söylüyorsa mutlaka güzel ahlâklı olmalıdır. Tevhidî anlayışta olan davetçi Müslümanların “imanımız sağlam” düşüncesiyle ahlâkı önemsememesi ve günlük hayatında insanlara karşı davranışlarına dikkat etmemesi, edep ve âdâba uygun davranmaması çok yanlıştır. Bilinçli Müslümanlar Tevhide, imana önem verdiği gibi ahlâka da çok önem vermelidirler. Çünkü “Tevhid” güzel ahlâklı olmayı gerektirir.

Gençlik, insan hayatının en kritik dönemidir. Bu dönemde insan hayırda da şerde de büyük mesafeler alabilir. Gençlik, kontrolsüz ve gelişi güzel geçirilen bir dönemin adı olmamalıdır. Malum günümüzde ahlâkî çöküntü had safhaya ulaştı. Ahlâktan çok ahlâksızlığın ön plana çıktığı yaşayış tarzları gündemi meşgul ediyor. Gençler, dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlâkî konularda sorunların oluşması doğaldır. Dinî duyarlılığın eksikliği fertlerin içki, kumar, uyuşturucu zinâ, hırsızlık, kapkaç gibi kötü alışkanlıklara zemin hazırlayabilir. Ayrıca stres, panik atak, depresyon, ruhsal bunalım ve sürekli tatminsizlik gibi sorunlar bu çağın hastalıkları olarak görülmektedir.

Tolstoy şöyle diyor: “Ahlâk kurallarını çiğnemeyin. Zirâ öcünü çabuk alır.”

Ahlâk bir defa bozulmaya yüz tuttu mu toplumda bir çatışma ve şiddet zuhur eder ve huzur, güven kalmaz. Dinî etkinin zayıflaması,  ahlâkî çöküntüye ve çeşitli sorunlara sebep olmaktadır.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin  (kötü) arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekecekler.”4

Dini değerlerimize uygun davranışlar sergileyemeyen kimseler için; her arzu ve tutku, her türlü ideoloji, cinsellik, moda, gösteriş, aşırı tüketim,  eğlence, zinâ, alkol, uyuşturucu ya da bir takım sapık inançlar (ateizm, deizm, agnostisizm ve nihilizm gibi din karşıtı akımlar) ve düşünceler gençlerimizin hayatını bütünüyle kuşatmaktadır.

Çünkü düzenli çalışma, ana-babaya, büyüklere ve çevreye saygı, hoşgörü, sabır ve yardımlaşma, Allah, Peygamber ve insan sevgisi, kurallara uyma, doğruluk, inanç, ibadet ve güzel ahlâk sahibi olma bilinci, güzel erdemler bu dönemde kazanılır. Gençlik; çalışıp kazanma, evlenip aile kurma, insanlara yararlı olma ve Allah’a ibâdet etme bakımından hayatın en verimli çağıdır.

Hz. Peygamber de, kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacaklar arasında, “Rabbine ibadet ederek yetişen gençleri”5 de sayarak, gençken dini yaşamanın önemine işaret etmiş; başka bir hadisinde de, “İnsanoğlu, kıyâmet gününde; gençliğini nerede ve nasıl harcadığından... sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz”6 buyurarak, gençlik enerjisinin Allah’a kulluk ve insanlığa hizmet uğrunda değerlendirilmesi gerektiği mesajını vermiştir.

Dünyaya gelişimizin gayesi, Allah'ı tanımak ve ona ibadet etmektir.7 İnsan, beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Bedenin maddî gıdaya ihtiyacı olduğu gibi ruhun da mânevî gıdaya ihtiyacı vardır. Ruhun en önemli gıdası sağlam iman ve ihlâsla yapılan ibadettir. İslâm dinî, nefsin ve neslin korunmasını aile ile onu da evlilik kurumuyla temin etmektedir.  Dinimizde gayr-i meşru ve nikâhsız beraberlikler çirkin görülüp yasaklanmış, evlilik teşvik edilmiştir. Evlilik dışı ilişki kesin olarak yasaktır. İslâm’ın yasak ettiği haramlardan olan zinâ, büyük günahlardan biridir. Rabbimiz Allah zinâya yaklaşılmamasını emrediyor: “Zinâya yaklaşmayın, çünkü o bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.”8

Zinânın fert, aile ve toplum için zararları çoktur. İslâm'ın hiç tasvip etmediği bir davranış biçimidir. Gençler iffetlerini korumaları için, cinsel uyarı içeren TV programı, sinema filmi, internet gezintileri, gazete, dergi, resim ve benzeri şeylerden uzak durmalıdır. Çünkü cinsellikle imtihan, imtihanların en çetinidir. Bu açıdan dikkat etmeli, cinsel duyguyu tahrik eden ortamlardan kaçınılmalıdır. Günümüz gençliğinin bozulmasında en büyük etkenler şunlardır: “Eğlence merkezleri, müstehcen yayın, internet, zararlı yayın yapan TV kanalları, arkadaş çevresi, şans oyunları, plajlar ve para karşılığında serbestçe çeşitli yerlerde yapılan fuhuş, sosyal etkinlik adı altında gençlerin kötü alışkanlıklar edindiği yerler.”

Son yıllarda film ve dizilerde evlilik dışı ilişkiler, nikâhsız birliktelikler normalmiş gibi gösterilerek, bu tür gayr-i ahlâkî ilişkiler toplumda özendirilmektedir. Genç yaşta bekâr insanların çokluğu, düzen ve çevrenin haramları süsleyip kolaylaştırması ile birleşince, çeşitli ahlâksızlıkların yayılmasına, maddî ve mânevî nice hastalıkların, sorunların artmasına yol açıyor.

Evlilik yaşının ilerlemesinin flört tarzı ilişkilerin önünü açmakta ve fuhuşa neden olabiliyor. Flört, dinimizin ahlâk anlayışına uymaz. Flört, nikâhsız beraber olmanın, gezip tozmanın, eğlenmenin çağdaş ismidir. Geç evlilik ahlâkî çöküntüye kapı aralıyor. Bu sebeple evliliği geciktirmek marifet değildir. Marifet evliliği gerçekleştirmektir. Dinimiz vakti gelince evlenmeyi teşvik, bekâr kalmamayı tavsiye etmiştir. Çeşitli sebeplerle evlenmeyenlere yardım etmek gerekir.

Peygamberimiz (s.a.s.), “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bil: İhtiyarlamadan önce gençliğinin, ölüm gelmeden önce hayatının, hasta olmadan önce sağlığının, meşguliyetten önce boş vaktinin, yoksulluğa düşmeden önce zenginliğinin kıymetini bil”9 buyurur.

Gençliğin değerinin bilinmesi, gençlerin bu dönemde, hem kendileri ve hem de gerek aileleri gerekse toplumları için hayırlı ve faydalı şeyler yapmalarıyla mümkün olur. Dünya ve âhiret saadetini kazanmak için, bütün görev ve sorumlulukları yerine getirmek, her türlü kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmak ve Allah’a karşı olan kulluk görevlerini yerine getirmek gerekir. İşte o zaman gençliğin değeri ve önemi bilinmiş olur.

Sonuç olarak ahlâkî yozlaşmadan, çöküntüden korunmak, Müslümanın dinî ve ahlâkî değerlere uygun bir hayat sürmesiyle mümkündür.

----------------------------------------------------------------------------------------

Dipnot

1. Tirmizî, Radâ 11.

2. Tirmizî, Birr 70.

3.Tirmizî, Birr 54.

4. Meryem, 19/58.

5. Buhârî, Ezan 36.

6 Tirmizî, Kıyamet, 1.

7. Zâriyat, 51/56.

8. İsrâ, 17/32.

9. Müslim, İmare 46.

Süleyman Gülek     

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap