Allah’ın birliğine iman ne anlama geliyor?
Bilindiği gibi Allah’ın Esmâü’l- Hüsnâ’sından (Güzel isimler) biri de “el-Vâhid” ismidir. Bu ise Allah’ın;
“Tek [olması].. Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla şerîki (ortağı) veya nazîri (benzeri, dengi) bulunmayan, olması demektir.
Allahu Teâla;
Zâtında birdir; O’nun yarattığı ve ayakta tuttuğu bir mahlûk hiç O’na denk olabilir mi?
Sıfatlarında birdir; hiçbir sıfatının benzeri başkasında yoktur. Mahlûkatta, bilhassa insanlarda O’nun sıfatlarının benzeri değil, izleri ve nişâneleri vardır ki, onlardan Allah’ın yüce sıfatları sezilir ve îmân edilir.
İşlerinde birdir; her şeyi yaratmakta tedbir ve idârede hiçbir yardımcıya ihtiyâcı yoktur. Maddî ve ma’nevî sebepler, kendiliklerinden hiçbir şeyde müessir olamazlar.
İsimlerinde birdir; Esmâü’l-Hüsnâ’sından hiçbir isimde hakîkî ma’nâsiyle benzeri yoktur.
Hükümlerinde birdir; hâkimiyet münhasıran O’nun şânıdır. Sevâbı, ikabı, helâli, haramı tâyin etmek, ancak O’na mahsustur. Şu haramdır, şu helâldir demeye Allah’tan başka kimsenin salâhiyeti yoktur.
Bu sayılan hususlarda Allah’a bir denk bulanabileceğini kabûl etmek ŞİRK’tir.
ŞİRK; yaratılmışlar içinde herhangi birini bu hususların herhangi birinde Allah’a benzetmek veyâ Allah’a ortak tutmaktır. Bunun netîcesi o mahlûkun da Mâbutluğunu kabûl edip ona tapmaktır.” (A. Osman Tatlısu, Esmâ’ü’l Hünsâ Şerhi, Ank.1957, s.134)
Bu konuda bir de Mevdudi merhuma kulak verelim.
Kişiyi şirke düşüren hususları şu dört ana başlıkta özetlemek mümkün.
İnsan şu dört durumda yüce Mevla’ya şirk koşmuş olur:
1) İlâh olarak Allah’tan başka bir varlığı da ilâh kabul ederse;
Zatında Allah’a ortak tanıyan tüm inanç şekillerinde olduğu gibi. Hristiyanların üçlemesi, müşrik Arapların, meleklerin Allah’ın kızları olduğuna inanmaları ve kendi tanrı, tanrıça ve yönetici ailenin üyelerine ilâhlık vermeleri gibi..
2) Her bakımdan ve tüm kapsam ve kuşatıcılığıyla yalnızca Allah’a ait olan sıfatları bir başkasına da verirse;
Allah’tan başka bir kimsenin bütünüyle ve tüm kuşatıcılığıyla Allah’a ait sıfatlardan birine veya birkaçına ya da tamamına sahip olduğuna inanan herkes şirke düşmüş olur.
Sözgelimi, herhangi bir kişi şu veya bu kimsenin ‘gayb’ dahil her şeyi bildiğine veya her şeyi duyduğuna ya da her kusur ve zayıflıktan uzak bulunup, Allah gibi yanılmaz olduğuna inanırsa, bu kişi, Allah’a şirk koşmuş olur.
3) Güç ve kudretinde Allah’a bir ortak daha tanırsa;
Allah’tan başka bir kimsenin, yalnızca Allah’a ait güçlerden birine veya tamamına sahip olduğuna inanmak da şirktir.
Sözgelimi,
- Allah’ın yanısıra bir başkasının daha tabiatüstü bir yolla yarar veya zarar verebileceğine,
- ihtiyaçları giderip yardım edebileceğine,
-koruyup gözetebileceğine, çağrıları duyup kaderi tayin edebileceğine veya engelleyebileceğine ve
- insan hayatı için kanun koyabileceğine inanan müşriktir. Bütün bunlar ilâhlığın nitelikleri olduğundan böylesi inançlar şirktir.
4) Allah’a ait haklar konusunda O’na başka ortaklar kabul ederse; sadece Allah’a ait olan bu haklardan herhangi birini veya tamamını bir başkasına vermek de şirktir. Sadece Allah’a mahsus olan bu hakları on bir maddede özetleyebiliriz:
1-Tapınılma Hakkı: Ancak O’nun huzurunda insanın elleri bağlı ayakta durması, eğilip secdeye varması söz konusu olabilir.
2-Adakta Bulunulma Hakkı: Adına adakta ve sunularda bulunulacak sadece Allah’tır.
3-Kurban Sunulma Hakkı: Yalnız O’nun yüceliği karşısında şükür ifadesi olarak kurban kesilebilir.
4-Dua Edilme Hakkı: Sıkıntı ve güçlüklerin giderilmesi için el açıp yalvarılma hakkına sahip olan da yalnızca Allah’tır.
5-Sınırsız Güvenilme Hakkı: İbadet edilmeye, yüceltilmeye ve bağlanılmaya lâyık olan yalnızca Allah’tır,
6-Kayıtsız Şartsız Sevilme Hakkı: Her şeyden daha fazla sevilme hakkı da yine yalnızca Allah’a aittir. Gerektiğinde tüm diğer sevgiler O’nun sevgisine feda edilmelidir.
7-Korkulma Hakkı: Yalnızca O’ndan korkulmalı, açık ve gizli O’na karşı gelmekten kaçınılmalıdır.
Süleyman Önsay.