İMANIN DALLARI!
Kelime-i Şehadet, ayet-i celilede (İbrahim, 24) meyve veren güzel bir ağaca benzetilmişti. Peygamber Efendimiz de “İman yetmiş küsur şubedir” buyurarak aynı temsille iman ve açılımına dikkatlerimizi çekmişti.Bu mesajlardan ne anlamamız ve kalplerimize neleri adeta kazımamız hususunda çok önemli bir yorumu gündemimize taşımanın gerekliliği tersinin ise vebal demek olacağı kanaatiyle sizlerle paylaşıyoruz:
..hadisimizin ifadesinden imanın bir asıl yapısı (ki, o kalp ile tasdiktir) bir de o yapının dalları, şubeleri olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bazı âlimlerce işaret edildiği gibi hadiste iman ağaca benzetilmiş gibidir. Kur’ân-ı Kerîm’de de iman gerçeğini belirten söz, ağaca benzetilmiş ve şöyle buyurulmuştur:
“Güzel söz, kökü (yerde) sâbit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. Ki o ağaç, Rabbinin izni ile her zaman yemişini verir. Allah, öğüt alsınlar diye insanlara böyle benzetmeler yapar” (İbrahim sûresi (14), 24).
İman kökü kalbde, dalları ise, insan davranışları olarak dışarıda yani hayatta olan bir tevhid ağacıdır. Rivayetlerdeki farklılığa göre bu dallar ya yetmiş veya altmış küsurdur. Bunları 77 olarak sayan ve her biri hakkında detaylı bilgi veren özel kitaplar bulunmaktadır. Bu tür eserlerin en meşhuru, muhaddis Beyhakî’nin (ö. 458/1066) Şuabü’l-İmân’ıdır.
“İmanın şubeleri” ile ilgili genel çerçeveyi belirleyen hadîs-i şerîf, önümüze ilgi çekici bir çizgi koymaktadır. “Lâ ilâhe illallah” demekten, yoldaki eziyet veren şeyleri gidermeye kadar uzanan bu çizgi teori ile pratik, düşünce ile uygulama kısacası din ile dünya ayrılmazlığıdır.
Peygamber Efendimiz, kalpteki tevhid inancının sözlü ifadesi demek olan “Allah’tan başka ilâh yoktur” ikrarının en yüksek ve en üstün iman görüntüsü olduğunu söylüyor. Yoldan, eziyet veren şeyleri gidermenin de bu imanın yerine getirilmesi en kolay ve belki bir anlamda faydası en az olan belirtisi olduğunu ifade ediyor. Biri tamamen mânevî ve kalbi bir kabulün ifadesi; öteki, yoldan meselâ bir taşı kenara iteklemek gibi tamamen maddî ve fevkalâde kolay bir hareket... Ancak her ikisi de aynı iman gövdesinin dalları... İnsan davranışlarının iman ile ilgisi, din ile dünyanın birbiriyle olan birlikteliği ve madde-mâna kaynaşması herhalde ancak bu kadar beliğ bir şekilde ortaya konulabilirdi..
İMANIN ŞUBELERİ/2
Öte yandan; “imanın şubeleri” olarak kitaplarımızda sayılan 77 özelliğin 30’u inançla, 47 tanesi ise dil ve beden ile yapılabilecek ibadetleri ve bunlara ilaveten aile ve toplum (âmme) hukukuyla alakalı konuları kapsamaktadır. Bunlar arasında yöneticiliği adâlet üzere yapmak, devlet başkanına itaat etmek, cihada çıkmak...gibi tamamen yönetim ve devlet ile alâkalı olan hususlar da bulunmaktadır. Hatta utanma duygusunun bile imanın bir şubesi olduğunu hadisimizden öğrenmekteyiz. O halde bütün bunların ve iman ile ilgili diğer hadîs-işerîflerin topluca ortaya koyduğu gerçek ve verdiği mesaj şudur: İslâm’da iman ile şu ya da bu şekilde alâkası olmayan herhangi bir davranış yoktur. Dolayısıyla din-devlet ayrılığı, din-dünya ayrılığı gibi bir anlayış da kesinlikle mevcut değildir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. İman, birbirinden farklı değerde de olsa birçok özellikten meydana gelmektedir. Bu özelliklerin her birinin doğrudan doğruya iman ile organik alâkası bulunmaktadır.
2. İslâm’da din ve dünya ayrılığı yoktur. Bunlar tam bir bütünlük içindedir. Bu sebeple de “din işi ayrı, dünya işi ayrı” gibi laik anlayışlara İslâm’da yer yoktur.
3. İman şubelerinin her biri başlı başına bir hayır ve iyilik vesilesidir.
4. Hayır yollarının çokluğu, imanın şube sayısından da bellidir.
5. Hayâ, hayırdır, hayır getirir. (Heyet, İmam Nevevi Riyazü’s Salihin Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Trc. Ve Şerh, Erkam Yayınları, İst. 2002, c.I, s.461, Hadis No 127)
Sözlerimizi ilgili ayet ve açıklamaları ile noktalayalım:
“Güzel söz, kökü (yerde) sâbit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. Ki o ağaç, Rabbinin izni ile her zaman yemişini verir. Allah, öğüt alsınlar diye insanlara böyle benzetmeler yapar” (İbrahim sûresi (14), 24).
Güzel söz güzel ağaca benzetiliyor. Çünkü ağacın diri kalması için nasıl sulanmaya, bakılmaya ihtiyacı varsa, bunlar bulunmadan kurursa kalpteki iman ağacı da böyledir. Eğer sahibi faydalı ilim, sahih amel, zikir ve tefekkürle her zaman bakıp onu gözetmezse kuruyabilir. Bir hadis-i şerifte: “Elbise nasıl yıpranır eskirse, kalpteki iman da öylece yıpranır, eskir. O halde imanınızı daima tazeleyin” denerek bu gerçek dikkatlerimize sunulmuştur.
25. (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.
Bir önceki ayette Allah Teala, güzel sözü, güzel ağaca benzetmişti. Çünkü güzel sözün meyvesi güzel amel; güzel ağacın ürünü de faydalı meyvedir. Müfessirlerin açıklamalarına göre güzel sözden maksat, kelime-i şehadettir. Bu kelime dışta ve içte daima güzel amellerin meydana gelmesine sebep olur. Allah’ın razı olacağı her güzel iş, bu kelimenin meyvesidir. (Diy.Vak.Meâli, s. 257, 258)
Süleyman Önsay.