* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Kurtuluşun Olmazsa Olmaz Dört İlkesi  (Okunma sayısı 367 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Kurtuluşun Olmazsa Olmaz Dört İlkesi
« : Nisan 07, 2018, 09:44:59 ÖÖ »
Kurtuluşun Olmazsa Olmaz Dört İlkesi!

Tüm zamanlarda ve mekanlarda gerek fert ve gerekse aile, toplum/devlet, insanlık/medeniyet boyutunda her türlü olumsuzluklardan kurtuluşun formülünü Asr suresi sunmaktadır. Surenin  mana ve muhtevası yaşantımızı ve geleceğimizi, dünyamızı ve ahiretimizi kapsayan bir öneme sahiptir. Sahabe-i kiramın her ayrılışlarında birbirlerine bu suredeki mesajları hatırlatmaları bunun en çarpıcı örneğidir.

Yüce Rabbimiz Asr sûresinde zamana yemin ederek  “inne’l-insane lefi’l-husr /

İnsanlık gerçekten hüsrandadır (ziyandadır)”(1) buyurdu. İslâm düşüncesinde Hüsran kavramı, ahiretteki başarısızlığı da kapsar ve Kur’an’a göre gerçek olan da, sonsuza değin sürecek olan da ahiretteki başarı veya başarısızlıktır.(2)

Sûreye yeminle başlanmasının nedeniyle ilgili tefsirlerde birbirinden güzel birçok yorum yapılmıştır. Bunların her birini burada sunmamız elbette mümkün değildir. Ancak şu bilgilerin de bu hususta bizlere yeterli olacağı aşikardır:

“..sûrenin başında zamana yemin edilerek onun insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiştir. Çünkü zaman Allah Teâlâ’nın yaratma, yönetme, yok etme, rızk verme, alçaltma, yüceltme gibi kendi varlığını ve sonsuz kudretini gösteren fiillerinin tecelli ettiği bir varlık şartı olması yanında, insan bakımından da  hayatını içinde geçirdiği ve her türlü eylemlerini gerçekleştirebildiği bir imkân ve fırsatlar alanıdır. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik ve imkân üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiş; onu iyi değerlendirmeyen insanın sonunun, 2. âyetteki deyimiyle ‘hüsran’(ziyan) olacağını hatırlatmıştır.”(3)

İmam Şâfiî’nin (rh.a.) kendisi hakkında, “Şayet Kur’an’da başka bir şey nazil olmasaydı, şu pek kısa sûre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor.” dediği bu sûrenin son âyetinde de insanı hüsrandan kurtaracak felâh iksiri özellikler tüm insanlığın dikkatine ve istifâdesine sunulmuştur.

Kelime-i şehâdetle mana ve kapsamı ifade edilen bir iman:

Allah’ın varlığına ve birliğine (Yaratmasında, sıfatlarında, isimlerinde, işlerinde ve hükümlerinde tek olduğuna, ortağı ve benzeri olmadığına),

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) O’nun son Peygamberi olduğuna, O’nun Allah’tan getirdiği emirlerin, yasakların, ölçülerin, sınırların, hükümlerin sonsuza değin gerçek ve geçerli olduğuna; şeksiz, şüphesiz, tereddütsüz ve itirazsız gönülden inanmak.

2-  Sâlih amel:

 “..Allah’ın rızasına, indirdiği hükümlerine uygun, ..aile, akraba, kavim [toplum], insanlık için iyilik, sonu hayır ve menfaat olan işler;.. yasaklanan büyük günah ve çirkinliklerden [ uzak bir yaşantı]...ki, bunların esası Kitap ve Sünnet’te açıklanmıştır. Zamanına göre cüz’iyatı (parçaları) da icma-i ümmet ve ictihadlarına bırakılmıştır.”(4)

Hakkı tavsiye:

“..bütün azimleri Hakk’a yönelik; imanları da, amelleri de, sözleri de hep Hakk’a sarfedilmiş [kişiler olmak]. Çünkü Hakk’a sarfedilmeyen her şey batıldır, hasardır. Ziyan olmayacak iman ve amel de ancak Hakk’a iman ve Hak yolunda çalışmaktır...her işte Hak, sabit, doğru olanı yapmayı, Hak üzere birleşmeyi, hep Hakk’a davet etmeyi, emri bi’l-marufu (iyiliği emretmek) ve nehyi ani’l-münkeri (kötülüğü yasaklamayı), kısaca Hak ve doğruluk üzere hareketi tavsiye ve nasihat..” eden insanlar olmak. (5)

Sabrı tavsiye:

“..zor durum ve hallerde caymamayı, yılmamayı, bırakmamayı, dermansızlık göstermemeyi ve böylelikle birbirlerini yardımsız, tesellisiz bırakmayıp gerek itaat ve amel, gerek elem ve musibetler ve gerek nefsin arzularına karşı sabır ve metanet tavsiye etmeyi..” şiar edinmek. (6).

Sûrenin özü veciz olarak şöyle ifade olunmuştur:

“İmam Razi, bir şahsın kavlini [sözünü] naklederek, ‘Ben bu sözden sonra Asr suresinin manasını anladım’ demiştir. Razi şöyle nakleder:

‘Buz satan birisi pazarda şöyle bağırıyordu; sermayesi eriyen bu şahsa merhamet edin!..Onun bu sözünü duyunca, bu söz Asr suresinin anlamıdır’ dedim. İnsana verilen ömür bir buz gibi hızla erimektedir. Eğer bunu ziyan eder veya yanlış yere harcarsa insanın hüsranına neden olur.”(7)

Eriyen ömür damlalarımızın cennet meyvelerini yeşertmesi duasıyla.

-----------------------------------------------------------------

1) Asr 103/1,2

2) Bkz., Mevdudi, Tehhimü’l Kur’an, c.7, s.226.

3) Prof. Dr. Hayreddin Karaman ve Diğerleri, Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, DİBY, c.5, s.640.

4) Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili,Azim Dağıtım, c.9, s.431.

5) A.e., c.9, s.432.

6) A.e.

7) Mevdudi, a.g.e., c.7, s.225.

Süleyman Önsay.


Tüm zamanlarda ve mekanlarda gerek fert ve gerekse aile, toplum/devlet, insanlık/medeniyet boyutunda her türlü olumsuzluklardan kurtuluşun formülünü Asr suresi sunmaktadır. Surenin  mana ve muhtevası yaşantımızı ve geleceğimizi, dünyamızı ve ahiretimizi kapsayan bir öneme sahiptir. Sahabe-i kiramın her ayrılışlarında birbirlerine bu suredeki mesajları hatırlatmaları bunun en çarpıcı örneğidir.

Yüce Rabbimiz Asr sûresinde zamana yemin ederek  “inne’l-insane lefi’l-husr /

İnsanlık gerçekten hüsrandadır (ziyandadır)”(1) buyurdu. İslâm düşüncesinde Hüsran kavramı, ahiretteki başarısızlığı da kapsar ve Kur’an’a göre gerçek olan da, sonsuza değin sürecek olan da ahiretteki başarı veya başarısızlıktır.(2)

Sûreye yeminle başlanmasının nedeniyle ilgili tefsirlerde birbirinden güzel birçok yorum yapılmıştır. Bunların her birini burada sunmamız elbette mümkün değildir. Ancak şu bilgilerin de bu hususta bizlere yeterli olacağı aşikardır:

“..sûrenin başında zamana yemin edilerek onun insan hayatındaki yerine ve önemine dikkat çekilmiştir. Çünkü zaman Allah Teâlâ’nın yaratma, yönetme, yok etme, rızk verme, alçaltma, yüceltme gibi kendi varlığını ve sonsuz kudretini gösteren fiillerinin tecelli ettiği bir varlık şartı olması yanında, insan bakımından da  hayatını içinde geçirdiği ve her türlü eylemlerini gerçekleştirebildiği bir imkân ve fırsatlar alanıdır. Yüce Allah böyle kıymetli bir gerçeklik ve imkân üzerine yemin ederek zamanın önemine dikkat çekmiş; onu iyi değerlendirmeyen insanın sonunun, 2. âyetteki deyimiyle ‘hüsran’(ziyan) olacağını hatırlatmıştır.”(3)

İmam Şâfiî’nin (rh.a.) kendisi hakkında, “Şayet Kur’an’da başka bir şey nazil olmasaydı, şu pek kısa sûre bile insanlara yeterdi. Bu sûre Kur’an’ın bütün ilimlerini kucaklıyor.” dediği bu sûrenin son âyetinde de insanı hüsrandan kurtaracak felâh iksiri özellikler tüm insanlığın dikkatine ve istifâdesine sunulmuştur.

Kelime-i şehâdetle mana ve kapsamı ifade edilen bir iman:

Allah’ın varlığına ve birliğine (Yaratmasında, sıfatlarında, isimlerinde, işlerinde ve hükümlerinde tek olduğuna, ortağı ve benzeri olmadığına),

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) O’nun son Peygamberi olduğuna, O’nun Allah’tan getirdiği emirlerin, yasakların, ölçülerin, sınırların, hükümlerin sonsuza değin gerçek ve geçerli olduğuna; şeksiz, şüphesiz, tereddütsüz ve itirazsız gönülden inanmak.

2-  Sâlih amel:

 “..Allah’ın rızasına, indirdiği hükümlerine uygun, ..aile, akraba, kavim [toplum], insanlık için iyilik, sonu hayır ve menfaat olan işler;.. yasaklanan büyük günah ve çirkinliklerden [ uzak bir yaşantı]...ki, bunların esası Kitap ve Sünnet’te açıklanmıştır. Zamanına göre cüz’iyatı (parçaları) da icma-i ümmet ve ictihadlarına bırakılmıştır.”(4)

Hakkı tavsiye:

“..bütün azimleri Hakk’a yönelik; imanları da, amelleri de, sözleri de hep Hakk’a sarfedilmiş [kişiler olmak]. Çünkü Hakk’a sarfedilmeyen her şey batıldır, hasardır. Ziyan olmayacak iman ve amel de ancak Hakk’a iman ve Hak yolunda çalışmaktır...her işte Hak, sabit, doğru olanı yapmayı, Hak üzere birleşmeyi, hep Hakk’a davet etmeyi, emri bi’l-marufu (iyiliği emretmek) ve nehyi ani’l-münkeri (kötülüğü yasaklamayı), kısaca Hak ve doğruluk üzere hareketi tavsiye ve nasihat..” eden insanlar olmak. (5)

Sabrı tavsiye:

“..zor durum ve hallerde caymamayı, yılmamayı, bırakmamayı, dermansızlık göstermemeyi ve böylelikle birbirlerini yardımsız, tesellisiz bırakmayıp gerek itaat ve amel, gerek elem ve musibetler ve gerek nefsin arzularına karşı sabır ve metanet tavsiye etmeyi..” şiar edinmek. (6).

Sûrenin özü veciz olarak şöyle ifade olunmuştur:

“İmam Razi, bir şahsın kavlini [sözünü] naklederek, ‘Ben bu sözden sonra Asr suresinin manasını anladım’ demiştir. Razi şöyle nakleder:

‘Buz satan birisi pazarda şöyle bağırıyordu; sermayesi eriyen bu şahsa merhamet edin!..Onun bu sözünü duyunca, bu söz Asr suresinin anlamıdır’ dedim. İnsana verilen ömür bir buz gibi hızla erimektedir. Eğer bunu ziyan eder veya yanlış yere harcarsa insanın hüsranına neden olur.”(7)

Eriyen ömür damlalarımızın cennet meyvelerini yeşertmesi duasıyla.

-----------------------------------------------------------------

1) Asr 103/1,2

2) Bkz., Mevdudi, Tehhimü’l Kur’an, c.7, s.226.

3) Prof. Dr. Hayreddin Karaman ve Diğerleri, Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, DİBY, c.5, s.640.

4) Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili,Azim Dağıtım, c.9, s.431.

5) A.e., c.9, s.432.

6) A.e.

7) Mevdudi, a.g.e., c.7, s.225.

Süleyman Önsay.