TEVHİD VE AİLE
İslam, Allah'a kulluğu emredip, ona herhangi bir şeyi ortak koşmayı yasaklarken, bu emir ve yasakla aile sistemi arasında bağlantı kurmaktadır. (4 I, 36; 16 /72; 25 /54-55) İnanç bağının peşinden gelen ilk bağ, aile bağı olmakta; fertleri birbirlerine yakın olan küçük aile tipi ile insanlık ailesi ilişkileri, bütün bağları birleştiren köke bağlanmakta ve bu hususta yasa koyan, talimat veren kaynak tek kılınmaktadır.
Hz, Adem ve Hz. Havva ile insanlık tarihinde filizlenen aile, menşei itibariyle ilahidir, dinin / tevhidin bir kurumudur. Evlenme şekillerinin tarihte değişiklikler göstermesine vs toplumların ekonomik ve sosyal yapısındaki farklılıklara rağmen, evliliğin daima din bağlarıyla pekiştirilmesi ve yüceltilmesi de bunun tezahürüdür. Laikleşme (dini tamamen toplum ve şahıs hayatını düzenleyen bir etken olma yönünde devre dışı bırakma) süreci ile birlikte ailenin yozlaşması, tükenmesi ve fakat ailenin fonksiyonlarının sosyal kurumlarca karşılanamaması sonucu vazgeçilemezliğinin-alternatifsizliğinin anlaşılması da ailenin tevhidi bir kurum olmasından kaynaklanmaktadır.
Evlilik, iki insanı birbirine bağlayan en köklü, derin, en güçlü ve en devamlı bağdır iki bireyin karşılıklı alıp verebilecekleri şeylerin en geniş çerçevesini kaplar. O halde kalplerin birleşmesi, birlikteliğin ve uyumun sağlanması için de, her şeyden önce çözülmeyen bir inanç etrafında buluşulması gerekmektedir. Çünkü kalp birlikteliği için inanç ve yönelim birliği şarttır. Dini inanç (tevhıd akidesi) ise. nefisleri düzenleyen, ona tesir eden duygulara şekil veren, istek ve arzularını sınırlayan, bütün bir hayat boyu üzerinde yürünecek yolu belirleyen en köklü ve en kuşatıcı bağı oluşturmaktadır. Bu sebeple İslam, tevhidi bir kurum olan ailenin meşru ve sıhhatli tesisi için eşlerin muvahhit olmalarını şart koşmaktadır. (2 /221)
Ayrıca, İslam düşüncesi, itikat ve amele dayanmayan tüm ilişki ve bağları (kan, soy, vatan, kavim, renk, dil, ırk, meslek, sınıf vs.) sınırlandırmakta, itikat ve amele dayanmayan yakınlık ve akrabalıkları (bağlayıcı ilke olarak) görmemektedir. (58 /22; 9 /23; 5 /55; 66/10; II /45-46; 15 /58-60)