Allahü Teâlânın İradesine Teslim Olmak Lazımdır
Dünyada olacak her şey, dünyâ yaratılmadan evvel ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdîr edilmiştir.
Sa'düddîn Muhammed Bahrâbâdî hazretleri Kübrevî tarikati şeyhlerindendir. 587 (m. 1191)’de İran’da Nîşâbur civarında Bahrâbâd köyünde doğdu.
Harezm’e giderek evliyanın büyüklerinden Necmeddîn-i Kübrâ’nın sohbetlerine devam etti ve icâzet alıp halifelerinden oldu. Hocası onu talebe yetiştirmek üzere Şam’a gönderdi. Burada Muhyiddin-i Arabî hazretleriyle sohbet etti. 671 (m. 1272)’de orada vefat etti. Buyurdu ki:
Üstadımız Necmeddîn-i Kübrâ şöyle buyurdu: Allahü teâlânın bildirdiği bütün husûslarda ve her işinde O’na güvenmek, kendisine gelmesi takdîr edilmiş olan bir şey varsa, ondan kaçmanın mümkün olmadığını iyice bilip, Allahü teâlânın irâdesine teslim olmaktır.
Böylece, O’ndan gelen her şeye râzı olduğu için, kendisi rahat olur. Böylece sahibini, yanî Allahü teâlâyı da üzmemiş olur. Eline geçen şeylerden dolayı sevinip, şımarmaz. Kendisine gelen sıkıntılardan dolayı bağırıp çağırmaz. Kendi hâlini düzeltmeye çalışır. Zerre kadar iyilik yapanın mükâfatını, zerre kadar kötülük yapanın da cezasını göreceğini bildiği için, kendisine sıkıntı verenleri, eziyet edenleri, kendisi cezalandırmaya kalkmaz. Onu affeder.
Kendisine yaptığı kötülüğün karşılığı olan cezanın ölçüsünü bilemediği için, Allahü teâlâya havale eder.
Kendisine iyilik edene de karşılığını vermekten âciz olduğunu düşünerek, onu da Allahü teâlâya havale eder. Bu iyiliği Allahü teâlâdan bilir. Her şeyin, Allahü teâlânın dilemesi ve takdîr etmesi ile meydana geldiğini düşünür. Hadîd sûresinin 22. ve 23. âyet-i kerîmelerinde meâlen buyuruldu ki:
“(Kıtlık ve kuraklık gibi) ne yerde, ne de (hastalık ve âfet gibi) nefslerinizde bir musibet başa gelmez ki, biz onu yaratmadan önce (o) bir kitapta (Levh-i mahfûzda Allahın ilminde) yazılmış olmasın. Muhakkak ki bu, Allahü teâlâya çok kolaydır. Dünyada olacak her şey, dünyâ yaratılmadan evvel ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdîr edilmiştir. Bunu size bildiriyoruz ki, hayatta kaçırdığınız fırsatlar için üzülmeyesiniz ve kavuştuğunuz kazançlardan, Allahın gönderdiği ni’metlerden mağrur olmayasınız. Allahü teâlâ kibirlileri sevmez.”
“Tövbe, birkaç manâyı ifâde eder
1. Yapılan günâha pişman olmak.
2. O günâha bir daha dönmemeye kati olarak karar vermek.
3. Terk edilen farzları, kaza edip yerine getirmek.
4. Nefse günâhın lezzetini tattırdığı gibi, ona mücâdele elemini de tattırmak.”
Vehbi Tülek.